Okumanın gezmeden daha verimli olduğu düşünülür. Bir çok insanın deneyimlerini okuyarak tanıklık edebilirsiniz. Elbette bizzat deneyimlemenin yerini hiçbir şey tutamaz ama şunu da unutmamak gerekir ki her şeyi deneyimlemeye de zamanımızın olmadığı kaçınılmaz bir gerçektir. Bunun için okumayı üstün kılan bu özelliği avantaja çevirmekte bizlerin ellerinde. İnsanların tecrübelerini kaleme aldıklarını okuyarak kendimiz için küçük notlar tutmak bile hayatımızı kolaylaştırma konusunda bizler için bir hediye. Yaşanılan zorlukların kaleme alınması, elde edilen başarıların ,mutluluğun insanoğlunun bu hayatta sahip olmak istediklerini nasıl hayata geçirdiklerini dair olan yazıları okumak, hayalini kurduğumuz hayat için bize bir yol gösterici olduğunu da gözden kaçırmamak gerek. Okumak bize olayları kelimeler aracılığı ile sınırlı bilgiler sunar. Olayın yaşanıldığı yerdeki duyguyu kokuyu bize aktaramaz.
Tabi ki gezmenin de hayatımızı daha anlamlı kıldığını da inkar etmemeliyiz. Gezerek hayatlarını geçiren insanların anlattığı hikâyeler, maceralar ilham verici olabiliyor. Özellikle gittikleri ülkelerde farklı kültürlerde deneyimledikleri meslekler, yaşam tarzları , oradaki hayatlardan parçalar biriktirmeleri hatta ve hatta insanların yaşadıkları zorlukların hayatlarını daha anlamlı ve ayrıntılı hale getirmekte olduğu da bilinen bir netliktir. Farklı kültürlerde yaşamış, perspektiflerini genişletecek deneyimlerin hayatlarında birçok beceri ile donanımlarına imkan verdiği de bilinen bir gerçekliktir. Asıl bilgelikte bu olsa gerek. Seyahat eden insanın ufku açılır ,evreni farklı bir gözle görüp yorumlamasına vesile olur.
İnsanlar okuduklarının çoğunu akılda tutamazlar ama gördüklerini görsel hafızaları sayesinde akılda tutarlar. Okumak bize hayal kurmakta rehberlik eder, gezip görmek ise bize hayali yaşamayı, duyguyu hissetmeyi , deneyimlemeye olanak sağlar. Peki size göre çok okuyan mı yoksa çok gezen mi bilir?
YORUMLAR