HIRS…

İnsanlar hayatlarını devam ederken arzu ve isteklerinde kontrolü altında olurlar.

Duygu ve düşünceler şekil alarak insanları bir şekilde hedeflerine ulaştırır. Bu hedeflere ulaşma isteği aşırıya kaçtığı zaman hırsın ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Çünkü insanlar hayatlarını devam ettirebilmek için yaşam mücadelesi verirler. İhtiyaçlarını karşılayabilmek için de üretirler, satarlar; kimi zaman istedikleri zenginliğe ulaşır kimi zamanda istedikleri hedeflere ulaşamazlar. Bu da bireyin çok şey istemesi, talep etmesi, arzu etmesi, beslediği öfke ile birleşince hırsın büyümesine sebep olur.

Bu hırslar bazen maddi ve manevi olarak bütünlüğe zarar verecek kadar ileriye gidebilir. Bu da daha kısa zamanda hedefe ulaşma isteğinden kaynaklanmaktadır. Bu zaman zaman insanların kalbini kırmaktan geçse bile hedefe ulaşma isteği insanın gözünü kör edebilen, kalbinde ki doğru yanlış çizgisinin birbirine karışmasına kadar ilerletebilen bir duygu halini alıyor.

Hayat kalitesinden tutunda insan ilişkileri hatta aile içindeki iletişime kadar olumsuz etkileri kendini acı bir şekilde gösteriyor.  İnsan o döngüye bir kere girdi mi bataklık gibi bir sarmalın içinde kaybolup gidiyor. Bu da insanı insan yapan duyguların, düşüncelerin karanlığa doğru çeken bir girdap haline geliyor eğer önüne geçilmezse. Bunun için insanı insan olmaktan alıkoyacak kadar hırslarımızın esiri olmamak,bu düşünceleri kontrol altına alabilerek dengelemeyi sağlayarak hayatımızı sürdürmek gerek. Denge insan vücudunda var olan en nadide özelliklerden birisidir.

Sonuçta fazla hırs insanı çıkardığı gibi batırması daha muhtemel olan bir duygudur. Atalarımızın da dediği gibi hırs atına binenler, çoğu kez ne vakit düştüklerini anlayamazlar.