Bir varız bir yokuz diyorlar ya hayatta aynen de öyle. Bunu en yakınını kaybetmeden öğrenemiyor insan. Hele ki zamansız ölün diyorlar ya hani ölümün vakti saati yok dersi babam hep. Zaman desen çok hızlı geçiyor artık.
Bir gün göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor. Daha hiçbir işimizi bitirememişken bir bakmışsınız ki akşam oluyor. Günler, aylar hatta yıllar bile bir çırpıda geçip gidiyor. Dünya hali vakit kısa diyebiliyoruz sadece de bu dünyada ki günlerimizi güzel geçirebiliyor muyuz? En çokta bizleri üzen konu insanların birbirini kırması. Yani birbirlerine küsmeleri. Ama elimizde değil insanın doğa gereği yapısında var bu kırılmak. Bunun nedeni de insanların birbirlerini anlamamasından kaynaklanıyor. İletişim kopukluğu var çoğu kişide. Yaşadığımız duyguyu karşı tarafa aktarırken ya kendimizi ifade edemiyoruz ya da karşımızda ki kişi anlattığımızı çok farklı anlıyor. Sonucunda da dargınlıklar ortaya çıkıyor. Hep karşımızda ki kişinin bizi anlamadığını düşünürüz oysa ki bakalım biz anlatabildik mi ya da anlayabildik mi? Empati işte tam da burada devreye girmesi gerekiyor. Yaşadığımız sürece herkesin yanımızda olacağını düşünüyoruz ama ya kırıldıkları için ya da vefat nedeniyle yanımızdan ayrılıyorlar. Bir yakınımızı kaybedeceğimiz hiçbir zaman aklımıza gelmiyor zaten aklımıza getirdiğimizde de bir ürperti hissediyoruz. Yanımızdaki kişilerle yani sevdiklerimizle geçirebildiğimiz her güzel zaman yanımıza kalan güzel anılardan ibaret. Her şeyin bir vakti var da maalesef ki ölümün vakti yok. Yüreğimizden bir parça alıp götürür sevdiğimiz birini kaybetmek. Bu parçanın yerine artık koyulacak bir şey kalmamıştır.
Bir gün göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor. Daha hiçbir işimizi bitirememişken bir bakmışsınız ki akşam oluyor. Günler, aylar hatta yıllar bile bir çırpıda geçip gidiyor. Dünya hali vakit kısa diyebiliyoruz sadece de bu dünyada ki günlerimizi güzel geçirebiliyor muyuz? En çokta bizleri üzen konu insanların birbirini kırması. Yani birbirlerine küsmeleri. Ama elimizde değil insanın doğa gereği yapısında var bu kırılmak. Bunun nedeni de insanların birbirlerini anlamamasından kaynaklanıyor. İletişim kopukluğu var çoğu kişide. Yaşadığımız duyguyu karşı tarafa aktarırken ya kendimizi ifade edemiyoruz ya da karşımızda ki kişi anlattığımızı çok farklı anlıyor. Sonucunda da dargınlıklar ortaya çıkıyor. Hep karşımızda ki kişinin bizi anlamadığını düşünürüz oysa ki bakalım biz anlatabildik mi ya da anlayabildik mi? Empati işte tam da burada devreye girmesi gerekiyor. Yaşadığımız sürece herkesin yanımızda olacağını düşünüyoruz ama ya kırıldıkları için ya da vefat nedeniyle yanımızdan ayrılıyorlar. Bir yakınımızı kaybedeceğimiz hiçbir zaman aklımıza gelmiyor zaten aklımıza getirdiğimizde de bir ürperti hissediyoruz. Yanımızdaki kişilerle yani sevdiklerimizle geçirebildiğimiz her güzel zaman yanımıza kalan güzel anılardan ibaret. Her şeyin bir vakti var da maalesef ki ölümün vakti yok. Yüreğimizden bir parça alıp götürür sevdiğimiz birini kaybetmek. Bu parçanın yerine artık koyulacak bir şey kalmamıştır.
YORUMLAR