Birini düşünün mahallede çocukluk arkadaşın daha sonra aynı okulda okuyorsun. Bir ülke kurmaya çalışacaksın hep yanında olacak. Savaşta barışta mutluluğunda her anını her şeyini seninle paylaşacak. Derdini sıkıntını dinleyecek yeri geldiğinde birbirinin hayatını yönlendirecek. Hem de hep yanında olduğun kişi dünyaya mal olmuş Atatürk olacak. Ata’nın yaveri olan Salih Bozok. Aralarında öyle bir uyum varmış ki bir olay olduğunda sadece bakışlarıyla ya da kaş göz işaretleriyle anlaşabilirlermiş. Ata’sı hasta olduğunda günlerce başucunda iyileşmesini bekleyen vefa örneği bir arkadaş. Nasıl da görevine uygun yaptıkları hareketlere uygun bir işi varmış yaverlik. Bu hastalığın sonucunda Ata’mız bu dünyadan göçünce yaversiz gidemezsin deyip kendi canına kıymak isteyen müthiş bir dostluk. Fakat kendini öldürmeye çalışması gerçekleşmemiş olup  sadece yaralanmış olan yaver Bozok Ata’mızı kaybettikten üç yıl sonra vefat etmiştir. Herkes ikisinin arasındaki bu harika dostluğu bildiğinden gazeteler bile yaverin vefat haberini “Salih Ata’sına kavuştu “ şeklinde vermiştir. Ne çok isterdim yerinde olmayı Ata’mızı tanımayı onun döneminde yaşayıp onunla olanlar ne kadar da şanslı tabi en şanslı olan da yaveri. Bugün Atatürk hakkında bir çok bilgiye de Salih Bozok’un kendi yazdığı kitaptan ulaşılmıştır ki okumak isteyenlere tavsiye ederim dili biraz ağır da olsa çok aydınlatıcı bir kitap. Ayrıca Zülfü Livaneli’nin Veda adlı kitabında da Atatürk ve Salih Bozok’un hayatını okuyabilirsiniz. Kitap o kadar güzel yazılmış ki herkesin anlayabileceği dilde kitap okumayı sevmeyenler için de kitabın uyarlandığı filmi var.