Üzülme… Nefes alabiliyorsan, görebiliyorsan, yürüyebiliyorsan şükredecek çok şeyin var demektir. İnsan genelde hep elinde olmayanlardan yakınır. Elinde olmayanları söyleme bana. Bir de elindekilerden bahsetsene ne çok şükredecek şeyin var hayatta onu da bilelim.

Her acı bir ders verir insana. Sevgilin seni terk mi etti? Demek ki yeni biri girecek hayatına. Veya biraz daha zamanınız var kavuşmak için. Son model araban mı çizildi? Çocukluğunda hiç oyuncak arabası olmayan çocuklar yetişiyor bu dünyada… Telefonunun ekranı mı kırıldı? Dert edecek ne var ki canım? Ne de olsa üstünde ekran koruyucun vardır senin. Oysa bazı insanlar var ki hayatta hiç eline telefon almamış.

Uzun mesafe yürümen gerekiyor ama çok mu zor geliyor? Şükret ki yürüyebilecek bacaklara sahipsin sapasağlam. Bazı olaylara şahit olup keşke kör olsaydım da bunu görmeseydim mi diyorsun? Görmedği için mavinin nasıl bir şey olduğunu soran insanlar var.

Sözüm ona elimizde onca şükredecek durum varken insanların bu isyanı niye? Neden yetinmeyi bilmeyip hep fazlasını isteriz. Çünkü hiç empati yapmayız değil mi? Belki bir şeylere muhtaç insanlar sizin yaşadığınız hayatı yaşayamayabilir. Ama bizlerin de o duruma düşmemeye garantimiz yok.

Herkesin sınavı ayrıdır hayatta. Derdi veren Allah dermanı da elbet verir. Yeter ki O’nun yolundan ayrılmayalım…