Hayatın bize darbeleri her zaman olmuştur. Kimi en yakın arkadaşından, kimi ailesinin içinden birinden, kimiyse en sevdiğinden darbeyi almıştır. En acı çekilen anlar belki de o anlar oluyor. Fakat o ilk yazdığım cümleyi ben değil hayat emrediyor. Bazı acı gerçekler vardır ki, hayatının iyi bir şekilde devam etmesini istiyorsan yoluna taş koyan insanları hayatında çıkartmak zorundasın!

Karşındaki insana sen vefa gösterirken ondan yana hiç bir kıpırtı yoksa sende yoksay. Durum böyleyse çek kalemi üstüne. Hak edene ver vereceğin değeri. Örnekler üzerinden gideceksek eğer sadece menfaati olanlar hayatında var mı bir bak! Sadece işi düştüğünde sadece iyi gününde arayanı değil, seninle birlikte gülen seninle birlikte ağlayan insanları seç hayatına. 
Birilerine karşı iyilik yapmaya çalışırken kendi hayatımızı mahvediyoruz belki de farkında olmadan. Hiç bir şeyden karşılık beklemesek bile yapılan iyiliğin karşısında veya hatanın karşısında bir ufacık “teşekkür ederim”, “özür dilerim” yoksa otur bir kez daha düşün çevrendeki insanları. 
Hiç bir şeye lafım yok. İyilik yapmak, vefalı olmak, sabırlı davranmak ve kul hakkına girmemekten daha güzel sevap bulamayız amenna. Tüm bunlar ve daha saymadığım onca şey insanlığın vazgeçilmezi…
Tüm bunlara rağmen gerektiğinde zorunlu anlarda geçireceksin kalbine sözü. Eğer ki geçiremezsen ezilen, kullanılan hep sen olacaksın güzel insan. Merhametin fazlası gün gelir duvara toslatır. En derin yarayı da yalnızca sen alırsın. İşte tüm bunları yaşamadan önce bazı şeylerin farkına var ki sana zarar gelmeden çek o insanların üzerine kalemi…