Tiyatro denildiğinde akla oyuncuların canlı performansla bizlere senaryoyu oynayarak aktarmaları gelir.

Oyuncular beden dilinin haricinde mimikleriyle, konuşmalarıyla seyirciye oyunu en içten şekilde aktarmaları gerekir. Tiyatro sahnesinde de oyuncuların rollerini seyirciye daha iyi geçirebilmeleri için sahnede dekorlar kullanılır. Bazen tek başına bazen de toplu halde gösteriler olur. Bunların arasında bir de müzikal olanları vardır. Tiyatro oyuncusu denildiğinde benim ilk aklıma gelen isimlerden birisi Tarık Ünlüoğlu’dur. Kendine has hareketleri ve mimikleri olan dışarıdan bakıldığına çok sert birisi gibi görülen ama röportajlarında ve onu tanıyanların anlatımıyla çok mütevazi , komik ve hayat dolu birisiymiş. Zaten sanatçının ses tonunu bilmeyen yoktur ve duyduğunda da ne kadar da etkileyici bir ses olduğunu anlamamak imkansız. Tam da tiyatroya yakışır bir ses. Güçlü, kendinden emin bir ses tonu. Seslendirme sanatçılığında da oldukça başarılı bir duayen. Yirmi yılı aşkın bir süre tiyatrolarda rol almış ve hayatını tiyatroya adamış. Sadece tiyatro değil tabi televizyonda da kendini göstermiş. Dönemin önemli dizilerinde de rol almış. Sinema filmlerinde de rol alıp onu izlememizi sağlamış. Az da değil on beş civarı sinema filminde rol almış. Son olarak ta Ünal Kaplan rolüyle karşımıza çıktı. Hatta son dönemde rahatsız haliyle dizi çekimlerine gitti. Bir yıl boyunca mücadele ettiği akciğer kanserine yenik düşerek arkasında unutulmaz bir oyunculuk ve hala kulaklarımızda olan kendine has karakteristik ses tonunu bırakıp gitti.