Ülkemizdeki şeker sektöründe en büyük şirket, kısa adı Türk şeker olan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’dir.
Bu şirket faaliyetlerini; başta 4634 sayılı Şeker Kanunu, ve Şirket Ana Statüsünde belirlenen ölçülere göre yürütmektedir. Türkiye’de şeker macerasının tarihi Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine kadar uzanmaktadır. İlk Şeker Fabrikaları kurulmasıyla alakalı çalışmalar 1840-1899 yıllarına dayanmakta, ancak bu dönemlerde yapılan teşebbüslerde bir sonuç alınamamıştır. Şeker fabrikası kurulması ile ilgili ilk adımlar cumhuriyet döneminin başında atılmış ve ilk ciddi teşebbüs Uşak’lı Molla Ömeroğlu Nuri (Şeker) adında bir çiftçi tarafından başlatılmıştır. Uşak’ta mahalli birçok müteşebbisin iştiraki ile 19.4.1923 tarihinde 600.000 TL sermaye ile kurulan ‘Uşak Terakki Ziraat T.A.Ş.’ bu anlamda başlatılan ilk ciddi teşebbüsün adımları olmuştur. Bu teşebbüsler sonucunda 6.11.1925 tarihinde Uşak’ta ilk Şeker Fabrikasının temelleri atılmış ve fabrika 17.12.1926 tarihinde işletmeye açılmıştır.
Aynı dönemde bir başka çalışma da İstanbul’da başlamış, özel şahıslar ile bazı milli bankaların ortaklığı ile 14.6.1925 tarihinde 500.000 TL sermayeli “İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları T.A.Ş.” kurulmuştur. Kısa süre içerisinde çalışmalara devam edilmiş ve 22. Aralık.1925 tarihinde Alpullu Şeker Fabrikasının temeli atılmıştır. Büyük bir özveri ile on bir ayda fabrikanın montajı bitirilmiş ve 26.11.1926 tarihinde fabrika işletmeye açılarak büyük bir gururla ilk Türk şekerini üretmeye başlamıştır.
1933 yılına kadar ülkemizin şeker ihtiyacı bu iki fabrikanın üretimi ile kısmen karşılanmış ve bu iki fabrika ile pancar tarımında ve şeker fabrikası işletmesinde hayli tecrübeler edinilmiştir. Edinilen bu tecrübeler doğrultusunda yeni şeker fabrikaları kurulması fikri ortaya çıkmış ve meyanda çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Milli bankalarımızın bazılarının ortaklığı ile iki yeni şirket daha teşekkül ettirilmiş ve bunlardan biri “Anadolu Şeker Fabrikaları T.A.Ş.” 5.12.1933 tarihinde Eskişehir Şeker Fabrikasını işletmeye açmıştır. Diğer bir şirket ise, “Turhal Şeker Fabrikası T.A.Ş.” adında kurulmuş ve 19.10.1934 tarihinde Turhal Şeker Fabrikasını işletmeye açılmıştır.
Daha sonraki dönemlerde, pancar ekimiyle alakalı, tarımsal çalışmalar arttırılmaya devam etmiş, bununla birlikte teknik ve idari çalışmalarda da koordineli çalışmalar yapılmıştır. Aynı zamanda gücü birleştirmek için sermaye kaynaklarının birleştirilmesi amacıyla ayrı şirketler halindeki dört şeker fabrikası, üç milli bankamızın eşit paylarla ortak oldukları tek bir şirket çatısı altında toplanmıştır. Bu tek çatı olarak birleşme sonucunda, TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. yani Türk Şeker ortaya çıkmıştır.
Sonraki yıllarda şeker fabrikaları kurulumu arttırılmış ve sırasıyla, 1953 yılında Adapazarı, 1954 yılında Amasya, Konya ve Kütahya, 1955 yılında Burdur, Susurluk, Kayseri, 1956 yılında ise Erzincan, Erzurum, Elazığ ve Malatya Şeker Fabrikalarının açılmasıyla 1956 yılında fabrika sayısı 15’e ulaşmıştır. Ülkemizin nüfus artışına paralel olarak artan şeker ihtiyacını temin etmek amacıyla yeni şeker fabrikaları kurulumu devam etmiştir. Bu doğrultuda 1962’de Ankara, 1963’te Kastamonu, 1977’de Afyon, 1982’de Muş ve Ilgın, 1983’de Bor, 1984’de Ağrı, 1985’de Elbistan, 1989’da Erciş, Ereğli ve Çarşamba, 1991’de Çorum, 1993’te Kars, 1998’da Yozgat ve 2001 yılında da Kırşehir Şeker Fabrikaları faaliyete başlamıştır.
Ülkemizde şeker pancarı üretimi, her yıl üreticilerle yapılan Şeker Pancarı üretim sözleşmesi ile yapılmaktadır. Türk Şeker, şeker pancarı üretimini, 4634 sayılı Şeker Kanunu ve ilgili yönetmelikler gereğince; tahsis edilen kota çerçevesinde, mevcut stoklarını ve bünyesinde bulunan fabrikaların kapasitelerini göz önünde bulundurarak yapmaktadır. Türk Şeker, bugün kapasiteleri günlük 1750-8500 ton arasında değişen pancar işleyebilen 15 şeker fabrikası ile üretim yapmaya devam etmektedir.
Türk Şeker, Mücahit Alkan beyin Genel Müdürlüğe getirilmesiyle birlikte iş hacmini en az ikiye katlamıştır. Yoğun bir mesai çerçevesinde bütün benliğini kuruma veren Genel Müdür Mücahit Alkan, çok kısa bir zaman içinde kurumda farklılığını ortaya koymuştur. Göreve geldiği günden bu yana bünyelerinde bulunan şeker fabrikalarını ve çalışan personeli ziyaret ederek onlara moral ve motivasyon olmaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda Ağrı, Kars, Erciş, Ereğli, Ilgın ve Ankara Şeker Fabrikalarını ziyaret ederek çalışmalar hakkında da bilgiler edinmiş ve bu bilgiler doğrultusunda kendisine yol haritası belirlemeye çalışmıştır. Çalıştığı bütün kurumlarda farkını ortaya koyan ve kendisiyle samimi bir dostluğumuz olan Türk Şeker Genel Müdürü Mücahit Alkan’a yaptığım hayırlı olsun ziyareti ile başarı dileklerimi ilettim. Gözlerindeki ışıltı bu kurumu daha yukarılara taşıyacak olduğunu işaret ediyordu.
Ülkemizde şeker fabrikalarının kurulmasının ana hedefi yalnız ülkemizin şeker gereksinimini karşılamak değil, tarımı ve dolayısıyla çiftçiyi kalkındırmak olmuştur. Günümüzde Türk Şeker, perspektifini genişleterek, Türk çiftçisinin hamisi olma yolunda bir çalışma içine girmiştir. Sözleşmeli tarım ve münavebe sistemi ile üreticilere verdiği destekler kapsamında, sözleşme imzalayan çiftçilere tohum ve gübre desteği de veren Türk Şeker, geliştirdiği model kapsamında üretilen ürünlere değerinde alım garantisi de vermektedir. Ülkemiz çiftçisine önderlik eden, onların yanında olduğunu ortaya koyan Türk Şeker’e ve Genel Müdürü Mücahit alkan’a çalışmalarında başarılar diliyorum
Bu şirket faaliyetlerini; başta 4634 sayılı Şeker Kanunu, ve Şirket Ana Statüsünde belirlenen ölçülere göre yürütmektedir. Türkiye’de şeker macerasının tarihi Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine kadar uzanmaktadır. İlk Şeker Fabrikaları kurulmasıyla alakalı çalışmalar 1840-1899 yıllarına dayanmakta, ancak bu dönemlerde yapılan teşebbüslerde bir sonuç alınamamıştır. Şeker fabrikası kurulması ile ilgili ilk adımlar cumhuriyet döneminin başında atılmış ve ilk ciddi teşebbüs Uşak’lı Molla Ömeroğlu Nuri (Şeker) adında bir çiftçi tarafından başlatılmıştır. Uşak’ta mahalli birçok müteşebbisin iştiraki ile 19.4.1923 tarihinde 600.000 TL sermaye ile kurulan ‘Uşak Terakki Ziraat T.A.Ş.’ bu anlamda başlatılan ilk ciddi teşebbüsün adımları olmuştur. Bu teşebbüsler sonucunda 6.11.1925 tarihinde Uşak’ta ilk Şeker Fabrikasının temelleri atılmış ve fabrika 17.12.1926 tarihinde işletmeye açılmıştır.
Aynı dönemde bir başka çalışma da İstanbul’da başlamış, özel şahıslar ile bazı milli bankaların ortaklığı ile 14.6.1925 tarihinde 500.000 TL sermayeli “İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları T.A.Ş.” kurulmuştur. Kısa süre içerisinde çalışmalara devam edilmiş ve 22. Aralık.1925 tarihinde Alpullu Şeker Fabrikasının temeli atılmıştır. Büyük bir özveri ile on bir ayda fabrikanın montajı bitirilmiş ve 26.11.1926 tarihinde fabrika işletmeye açılarak büyük bir gururla ilk Türk şekerini üretmeye başlamıştır.
1933 yılına kadar ülkemizin şeker ihtiyacı bu iki fabrikanın üretimi ile kısmen karşılanmış ve bu iki fabrika ile pancar tarımında ve şeker fabrikası işletmesinde hayli tecrübeler edinilmiştir. Edinilen bu tecrübeler doğrultusunda yeni şeker fabrikaları kurulması fikri ortaya çıkmış ve meyanda çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Milli bankalarımızın bazılarının ortaklığı ile iki yeni şirket daha teşekkül ettirilmiş ve bunlardan biri “Anadolu Şeker Fabrikaları T.A.Ş.” 5.12.1933 tarihinde Eskişehir Şeker Fabrikasını işletmeye açmıştır. Diğer bir şirket ise, “Turhal Şeker Fabrikası T.A.Ş.” adında kurulmuş ve 19.10.1934 tarihinde Turhal Şeker Fabrikasını işletmeye açılmıştır.
Daha sonraki dönemlerde, pancar ekimiyle alakalı, tarımsal çalışmalar arttırılmaya devam etmiş, bununla birlikte teknik ve idari çalışmalarda da koordineli çalışmalar yapılmıştır. Aynı zamanda gücü birleştirmek için sermaye kaynaklarının birleştirilmesi amacıyla ayrı şirketler halindeki dört şeker fabrikası, üç milli bankamızın eşit paylarla ortak oldukları tek bir şirket çatısı altında toplanmıştır. Bu tek çatı olarak birleşme sonucunda, TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. yani Türk Şeker ortaya çıkmıştır.
Sonraki yıllarda şeker fabrikaları kurulumu arttırılmış ve sırasıyla, 1953 yılında Adapazarı, 1954 yılında Amasya, Konya ve Kütahya, 1955 yılında Burdur, Susurluk, Kayseri, 1956 yılında ise Erzincan, Erzurum, Elazığ ve Malatya Şeker Fabrikalarının açılmasıyla 1956 yılında fabrika sayısı 15’e ulaşmıştır. Ülkemizin nüfus artışına paralel olarak artan şeker ihtiyacını temin etmek amacıyla yeni şeker fabrikaları kurulumu devam etmiştir. Bu doğrultuda 1962’de Ankara, 1963’te Kastamonu, 1977’de Afyon, 1982’de Muş ve Ilgın, 1983’de Bor, 1984’de Ağrı, 1985’de Elbistan, 1989’da Erciş, Ereğli ve Çarşamba, 1991’de Çorum, 1993’te Kars, 1998’da Yozgat ve 2001 yılında da Kırşehir Şeker Fabrikaları faaliyete başlamıştır.
Ülkemizde şeker pancarı üretimi, her yıl üreticilerle yapılan Şeker Pancarı üretim sözleşmesi ile yapılmaktadır. Türk Şeker, şeker pancarı üretimini, 4634 sayılı Şeker Kanunu ve ilgili yönetmelikler gereğince; tahsis edilen kota çerçevesinde, mevcut stoklarını ve bünyesinde bulunan fabrikaların kapasitelerini göz önünde bulundurarak yapmaktadır. Türk Şeker, bugün kapasiteleri günlük 1750-8500 ton arasında değişen pancar işleyebilen 15 şeker fabrikası ile üretim yapmaya devam etmektedir.
Türk Şeker, Mücahit Alkan beyin Genel Müdürlüğe getirilmesiyle birlikte iş hacmini en az ikiye katlamıştır. Yoğun bir mesai çerçevesinde bütün benliğini kuruma veren Genel Müdür Mücahit Alkan, çok kısa bir zaman içinde kurumda farklılığını ortaya koymuştur. Göreve geldiği günden bu yana bünyelerinde bulunan şeker fabrikalarını ve çalışan personeli ziyaret ederek onlara moral ve motivasyon olmaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda Ağrı, Kars, Erciş, Ereğli, Ilgın ve Ankara Şeker Fabrikalarını ziyaret ederek çalışmalar hakkında da bilgiler edinmiş ve bu bilgiler doğrultusunda kendisine yol haritası belirlemeye çalışmıştır. Çalıştığı bütün kurumlarda farkını ortaya koyan ve kendisiyle samimi bir dostluğumuz olan Türk Şeker Genel Müdürü Mücahit Alkan’a yaptığım hayırlı olsun ziyareti ile başarı dileklerimi ilettim. Gözlerindeki ışıltı bu kurumu daha yukarılara taşıyacak olduğunu işaret ediyordu.
Ülkemizde şeker fabrikalarının kurulmasının ana hedefi yalnız ülkemizin şeker gereksinimini karşılamak değil, tarımı ve dolayısıyla çiftçiyi kalkındırmak olmuştur. Günümüzde Türk Şeker, perspektifini genişleterek, Türk çiftçisinin hamisi olma yolunda bir çalışma içine girmiştir. Sözleşmeli tarım ve münavebe sistemi ile üreticilere verdiği destekler kapsamında, sözleşme imzalayan çiftçilere tohum ve gübre desteği de veren Türk Şeker, geliştirdiği model kapsamında üretilen ürünlere değerinde alım garantisi de vermektedir. Ülkemiz çiftçisine önderlik eden, onların yanında olduğunu ortaya koyan Türk Şeker’e ve Genel Müdürü Mücahit alkan’a çalışmalarında başarılar diliyorum
YORUMLAR