Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Önder Güzelarslan

TARİHİ DEĞİŞTİREN SAVAŞLAR 3

Geçtiğimiz bölümde İstanbul’un fethini anlatmış yeni bir çağa adım atılışından bahsetmiş idim. İstanbul’un Fethi Osmanlı Devleti’nin Anadolu’da iyice kök salmasına vesile olmuştu. Artık Osmanlı için Anadolu’da çıban başı olarak görülen ve önünde engel teşkil eden beyliklerden Karamanoğulları beyliğini ortadan kaldırma zamanı gelmişti. Bununla birlikte Memlüklü Devleti’nin de sonu gelmişti. Tarihler 1516-1517’yi gösterdiğinde Yavuz Sultan Selin istikametine Mısır’a doğru çevirmiş Mercidabık ve Ridaniye savaşı ile Memlüklü Devleti’ni ortadan kaldırarak halifelik payesinin de Osmanlı Devleti’ne geçmesini sağlamıştı. Halifelik açısından son derece önemli olan bu savaşlar sadece halifeliğin Osmanlı Devleti’ne gelmesini sağlamamış kuzeyden güneye doğru Osmanlı toprakları iyice genişlemiş, Mısır, Yemen, Habeşistan ve Hicaz Bölgesi Osmanlıların hakimiyetine geçmiş oldu. Artık Osmanlı Devleti ekonomik olarak da çok güçlü hale gelmişti. Bu savaşlar sonunda Güney Asya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun Avrupa ile olan önemli ticaret yolları ve transit merkezleri de Türklerin kontrolü altına girmiş oldu. Kırım’dan Süveyş’e kadar ticaret yollarının gelirleri Osmanlı Devleti’ne bağlanmış oldu. Böylelikle Osmanlı Devleti Doğu’da büyük bir zafer kazanmış oldu.

Tarihin akışında büyük rol oynayan bir diğer savaşta Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılan Mohaç Savaşı. Bu savaş sonucunda Osmanlı Devleti Macaristan sınırlarına kadar dayanmış oldu. Mohaç ile birlikte artık Osmanlı Devleti toprak olarak en büyük alana ulaşmış oldu. 1550’li yıllar dünya da Osmanlıların sözünün en çok çıktığı yıllar olmuştu. Dünyada büyük bir hakimiyet kuran Osmanlı Devleti’ne ilk darbe İnebahtı Deniz Savaşı oldu. İnebahtı Deniz Savaşı psikolojik üstünlüğün Osmanlı’dan Batı’ya geçişin bir nişanesi olmuştur. İnebahtı sonrası Batı dünyası gözünü Kuzey Afrika’ya, Mısır’a ve Suriye’ye dikmeye başladı.

  1. Viyana Kuşatması da Osmanlı Devleti’nin Avrupa’dan yavaş yavaş çekilmesinin meşalesini yakmış oldu. Bu zaman diliminde yeni bir Avrupa ortaya çıkartan Otuz Yıl savaşları Avrupa’nın göbeğinde baş gösterdi. Otuz Yıl savaşları bir nevi din savaşları haline gelmişti. Katolikler ile Protestanlar arasında cereyan eden bu savaş Avrupa’da yeni bir dönemin de başlangıcı olmuştu.

Takvimler 1800’lü yılları gösterdiğinde Avrupa’da Napolyon rüzgârı esmeye başladı. Fransa’ya imparator olan I. Napolyon Rusya üzerine saldırıya geçmişti. 100 binlerce insanın hayatını kaybettiği bu kanlı savaşlar sert kış şartlarına alışık olmayan Napolyon’un askerleri için bir hezimet oldu. Bu süreçte Avrupa içten içe kaynıyor ve sürekli de kendini geliştiriyordu. 1900’lü yılların başı dünyanın dört bir yanında savaşların olduğu yeni milliyetçilik akımları ile Osmanlı Devleti’nin sürekli toprak kaybettiği yıllar oldu. Bu süre zarfında tarihin en önemli ve uzun vadeli sonuçlar doğuran savaşlarından biri Rus-Japon savaşı patlak verdi. Rus-Japon mücadelesi, 1870’ten sonraki ilk savaştı ve aynı zamanda endüstri devriminin ikinci aşmasının da ilk büyük çapta silahlı çatışmasıdır.

1904-1905 yılları arasında gerçekleşen Rus-Japon Savaşı, tarihin en önemli ve uzun vadeli sonuçlar doğuran savaşlarından birisidir. Kültürlerine aşırı derece de bağlı olan disiplin içinde bir hayat süren Japonların Uzak Doğu’da gelişiyor olması başta Rusya olmak üzere Batılı Devletlerin işine gelmemekteydi. Ayrıca Japonya’nın Kore ve Mançurya’daki emelleri, Çarlık Rusya’nınkiler ile çatışmaktaydı. Rus-Japon Savaşı, Mançurya yüzünden ve Çin’de meydana gelen gelişmeler üzerine çıkmıştır. Japonların üstünlüğü ve zaferiyle sonuçlanan Rus-Japon Savaşı dünya tarihinde önemli gelişmelere de kapı aralamıştır.

Ruslar, Japonya yenilgisi sonrasında yönlerini Batıya çevirmişler ve Balkanlar’da etkin olmaya başlamışlar. Balkanlarda izledikleri politikalar sonucunda 1. Dünya Savaşı’na giden bir yol ortaya çıkmıştı. Rusya Japonlar karşısında aldığı yenilgi sonucunda ciddi asker ve prestij kaybetmiş oldu. Japonlar ise Uzak Doğu’da ilerlemeye başlayarak önce Kore topraklarını ilhak etmeye başladılar ve böylece Asya kıtasına ayak basmış oldular. Artık Uzak Doğu’da bir dev ortaya çıkıyordu. Japonya bölge de etkisini arttırırken Rusya Balkanlar üzerinde oyunlar oynamaya başlamış bu süreçte o dönemlerde hızla toprak kaybetmeye başlayan Osmanlı Devleti açısından da olumsuz birtakım gelişmelere sebebiyet vermişti. Bütün kritik savaşlar da olduğu gibi bu savaşta günümüze kadar etkinliğini sürdüren önemli olaylara dünyayı gebe bırakmıştır. Yayılmacı politikalar izlemeye devam eden iki devletten Rusya’da Çarlık Rusya’sı devrilerek yerini yeni bir devlet kurulmuştu. İşte tam bu dönemde dünya ise 1.Dünya Savaşı’na doğru yol alıyordu.

Yazımızın 3. bölümünü Winston Churchill’in bir sözü ile noktalayalım:

“Devlet adamı bilmelidir ki,  bir kez savaşa kalkıştı mı, artık politikanın patronu değil, öngörülemez ve kontrol edilemez olayların kölesidir”

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER