Güneş, bir yıl içinde sekiz (8) işareti çizerek ilerliyor. Yılın sonunda bu çizimin tamamlanmasıyla karşılaşılan şekil ise Analemma olarak adlandırılıyor.

Dünya, yılın belli zamanlarında Güneş’e yaklaşarak bir nebze daha hızlı, diğer zamanlarda ise daha yavaş ilerliyor. Bu da Güneş’in çevresinde çemberden ziyade eliptik bir yörünge izlemesinden kaynaklanıyor. Analemma’nın genişliği bu hareket sonucunda oluşuyor. Dünya hızlandığı zamanlarda daha büyük kısmın ortaya çıktığını görüyoruz.

Bunun ne olduğunu kısaca açıklayalım. Dünya’nın hem Güneş’in etrafında dönerken sahip olduğu bir dönme ekseni hem de yörünge ekseni bulunuyor. Bu ikisinin arasındaki açıya ise eksen eğikliği diyoruz. Dünya’mızın eksen eğikliği yaklaşık 23,5 derece olduğundan üstteki görüntüde olduğu gibi dik değil, hafif yamuk bir şekilde kendi etrafında dönüyor.

Bu eksen eğikliği sayesinde de mevsimler değişiyor, günler uzayıp kısalıyor ve Güneş’in gökyüzünde ulaşabileceği konum zamanla farklılaşıyor. 21 Haziran ve 21 Aralık günlerini hepimiz duymuşuzdur. Sırasıyla Kuzey ve Güney yarım kürede en uzun gündüzlerin başladığı bu günlerde Güneş, ulaşabileceği en yüksek noktaya ulaşır ve zıt yöne doğru harekete geçer.

Yörüngeyi kusursuz bir çembere çevirip eksen eğikliğini olduğu gibi bıraktığımız bu durumda, gökyüzünde oluşan sekiz rakamının bir kısmı büyük olurken diğeri küçük olmazdı. Onun yerine ikisi de eşit boyutta olurdu.

Bu senaryoda ise sekiz biçimine tamamen veda etmiş olurduk. Onun yerine Güneş, gökyüzünde elips şeklinde bir yol izlerdi.