Evet,seni,beni,bizi,sizi secde etmekten alıkoyan kim?Bu soruyu rabbini bilen, O’nun varlığına,birliğine inanan herkese sormak istiyorum.Kulluk bilincimizin ne kadar farkındayız?
Nereden,nasıl başlasam derken Hz. Âdem (as)ile Hz.Havva anamızın rabbimize verdikleri cennette kalma sözlerinden başlamak istiyorum. “Hani biz meleklere ve cinlere: Âdem’e secde edin, demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kafirlerden oldu.” (Bakara, 2/34)
Onlar rablerine bir söz vermişlerdi.Cennette bulunan yasaklı meyveye dokunmayacaklardı.Elbette bu rabbimin onlara sunduğu bir imtihandı.Cennette bitmek, tükenmek bilmeyen yiyecekler, içecekler, altından,yakuttan sırma köşkler,tadı hiç değişmeyen sütten ırmaklar,ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardı.Ne bir güneş sıcağı ne de şiddetli bir soğuk vardı.Orada Selsebil ırmakları,cennet ehline hizmet etmek için hep aynı yaşta kalacak ölümsüz gençler dolaşmakta ve bu gençler saçılmış birer inciye benzemekteydiler.Cennette her şey vardı.Cennetlikler; oturdukları,yattıkları yerden bile istediklerine ulaşabileceklerdi.Orada altından tahtlar kuruluydu.
Sonra ne mi oldu?Şeytan geldi.Onları kandırdı,verdikleri sözü unutturdu.Sonra da sessizce bir kenara çekilip, ben onlara bir şey yaptırmadım ki,sadece fısıldadım, onlar da yaptılar, dedi.İşin içinden sıyrılıp çıktı.İşte bütün bu yaşananlardan sonra Hz. Âdem ve Hz.Havva anamız cennetten ağlayarak çıktılar.Rabbim, katından hem onları hem de şeytanı kovmuştu.Şeytan bu duruma o kadar içerlemişti ki “bana izin ve mühlet verin, ben de dünyada birçok kulunu yoldan çıkarıp,azdıracağım”,dedi.Allah “haydi bakalım”, dedi şeytana,sana kıyamet kopana kadar mühlet veriyorum.Azdırıp,yoldan çıkarabileceklerini çıkar,dedi.İşte burada Allah(cc)şeytana izin verdi vermesine; ama burada aslında insanın iradesinin ne kadar güçlü olduğunu göstermek istedi ve her şeyi insanın kendisine bıraktı.
Hz. Âdem ve Hz.Havva anamızın artık dünya sürgünleri,dünya imtihanları başlamıştı.Hz.Adem Seylan adasına,Hz.Havva anamız Cidde’ye gönderildi.Tam 200 yıl tövbe ettiler,yalvardılar,yakardılar.Sonra Allah(cc) onları affetti ve Arafat Dağı’nda kavuştular.Burada yaşamaya başladılar ve sonra buraya Kabe’yi inşaa ettiler.Onlarla birlikte cennetten kovulan şeytan hiç boş durur mu?Elinden geleni yapmaya başladı.(Rabbim!Şeytan ve şeytanın askerlerinin şerrinden, şeytanlaşmış insanların şerrinden sana sığınıyoruz.)Dünyada ilk yoldan çıkarttığı ise Hz.Adem’in oğullarından Kabil olmuştu.Şeytanın verdiği vesveselerle kardeşi Habil’in canına kıydı.İlk kanı dökmüş,fitne ve fesada sebep olmuştu.Böylece şeytan amacına ulaşmıştı.Kardeşi kardeşe düşman etmiş, insanların arasına fitne,fesat tohumları ekmişti bile.Haramı helal göstermiş,gençleri kendisine arkadaş edinmişti.Çünkü en kolay kandırabileceği onlardı.Onları secdeden ne kadar uzaklaştırabilirse o kadar mutlu olacaktı.Daha önce yaptığı gibi yine şöyle diyecekti:Ben bir şey yapmadım,yaptırmadım sadece fısıldadım,vesvese verdim o kadar.Hiç aklı yok mu?İradesi bu kadar zayıfsa ben ne yapayım,deyip kahkalarla gülecekti.
Secde etmekten seni alıkoyan dünya meşgalesi miydi?Yoksa kanında dolaşan şeytan mı?Ah be güzel kardeşim!Ne kadar da iradelisin aslında,bir bilsen.Dön de bir bak bomboş geçip giden yıllarına.Çok mu zor nefsinle,şeytanla mücadele etmek..Sevindirme artık şu mel’unu.Bu güzel günlerin hatırına dök içini rabbine,tövbe et.Seccadeye koy başını,ben geldim Allah’ım de!Kapına gelmeye yüzüm yok;ama geldim işte de!Kovsan da gitmem artık de.Kendine bir daha sor;seni secdeden alıkoyan kim? Nefsin mi,mühlet verilen şeytan mı?
Allah’a emanet olunuz,sağlık,sıhhat ve afiyet diliyorum…
Evet,seni,beni,bizi,sizi secde etmekten alıkoyan kim?Bu soruyu rabbini bilen, O’nun varlığına,birliğine inanan herkese sormak istiyorum.Kulluk bilincimizin ne kadar farkındayız?
Nereden,nasıl başlasam derken Hz. Âdem (as)ile Hz.Havva anamızın rabbimize verdikleri cennette kalma sözlerinden başlamak istiyorum. “Hani biz meleklere ve cinlere: Âdem’e secde edin, demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kafirlerden oldu.” (Bakara, 2/34)
Onlar rablerine bir söz vermişlerdi.Cennette bulunan yasaklı meyveye dokunmayacaklardı.Elbette bu rabbimin onlara sunduğu bir imtihandı.Cennette bitmek, tükenmek bilmeyen yiyecekler, içecekler, altından,yakuttan sırma köşkler,tadı hiç değişmeyen sütten ırmaklar,ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardı.Ne bir güneş sıcağı ne de şiddetli bir soğuk vardı.Orada Selsebil ırmakları,cennet ehline hizmet etmek için hep aynı yaşta kalacak ölümsüz gençler dolaşmakta ve bu gençler saçılmış birer inciye benzemekteydiler.Cennette her şey vardı.Cennetlikler; oturdukları,yattıkları yerden bile istediklerine ulaşabileceklerdi.Orada altından tahtlar kuruluydu.
Sonra ne mi oldu?Şeytan geldi.Onları kandırdı,verdikleri sözü unutturdu.Sonra da sessizce bir kenara çekilip, ben onlara bir şey yaptırmadım ki,sadece fısıldadım, onlar da yaptılar, dedi.İşin içinden sıyrılıp çıktı.İşte bütün bu yaşananlardan sonra Hz. Âdem ve Hz.Havva anamız cennetten ağlayarak çıktılar.Rabbim, katından hem onları hem de şeytanı kovmuştu.Şeytan bu duruma o kadar içerlemişti ki “bana izin ve mühlet verin, ben de dünyada birçok kulunu yoldan çıkarıp,azdıracağım”,dedi.Allah “haydi bakalım”, dedi şeytana,sana kıyamet kopana kadar mühlet veriyorum.Azdırıp,yoldan çıkarabileceklerini çıkar,dedi.İşte burada Allah(cc)şeytana izin verdi vermesine; ama burada aslında insanın iradesinin ne kadar güçlü olduğunu göstermek istedi ve her şeyi insanın kendisine bıraktı.
Hz. Âdem ve Hz.Havva anamızın artık dünya sürgünleri,dünya imtihanları başlamıştı.Hz.Adem Seylan adasına,Hz.Havva anamız Cidde’ye gönderildi.Tam 200 yıl tövbe ettiler,yalvardılar,yakardılar.Sonra Allah(cc) onları affetti ve Arafat Dağı’nda kavuştular.Burada yaşamaya başladılar ve sonra buraya Kabe’yi inşaa ettiler.Onlarla birlikte cennetten kovulan şeytan hiç boş durur mu?Elinden geleni yapmaya başladı.(Rabbim!Şeytan ve şeytanın askerlerinin şerrinden, şeytanlaşmış insanların şerrinden sana sığınıyoruz.)Dünyada ilk yoldan çıkarttığı ise Hz.Adem’in oğullarından Kabil olmuştu.Şeytanın verdiği vesveselerle kardeşi Habil’in canına kıydı.İlk kanı dökmüş,fitne ve fesada sebep olmuştu.Böylece şeytan amacına ulaşmıştı.Kardeşi kardeşe düşman etmiş, insanların arasına fitne,fesat tohumları ekmişti bile.Haramı helal göstermiş,gençleri kendisine arkadaş edinmişti.Çünkü en kolay kandırabileceği onlardı.Onları secdeden ne kadar uzaklaştırabilirse o kadar mutlu olacaktı.Daha önce yaptığı gibi yine şöyle diyecekti:Ben bir şey yapmadım,yaptırmadım sadece fısıldadım,vesvese verdim o kadar.Hiç aklı yok mu?İradesi bu kadar zayıfsa ben ne yapayım,deyip kahkalarla gülecekti.
Secde etmekten seni alıkoyan dünya meşgalesi miydi?Yoksa kanında dolaşan şeytan mı?Ah be güzel kardeşim!Ne kadar da iradelisin aslında,bir bilsen.Dön de bir bak bomboş geçip giden yıllarına.Çok mu zor nefsinle,şeytanla mücadele etmek..Sevindirme artık şu mel’unu.Bu güzel günlerin hatırına dök içini rabbine,tövbe et.Seccadeye koy başını,ben geldim Allah’ım de!Kapına gelmeye yüzüm yok;ama geldim işte de!Kovsan da gitmem artık de.Kendine bir daha sor;seni secdeden alıkoyan kim? Nefsin mi,mühlet verilen şeytan mı?
Allah’a emanet olunuz,sağlık,sıhhat ve afiyet diliyorum…
YORUMLAR