Çocukken kavramları bir bir öğreniriz. Büyüme yolculuğumuzda araya kaynamış bir kavram da Sanat! Sanat kavramının ya anlamını bile bilmeyiz yada çok fazla gelir.
Gözümüzde büyütürüz. Yabancı bir kelime gibi ondan uzak dururuz. İnsan doğduğu anda boş bir zihinle dünyaya gelir. Dünyaya geldiği ülkenin ve ailesinin kültüründen etkilenir. Zihnindeki kavramlarda bunlarla birlikte aldığı eğitimler ve tecrübelerden etkilenerek belirginleşir. Sanata uzak bir ailede doğmuş ve yine uzak olan çevresiyle büyümüş kişinin zihninde sanat kavramı da nasıl oluşabilir ki? Sanat kavramı yetişkin birçok insanın zihninde sadece müzik yada sadece hanım ellerine yakışan nakış olarak çok dar bir alanda kodlanmış.
Bizim birde despot öğretmenlerimiz var. Onların esiri olmuş masum çocuklarımız var. Bir çocuğun resmine neye göre güzel olmuş veya olmamış derler, neye göre not verir şu öğretmenler. Öğretmenini sevmezse, matematiği de sevmez, sanatı da sevmez çocuk. “23 Nisan resmi çiz çocuğum”, “29 Ekim resmi yap çocuğum”la büyümüş koskoca bir nesil var.
Aile aman etraf kirlenmesin, dağılmasın, aman efendim çocuk boş işlerle uğraşmasın, aman boş ders çocuklar soru çözsün, sanat okuyup da ne olucak aç kalmasin diyen zihniyetlerin esiri olmuş çocukları artik özgür bırakalım. Çocuklara ve sanatlarina dokunmayalim.
Bizim değer verdiğimiz kadardır birşeyin gerçek değeri. Sanatı ötekileştirmek ve bayağılastırmak yerine yüceltmeliyiz. Aileden öğretmenden ve çevreden gördüğümüz şeyi biz devam ettirirken, bilmeden değersizlestirdiğimiz gerçek hazinemiz sanattır.
Gözümüzde büyütürüz. Yabancı bir kelime gibi ondan uzak dururuz. İnsan doğduğu anda boş bir zihinle dünyaya gelir. Dünyaya geldiği ülkenin ve ailesinin kültüründen etkilenir. Zihnindeki kavramlarda bunlarla birlikte aldığı eğitimler ve tecrübelerden etkilenerek belirginleşir. Sanata uzak bir ailede doğmuş ve yine uzak olan çevresiyle büyümüş kişinin zihninde sanat kavramı da nasıl oluşabilir ki? Sanat kavramı yetişkin birçok insanın zihninde sadece müzik yada sadece hanım ellerine yakışan nakış olarak çok dar bir alanda kodlanmış.
Bizim birde despot öğretmenlerimiz var. Onların esiri olmuş masum çocuklarımız var. Bir çocuğun resmine neye göre güzel olmuş veya olmamış derler, neye göre not verir şu öğretmenler. Öğretmenini sevmezse, matematiği de sevmez, sanatı da sevmez çocuk. “23 Nisan resmi çiz çocuğum”, “29 Ekim resmi yap çocuğum”la büyümüş koskoca bir nesil var.
Aile aman etraf kirlenmesin, dağılmasın, aman efendim çocuk boş işlerle uğraşmasın, aman boş ders çocuklar soru çözsün, sanat okuyup da ne olucak aç kalmasin diyen zihniyetlerin esiri olmuş çocukları artik özgür bırakalım. Çocuklara ve sanatlarina dokunmayalim.
Bizim değer verdiğimiz kadardır birşeyin gerçek değeri. Sanatı ötekileştirmek ve bayağılastırmak yerine yüceltmeliyiz. Aileden öğretmenden ve çevreden gördüğümüz şeyi biz devam ettirirken, bilmeden değersizlestirdiğimiz gerçek hazinemiz sanattır.
YORUMLAR