Kitap okumayı çok seven birisi olarak son zamanlarda biraz daha fazla kitap okur oldum. Çocuklarımla beraber yaptığımız kitap okuma saatleri de bunun sonucu olarak k okunan kitap sayfasını fazlalaştırmış oldu. Bir de yeni kitap siparişleri verdik onlar gelmeden elimizdekileri hemen okuyup bitirmek adına okuma saatlerimizi fazlalaştırdık. Uzun zamandır okumak istediğim kitaplardan birisi olan ve sıra anca gelebilen kitabı da dün akşam bitirdim. Beklediğimden çok daha güzeldi. Nazan Bekiroğlu’nun yazdığı “La Sonsuzluk Hecesi”. Konu bilinen bir konu elbette. Adem ile Havva. Ama hiç böyle bir anlatım okumadım. Şiir gibi rüya gibi. Cennet günlerini bize o kadar güzel bir dille anlatmış ki siz de kitabın içinde kayboluyorsunuz okurken. Kelimeler Kitabı’nı çok daha güzel kavrıyor kendinden sonra gelenlere her şeyi nasıl öğrettiğini Adem ile beraber yaşıyorsunuz. Şeytanın Cennet’ten kovulmasını hiç bu şekilde okumadım. Adem’in Cennet’e son bakışını.  Hele ki Havva’nın anlatımı. Nasıl bir aşk nasıl bir tutku. Nasıl bir güzellik. Yasak ağacı sanki okurken görüyorsunuz. Cennet’i de yeryüzünü de gözünüzün önünde canlandırabiliyorsunuz. Adem’in baba oluşunu ve çocuk sevgisini iliklerinizde hissedebiliyorsunuz. Ve tabi bilinen sonla bitiyor kitap Habil ve Kabil. Kabil’in kibirinin esiri olduğunu ve ve bu kibir ateşinde nasıl yandığını bunun sonucunda da kaderin en sert taşını Habil’i öldürmesiyle yaşadığını anlıyoruz. Habil’den kurtulduğunu düşünürken esas kurtulanın Habil olduğunu bunun üzerine yolun sonuna geldiğini anlayan Kabil’i. Evde olduğumuz bu dönemde farklı bir kitap arayışı içinde olanlara öneririm. Dünyanın oluşumunu masalsı bir anlatımla okumak isterseniz buyurun La okumaya…