Her zaman titiz olan sürekli temizlik yapan insanları çocukluğumda çok beğenirdim. Yaş ilerledikçe titiz değil de temiz olmak yeterliymiş bunu öğrendim.

Özellikle evli olan kişiler aşırı derece de takıntıları varsa mutlaka aile arasında sorunları oluyor. En önemlisi bu kadar fazla titizlik için çok fazla emek ve çok fazla zaman gerekiyor. Bu durumda insan kendine vakit ayıramıyor. Evliyse eşine varsa çocuğuna yeteri kadar zaman ayıramıyor. Bir de bunların takıntılı olanları var ki benim çevremde de oldukça fazla. Daha kapıdan eve girerken başlıyor sıkıntı. İnsanlar evine gelip gitmekte kendisiyle görüşmekten çekiniyorlar. Şimdilerde bununla ilgili de televizyonlarda da diziler oynamaya başladı. Ayrıca bu tarz takıntılı insanlarla ilgili birçok ta kitaplar mevcut. İnsanların kendi kendine de bu durumlarına çözüm bulabileceklerini düşünüyorum. Hayattaki en önemli varlığın kendileri olduğunu unutmamaları gerekiyor. Varsın tencerelerimiz ayna gibi olmasın kendimizi görecek değiliz o tencerelerde. Varsın o günde her eşyamız mis gibi kokmasın. Yapılabilecek olan her şeyi kaçırmayalım. Belki bir arkadaşla kahve içmek, belki bir yürüyüşe çıkmak. Çocuğunu alıp parka götürmek. Evcil bir hayvanla vakit geçirmek. Evde baktığınız çiçekler varsa onları sulamak toprağını değiştirmek. Kendinize özel bir film izleme zamanı ayırmak. Belki bir hobi edinip boş vakitlerinizde onunla ilgilenmek. Bütün gün işyerini ya da evinin temizleyip dururken kaçırdıklarımızın farkına varmıyoruz. Sürekli toz alırken bir gün kendimizin toz toprağa karışacağını unutuyoruz. Hayat kısa ve bu anları doya doya yaşamak bizim hakkımız. Belki de yaşlandığımızda her şey için çok geç olacak. Şimdiden ilk önce kendimiz demeliyiz önce kendimiz.