Genel olarak iplikten kumaş yapımı işi olan dokumacılık sanatı, atkı ve çözgü ipliklerinin dikey açı olacak şekilde birbirlerinin altından ve üstünden geçirilmek suretiyle elde edilen ürünlere verilen genel bir isimdir. Dokumacılık ilk kez Orta Asya Türklerinin bulundukları bölgelerde ortaya çıkmıştır. Geçmiş yıllardan günümüze kadar ulaşan dokumacılık sanatına verilen değer artık gittikçe azalmakta ve birçok yöremizde de kaybolma noktasına gelmiştir. Çok eski çağlardan beri insanların bildiği dokumacılık, önceleri doğrudan doğruya el tezgahlarında yapılır iken günümüzde Güney Amerika, Afrika gibi bazı yerler hariç tamamen makineleşmiştir. Ancak buna rağmen dokumacılık sanatına gönlünü vermiş ya da ilgi duyan kişilerce bu sanat hala yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Dokumacılık sanatı yapılış tarzı ve oluşturulan motiflere göre değişiklik göstermektedir. Özellikle Türk Düğümü tekniğinin benzersiz bir şekilde işlemelerde kullanıldığına rastlamaktayız. Türklerde Dokuma sanatının geçmişi çok eski dönemlere dayanmaktadır. Öyle ki Altay bölgesinde Pazarık koruganlarında yapılan kazılarda bunun izlerine rastlanılmıştır.
Anadolu’nun kültürel zenginlikleri arasında önemli bir yeri olan dokumacılık, yöresel özellikler gösteren özgün bir el sanatı olarak hemen hemen birçok bölgemizde farklı bir ürün ile karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan birisini geçtiğimiz aylarda düzenlenen Emitt Turizm Fuarı’nda Zonguldak ilinin tanıtıldığı stantta öğrenme imkânım oldu. Bu kıymetli el sanatımız Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinin ünlü “Elpek Bezi”. Keten dokuma kategorisinde dokuma sanatının en naif örneklerinden biri olarak karşımıza çıkan Elpek Bezi. Karadeniz Ereğli’de “elpek”, Çaycuma’da “pelemet” diğer yerleşim birimlerinde de “çözme bez” olarak bilinmektedir.
Batı Karadeniz Bölgesi’nde bir zamanların tarım ürünü olan Keten’in liflerinden yüzlerce hatta binlerce yıldır “düzen” adlı el tezgahlarında üretile gelen “Elpek Bezi” insan vücudunun nemden etkilenmesini önlediği bilinen ketenden elde edildiği için yüzyıllardır giyim malzemesi olarak kullanıla gelmiştir.
Yörede keten üretimi Antikçağlara kadar dayanmakta ve Antik çağın önemli uygarlıklarından biri olan Friglerin etkisiyle Karadeniz Ereğli de yaygınlaştığı bilinmektedir. Kâtip Çelebi de ünlü “Cihannüma” adlı eserinde, Osmanlı donanması için üretilen yelken bezlerinin burada dokunan Elpek Bezinden temin edildiğini vurgulamıştır. “Linumtmoleum”, Linumolympicum” türü ketenler, Karadeniz Ereğli florasındaki endemik türler arasındadır. Tohumu ve lifleri için üretilen ketenin tohumundan yağ (beziryağı), liflerinden de ip (keten ipliği) üretilirdi. En iyi ahşap koruma maddesi olan bezir yağı, ahşap teknelerin korunmasında; sert ve dayanıklı olan dokuması (keten bezi, elpek bezi) de yelken bezi ve örtü olarak kullanılmıştır.
Antikçağ yazarları, Karadeniz Ereğli halkının günlük hayatını anlatırken; ketenden dokunmuş, vücudun tamamını kaplayan, bol ve bükümlü elbiseler giydiklerini ve bu durumun kenti şiirsel bir atmosfere büründürdüğünü anlatmışlardır.
İlk olarak Mısır’da yetiştirilen keten tohumu oradan Çin ve Asya’ya yayılmıştır. Elpek Bezinin hammaddesi olan keten tohumları kapsülden dövülerek çıkarıldıktan sonra ezilerek gövdesinin içinde bulunan lifleri alınır; demet haline getirilir ve havuzlara daldırılır. Lifler bir süre havuzda suda bekletildikten sonra dışarı çıkartılır ve kuruması sağlanır. Kuruma işleminden sonra da taraklardan geçirilen iplikler yumak haline getirilir ve “düzen” ismi verilen dokuma tezgahlarında dokuma işlemi yapılır. Kalın ve kaba keten ipliğinden dokunan türü yelken bezi, dış giyim, erkekler için pantolon, bayanlar için şalvar ya da örtü bezi olarak sofra altlığı, sedir örtüsü, döşemelik olarak; ince ve yumuşak keten ipliğinden dokunan türü ise iç giyimlik, yatak ve yorgan çarşafı olarak kullanılır.
Elpek Bezi üretimi, yörede sanayi gelişip, dokumacılıktan ve buna paralel olarak keten tarımından vazgeçilinceye kadar önemini korumaya devam etmiş ancak keten ipliğinin, elde edilinceye kadar geçirdiği uzun ve zahmetli yolculuk, üreticiyi bu bitkiden ve dokumasından vazgeçirmiştir. 1950’li yıllardan sonra Türkiye’de gelişen tekstil teknolojisi ve ürünleri ile rekabet edemeyen Elpek Bezi tarihin sayfaları arasında kaybolmaya yüz tutmuştur.
Karadeniz Ereğli’de 1960’lı yıllar öncesinde köylünün geçim kaynağı ve giyim malzemesi olan keten ve elpek dokuma ürünleri, Karadeniz Ereğli Belediyesi’nin girişim ve destekleriyle yeniden hayat bulmaya başlamıştır. 1995 yılında Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın gayretli girişimleri ile Karadeniz Ereğli’ye bağlı Kandilli Beldesi‘nde bulunan dokuma tezgâhları, yıllar önce kullanılan orijinal şekillerine sadık kalınarak yeniden hazırlanmıştır. Yörede yaşayan kadınların hem aile ekonomilerine hem de yöresel kültüre destek veren el emekleri ile dokunan Elpek Bezi, günümüzde Türkiye’nin seçkin giyim firmalarına hammadde olarak satılmaktadır. Ayrıca ilçeye gelen ziyaretçiler için yapılmış özel dokuma örnekleri, ilçe merkezinde sahil bandı üzerinde yer alan Elpek Evi’nde, sergilenerek satışa sunulmaktadır.
Anadolu’nun kültürel zenginlikleri arasında yer alan ve yöresel özellikler gösteren keten dokumalar ile özgün bir el sanatının örneğini ortaya koyan Elpek Bezinin Zonguldak Karadeniz Ereğli ilçesinde 50 yıl aradan sonra yeniden canlandırılıp yaşatılmaya çalışılması kültürümüz açısından ve yöre halkına ekonomik katkı sağlaması yönüyle kıymetli ve değerli buluyorum. Bu konu da emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Binlerce yıllık kültürümüzün bir parçası yok olmaktan, unutulmaktan kurtarılması için gayret gösterenleri kutluyorum.
Dokumacılık sanatı yapılış tarzı ve oluşturulan motiflere göre değişiklik göstermektedir. Özellikle Türk Düğümü tekniğinin benzersiz bir şekilde işlemelerde kullanıldığına rastlamaktayız. Türklerde Dokuma sanatının geçmişi çok eski dönemlere dayanmaktadır. Öyle ki Altay bölgesinde Pazarık koruganlarında yapılan kazılarda bunun izlerine rastlanılmıştır.
Anadolu’nun kültürel zenginlikleri arasında önemli bir yeri olan dokumacılık, yöresel özellikler gösteren özgün bir el sanatı olarak hemen hemen birçok bölgemizde farklı bir ürün ile karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan birisini geçtiğimiz aylarda düzenlenen Emitt Turizm Fuarı’nda Zonguldak ilinin tanıtıldığı stantta öğrenme imkânım oldu. Bu kıymetli el sanatımız Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinin ünlü “Elpek Bezi”. Keten dokuma kategorisinde dokuma sanatının en naif örneklerinden biri olarak karşımıza çıkan Elpek Bezi. Karadeniz Ereğli’de “elpek”, Çaycuma’da “pelemet” diğer yerleşim birimlerinde de “çözme bez” olarak bilinmektedir.
Batı Karadeniz Bölgesi’nde bir zamanların tarım ürünü olan Keten’in liflerinden yüzlerce hatta binlerce yıldır “düzen” adlı el tezgahlarında üretile gelen “Elpek Bezi” insan vücudunun nemden etkilenmesini önlediği bilinen ketenden elde edildiği için yüzyıllardır giyim malzemesi olarak kullanıla gelmiştir.
Yörede keten üretimi Antikçağlara kadar dayanmakta ve Antik çağın önemli uygarlıklarından biri olan Friglerin etkisiyle Karadeniz Ereğli de yaygınlaştığı bilinmektedir. Kâtip Çelebi de ünlü “Cihannüma” adlı eserinde, Osmanlı donanması için üretilen yelken bezlerinin burada dokunan Elpek Bezinden temin edildiğini vurgulamıştır. “Linumtmoleum”, Linumolympicum” türü ketenler, Karadeniz Ereğli florasındaki endemik türler arasındadır. Tohumu ve lifleri için üretilen ketenin tohumundan yağ (beziryağı), liflerinden de ip (keten ipliği) üretilirdi. En iyi ahşap koruma maddesi olan bezir yağı, ahşap teknelerin korunmasında; sert ve dayanıklı olan dokuması (keten bezi, elpek bezi) de yelken bezi ve örtü olarak kullanılmıştır.
Antikçağ yazarları, Karadeniz Ereğli halkının günlük hayatını anlatırken; ketenden dokunmuş, vücudun tamamını kaplayan, bol ve bükümlü elbiseler giydiklerini ve bu durumun kenti şiirsel bir atmosfere büründürdüğünü anlatmışlardır.
İlk olarak Mısır’da yetiştirilen keten tohumu oradan Çin ve Asya’ya yayılmıştır. Elpek Bezinin hammaddesi olan keten tohumları kapsülden dövülerek çıkarıldıktan sonra ezilerek gövdesinin içinde bulunan lifleri alınır; demet haline getirilir ve havuzlara daldırılır. Lifler bir süre havuzda suda bekletildikten sonra dışarı çıkartılır ve kuruması sağlanır. Kuruma işleminden sonra da taraklardan geçirilen iplikler yumak haline getirilir ve “düzen” ismi verilen dokuma tezgahlarında dokuma işlemi yapılır. Kalın ve kaba keten ipliğinden dokunan türü yelken bezi, dış giyim, erkekler için pantolon, bayanlar için şalvar ya da örtü bezi olarak sofra altlığı, sedir örtüsü, döşemelik olarak; ince ve yumuşak keten ipliğinden dokunan türü ise iç giyimlik, yatak ve yorgan çarşafı olarak kullanılır.
Elpek Bezi üretimi, yörede sanayi gelişip, dokumacılıktan ve buna paralel olarak keten tarımından vazgeçilinceye kadar önemini korumaya devam etmiş ancak keten ipliğinin, elde edilinceye kadar geçirdiği uzun ve zahmetli yolculuk, üreticiyi bu bitkiden ve dokumasından vazgeçirmiştir. 1950’li yıllardan sonra Türkiye’de gelişen tekstil teknolojisi ve ürünleri ile rekabet edemeyen Elpek Bezi tarihin sayfaları arasında kaybolmaya yüz tutmuştur.
Karadeniz Ereğli’de 1960’lı yıllar öncesinde köylünün geçim kaynağı ve giyim malzemesi olan keten ve elpek dokuma ürünleri, Karadeniz Ereğli Belediyesi’nin girişim ve destekleriyle yeniden hayat bulmaya başlamıştır. 1995 yılında Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın gayretli girişimleri ile Karadeniz Ereğli’ye bağlı Kandilli Beldesi‘nde bulunan dokuma tezgâhları, yıllar önce kullanılan orijinal şekillerine sadık kalınarak yeniden hazırlanmıştır. Yörede yaşayan kadınların hem aile ekonomilerine hem de yöresel kültüre destek veren el emekleri ile dokunan Elpek Bezi, günümüzde Türkiye’nin seçkin giyim firmalarına hammadde olarak satılmaktadır. Ayrıca ilçeye gelen ziyaretçiler için yapılmış özel dokuma örnekleri, ilçe merkezinde sahil bandı üzerinde yer alan Elpek Evi’nde, sergilenerek satışa sunulmaktadır.
Anadolu’nun kültürel zenginlikleri arasında yer alan ve yöresel özellikler gösteren keten dokumalar ile özgün bir el sanatının örneğini ortaya koyan Elpek Bezinin Zonguldak Karadeniz Ereğli ilçesinde 50 yıl aradan sonra yeniden canlandırılıp yaşatılmaya çalışılması kültürümüz açısından ve yöre halkına ekonomik katkı sağlaması yönüyle kıymetli ve değerli buluyorum. Bu konu da emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Binlerce yıllık kültürümüzün bir parçası yok olmaktan, unutulmaktan kurtarılması için gayret gösterenleri kutluyorum.
YORUMLAR