Türkiye’de daha çok arı kil olarak bilinen, Kaolin yada Kaolen, granit kayaçlardan elde edilen bir kil türüdür. Beyaz ve yumuşak bir toprak türüdür. Granit kayaçlar feldspat ve mika minerallerini içerir. Çok sert olan granit kayaçlar, atmosfer olayları, depremler, sıcak gazlar, volkanik olaylar neticesinde ve yer altındaki lavların sıcaklığının etkisiyle aşınır, parçalanarak ufalanır ve yumuşar. Bu şekilde uzun süreçler sonucunda içerisindeki feldspat mineraller kaoline dönüşür. Milyonlarca yıl süren bu aşınma olayına “kaolinleşme” denir. Türkiye’deki kaolin yatakları da bu şekilde oluşmuştur. “Tortul” veya ikincil” çökeller olarak adlandırılan diğer kaolin yatakları da göllerde bulunur. Akarsular ve yağmur suları kum ve kayaçlardaki kaolini tabii olarak ayırarak göllere taşır. Göl yataklarında bol miktarda kalın damarlar halinde kaolin oluşur. ABD’de kaolin genellikle bu yöntem ile çıkartılır.   

Kaolin tarihte ilk defa Çinliler tarafından kullanılmaya başlanmıştır. “Yüksek dağ” anlamına gelen kaolin adı Çinçe “K’ao ling” kelimelerinden gelir. Çok eski yıllardan beri porselen üreten Çin, porselenin hammaddesini ve nasıl yapıldığını yüzlerce yıl gizlemiştir. 18.yüzyıl’a kadar bilinmiyordu. 18. yüzyıl’da Fransız gezginler Çin gezisi sırasında porselenin üretildiği kaolinin hammaddesini Çin’den Avrupa’ya getirmişler. Yapılan araştırmalar sonucunda İngiliz William Cookworthy, İngiltere’deki ilk kaolin yatağını bulmuş ve hemen işletmeye başlamıştır. Bununla birlikte ilk porselen fabrikası kurulmuştur. Böylelikle Avrupa’da seramik ve porselen ürünlerinin üretilmesine başlanmış ve giderek yaygınlaşmıştır. Avrupa’da kaolin kili ile başlayan seramik ve porselen üretimi hızlı bir şekilde bütün dünyada yaygınlaşmıştır. İlk başta çanak, çömlek yapımında yaygın olarak kullanılan kaolin, günümüzde endüstriyel sektörün gelişmesiyle birlikte pek çok alanda kullanılmaktadır. Kaolin hammaddesi kullanılarak üretilen ürünlerden bazıları şunlardır; porselen, seramik, çimento, çini üretimi, kağıt, iplik, cam yünü, boya, plastik eşya, yapay kauçuk, ilaç, gübre, mürekkep ve kozmetik’tir.

Ülkemiz Kaolin madeni açısından oldukça zengin olmakla birlikte yeterli düzeyde bu madenden istifade edememekteyiz. Ülkemizde üretilen Kaolin’in büyük çoğunluğunu çok komik rakamlar ile yurtdışına ihraç ediyoruz. Daha sonra yurtdışına ihraç ettiğimiz bu Kaolin işlendikten sonrada fahiş fiyatlar ile tekrar ithal etmemiz söz konusu. Ülkemizde Kaolin madenini işleyecek yeterince tesis olmamasından dolayı böyle bir sıkıntı yaşanmaktadır.

Yine aynı şekilde, birçok madeni, hammadde veya yarı mamul haline getiremediğimizden dolayı ülke ekonomimiz ciddi zarar görmektedir.

Ülkemizde Kaolin’in tarım alanında kullanılmaya başlanması çok yenidir. Bu alanda, 2016 yılında Balıkesir ilimizin Sındırgı ilçesinde tesisini kuran duyarlı bir işadamı olan Mustafa Karanfil, Kaolin Kili’nin Türkiye tarımında kullanımı yaygınlaştırmak için var gücüyle mücadele etmektedir. Çoğu zaman destek yerine kendisine maalesef köstek olunmaktadır. Devletimiz bir an evvel bu ürünün tarım alanında kullanılmasını yaygınlaştırmak adına adımlar atmalıdır. Mustafa Karanfil Bey, kendisine yaptığım bir ziyarette zeytin bölgesi olan Balıkesir’de zeytin sineği ile mücadele de başarılı olduk diye adeta çocuk gibi sevinerek anlatmıştı. Yine bir defasında Bursa Kestel’deki Deveci Armut’u üreticileri meyveye bulaşan bir hastalık sonrasında armutların çürüdüğü kendisine bahsedilince Kaolin Kili uygulaması ile üreticileri bu dertten kurtardığını anlatınca bende çok sevinmiştim. Mustafa Karanfil gibi başarılı, çalışkan ve üretken iş adamları kolaylıkla yetişmiyor. Kaolin ise ülkemiz ekonomisi açısından da inanılmaz katma değer oluşturacak bir ürün. Belki bu yazımız birileri tarafından okunur ve kendilerine ciddi anlamda destek çıkılır ümidi içindeyim.

Kaolin, zehir olmaması, alimünyum değerinin düşük olması, meyve ve sebzelerde kalıntı bırakmaması ve ilaç maliyetlerini önemli ölçüde düşürmesi dolayısıyla, hem üretici hem ülke ekonomisine büyük bir kazançlar sağlamaktadır.

Yukarıda kısmen değindik ancak yeterince bilgilenilmesi açısından Kaolin’in tarım alanında bitkilere, meyve ve sebzelere ne gibi faydaları var, onu tekrar belirtelim.

Doğrudan güneş ışınlarına maruz kalan meyve ve sebzelerin üzerinde güneş yanığı sebebi ile lekeler oluşur. Güneş yanığı verimi ve kaliteyi düşürür. Kaolin Kili ile bitki, meyve ve sebzelere yapılan kaplama, fotosentez için faydalı PAR ışınımlarına izin verirken UV ve IR gibi ışınları geri yansıtarak sıcaklık stresi dolayısı ile güneş yanığını % 50’ye varan oranlarda azaltır.

Kaolin Kili ile yapılan tarımsal kaolin kaplaması, bitkilerde fotosentezi arttırdığı, sıcaklık ve susuzluk streslerini azalttığı için daha iyi beslenerek daha sağlıklı büyümelerine yardımcı olur. Yaprakların ve meyvelerin daha canlı ve güçlü olmasını sağlar.

Bitki üzerinde oluşan Kaolin Kili kaplaması, zararlılar ile bitki arasında bir engel oluşturur. Çok küçük boyutlu parçacıklardan oluşan kaplama filmi bitki ve meyveler üzerinde zararlıların hareketini, yumurta bırakmasını, beslenmesini engeller. Zararlıları bitkiden uzaklaştırır. Tamamı ile tabii olan Kaolin Kili, organik tarım uygulamalarında zararlıları engellemek için etkin ve ekonomik çözümlerden biridir.