Bir yılı daha geride bıraktık. Acısıyla tatlısıyla bizlere çok uzun gelen bir yıl oldu. Mart ayına kadar günler çok hızlı geçerken marttan sonra günler sanki bir anda durdu. Yılın sonu bir türlü gelmek bilmedi. Çünkü marttan sonra hayatımızın merkezinde sadece salgın vardı.

Sosyal medyada haberlerde, sokaklarda caddelerde hatta arkadaş ortamlarında bile konuşulan konu sadece virüs oldu. Tüm dünyayı etkisi altına alan salgından etkilenen vaka sayıları ülkemizde son günlerde bir düşüş halinde seyretmeye başladı. Fakat vefat sayılarındaki düşüş olmayışı hala durumun kötü olduğunu göstermeye yetiyor. Bu yıl salgınla beraber hayatımıza giren bazı kurallar oldu. En önemlisi maskeydi. Maske takmayanlara ceza yazıldığı gibi her gün maskenin önemine dair uyarılar yaptı sosyal mesaj içerikli reklamlar yayınlandı. Sosyal mesafe kuralı da bu yıl hayatımıza giren kurallar arasındaydı. Ellerimizi mutlaka su ve sabunla ya da kolonya veya dezenfektanlarla sterilize etmeye çalıştık. Marketten manavdan aldığımız her şeyi yıkamaya başladık. Eve dışarıdan getirdiğimiz poşetleri silmeden yerlerine yerleştirmedik. İnsanlarla görüşmeyi mümkün mertebe azalttık. Bir çok mekan salgının yayılmaması için kapatıldı. Bu durumda çokta fazla işyeri ve çalışanlar bu durumdan etkilenerek işsiz kaldılar ki bu da salgının en acı taraflarından birisi oldu. Okullar kapandı ve çocuklar yüz yüze eğitim yerine uzaktan eğitimle tanıştılar. Kısacası hayatımızda bu yıl çok fazla değişiklik oldu ama aması var ki bu yılı bizler hiç yaşayamadan bitirdik. Gelen bu yılla beraber her şeyin geride kalacağı hayatımızdan sevdiklerimizin ve güzel günlerin eksilmeden mutlu bir yıl olması da en büyük temennimiz olacak. Hoş geldin yeni yıl…