Gün geçmiyor ki arkadaşlardan ya da çocukların sınıfındaki velilerden bir sızlanma bir sorun duymayalım.

Kimi çocuğunun derslere karşı isteksiz olduğunu kimisi de elinden telefonu alamadığını söylüyor. Tabi bu durum daha çok yaşı küçük olan çocuklarda fazla sanırım. Okulların uzun bir süre tatil olması ve derslerinden uzak kalmaları çocuklar üstünde bir rehavet oluşturdu. Şimdi ise hızlı bir çalışma temposuyla aradaki açığı kapatmaya çalışıyoruz. Uzaktan eğitimle birlikte çocuklar tekrardan öğretmenlerini ve arkadaşlarını görmeye başladılar. Tabi sadece kameralardan. İçlerindeki özlemi daha atamadılar. Okulda teneffüslerde oynadıkları oyunlardan bahsediyorlar. Okulu esasında çocuklar seviyorlar daha doğrusu birlikte olmayı yeri geldiğinde aynı anda ders öğrendikleri gibi oyun oynamayı da seviyorlar. Bizler bile sokağa rahatça çıkamadığımız için bunalmadık mı? Yine de büyüklerden daha iyi götürüyorlar pandemi sürecini. Bizlerden daha fazla kurallara uydular. Yeri geldi biz büyükler çocukları bahane ettik dışarıya çıkmak için. Aman çocuğun canı sıkılmasın, dört duvar içinde kaldı çocuğa bir değişiklik olur deyip kendimizi sokağa atma yollarını bulduk. Hatta bazı arkadaşlarımız çocuklar çok sıkıldı deyip tatile bile gittiler. Bizler hala birinci dalganın bitmesini bekliyoruz ki ikinci dalga gelir mi bilmem. Bizler kurallara uymadığımız sürece salgın hızını arttırıyor bunun sonucunda da olan yine çocuklarımıza olmaya devam ediyor. Çocuklarımız okuldan derslerden daha fazla soğumamalı. Ama bir iki kişinin kurallara uymasıyla olacak iş değil toplum olarak elbirliği ile bu virüsten kurtulmamız gerekiyor. Virüs bitti her şey normale döndü cümlesini umarım bir an önce duyarız.