Ufacık bir grip olduğumuzda hemen yataktalara düşmez miyiz? Burnumuz tıkanır nefes alamayız. Boğazlarımız şişer yutkunamayız. Vücudumuz dökülüyor gibi hisseder, kolumuzu kımıldatamayız. Şimdi durum böyleyken gelmiş corona virüsünü çok fazla hafife alıyoruz. Neyimize güvenerek peki? Gençliğimize mi, bağışıklığımıza mı, neyimize?

Farzedelim ki virüs bulaştı bizlere. Diyelim ki hafif de atlattık. Peki ya sonrası? Bize bulaşan virüsü sevdiklerimize, yakınımızdakilere bulaştırmayacak mıyız? Herkesin bünyesi bir olmuyor ne yazık ki. Herkes aynı şekilde atlatmıyor bu illeti. Şimdi yükselen sayılara bakınca aslında daha yolun en başında olduğumuzu anlaması gerekiyor insanların. Balıkesir örnek şehir olarak gösterilirken bir hafta içinde bir çok mahalle karantina altına alındı.

Nerede kaldı bizim tedbirimiz. Demek ki yalnızca maske takmak işe yaramıyormuş. Bununla birlikte tedbir ve mesafe nerede kaldı? İnsana laf anlatmak gerçekten o kadar zor ki şu devirde… Kimse kendinden başkasını düşünmüyor. Biraz insanın içinde sevdiklerine zarar gelecek korkusu olsa, bana bulaşsa bir şey olmaz kafasından çıksalar, belki de daha iyi bir şekilde atlatacağız bu virüsü…

İşte burada devreye vicdan giriyor. Azıcık vicdanınız varsa, gerekli olmadıkça kalabalık yerlere girmeyin. Herhangi bir canın son bulma sebebi sizler olmayın… Yükselen sayılara inat, haydi tekrar daha da tedbirli olalım… Grip can almıyor olabilir ama virüsten günden onlarca kişi can veriyor…