‘Gıdanız ilacınız, ilacınız gıda olsun’ der Hipokrat bundan 2500 yıl önce. Bu söz aslında sağlıklı beslenmenin insan sağlığını ne ölçüde olumlu etkilediğini anlatıyor ancak bunun idraki ve bilinci maalesef toplumda belli bir yaştan sonra anlaşılmaya başlanıyor. Bu yaşlarda genellikle orta yaş sonrası ortaya çıkan şeker, tansiyon, obezite, kalp-damar hastalıklar gibi kronik rahatsızlıklar sonrasında anlaşılıyor. İlaç sektörü ise gelirlerinin büyük bölümünü yukarıda bahsettiğimiz hastalıkların tedavisi için piyasaya sürdüğü ilaçların üzerinde elde ediyor. Dünyanın büyük bölümü bu hastalıklar boğuşuyor ve bu hastalıkların da en büyük nedeni sağlıksız beslenme alışkanlıkları. Açıkçası bir insan anatomisi için bu kadar önemli olan sağlıklı beslenme konusu neden eğitim sisteminin içerisinde doğru dürüst yer bulmaz. Beslenme sadece ilkokul sıralarında evlerinizden getirdiğimiz büyük bölümü karbonhidratlı börekleri, kekleri, pastaları yemek değil. Beslenme belli başlı bir bilim ve bu nosyona sahip kişiler tarafından genç dimağlara aktarılması gereken bir konu. Eğer beslenme doğru ve sağlıklı bir şekilde yapılırsa dünyada hastalıklar bu denli artmayacak, ülkelerin ilaç ve tedaviye harcadığı paralar azalacak en önemlisi de sağlıklı nesiller ortaya çıkacak. İlkokul seviyesinden başlayıp eğitim hayatının içerisine beslenme derslerinin eklenmesi gerekmektedir.