Son günlerde ülkemizde ve dünyada olanlara artık yetişemiyoruz.

Bir haber bitmeden bir haber başlıyor. Daha ilk okuduğumuz haberle ilgili konuşup tartışırken arkasından yeni bir olay oluyor. Bu yıla bahane bulmak değil elbette ki ama bütün bu olanlar 2020 yılı içinde olunca da bitsin artık bu yıl demekten kendimizi alamıyoruz. Belki de diğer yıllar da böyle olacak bunu da bilmiyoruz ama umutsuz yaşanmıyor. Tek istediğimiz sorunsuz olarak günlerimizin geçmesi. Virüsle ilgili haberler zaten aylardır okuyoruz. Bu ara çok fazla artışa geçti sürekli olarak sosyal medyadan ve haberlerden dinliyoruz okuyoruz. Sağlık Bakanı’mız ve doktorlarımız sürekli olarak aynı şeyleri tekrarlıyorlar ama bizlerde bir gelişme yok. Okullar açıldı ister istemez çocukları okula giden aileler endişeli. İşe gidenler endişeli. Toplu taşıma araçlarını bir şekilde mecbur kullanmak zorunda olanlar var. Sağlıkçılar endişeli. Yani kısacası herkes endişeliyse niye kimse dikkat etmiyor.

Bir de geçen günlerde yaşanan İzmir depremimiz var ki hala acıları taze. Şimdi de hasarlı binalarda ki evlerin tahliyesine başlandı. Çok hasar olan binalardan eşyalarını almaları için on dakika verilmiş insanlara. Az hasarlı binalar içinde bir saat içerisinde evlerinden eşyalarını almaları için müsaade verildi. Ama monteli olan eşyaları alamayacaklar. Yine İzmir’de canla başla uğraşan halkımız üzüntülü. Ev bulmak tekrardan yerleşmek, hayata adapte olmaya çalışmak. Bir de çocuklar var tabi ki o korkuyu yaşayan. Onların psikolojisi alt üst olmuş durumda.  Onlar için elimizden gelen tek şey dua etmek oluyor maalesef.