Bir yıl daha bitiyor. Üzüntülerle, sevinçlerle yer yer hüzünlerle koskoca bir yılı daha bitirdik. Bu yıl çok değişik geçti herkes için. Yaşadığım hiçbir yıla benzemedi. Sadece mart ayına kadar olan bir yıl gibi geri kalan ayların isimleri ise sadece pandemi.

 Mart ayında başlayan korkularımız yıl bitip giderken bile bizden gitmedi. Hala korkularımızla yaşamaya devam ediyoruz. Maskelerle yaşamaya alıştık. Sosyal mesafe kuralları ise hayatımıza gelip yerleşti. Temizlik konusunda diğer ülkelerden hep farklıydık. Biz geleneklerimize örf ve adetlerimize göre temizliğine önem veren bir millet olduğumuz için ellerimizi yıkamak ya da aldığımız ürünleri dezenfekte etmek bizlere zor gelmedi. Upuzun bir yıla elbette ki sadece pandemi günlerini sığdırmadık. Ama ilk gündem maddemiz maalesef ki hep salgın oldu. Aslında bunun yanında çok acı geçirdiğimiz günler de oldu. Salgından dolayı yakınlarını kaybedenler, şehit haberleri, deprem, sel ve dolu gibi doğal afetlerin de bizi fazlasıyla üzdüğü bir yıl geçirdik. Bir de bunların yanında çok fazla kadın cinayetlerine tanık olduk. Yeter artık dedikçe devam eden ne zaman biteceği asla belli olmayan adına da aşk cinayeti dedikleri rezil bir kavram hayatımızda. Cinayet cinayettir buna isim veremeyiz bunun adı aşk olamaz.

Bizler bir yıl geçince eskidiğimizi düşünüyoruz. Eskimek elbette ki güzel yaş aldıkça yaşlanıyoruz. Hayatımıza değer katıyoruz. Gelen yeni yılın herkes için hayırlı olmasını dilerim. Eksilmeden eskiyelim bu yılda en güzeli de bu galiba. Nice yıllara…