Şubat tatilinin bitmesine iki gün var. Umarım çocuklar tatili en güzel şekilde değerlendirmişlerdir. Çocukların dinlenmek oyun oynamak ya da tatile gitmenin haricinde bol bol kitap okumasını tavsiye ediyor öğretmenler. Benim için bir tutku kitap okumak. Çocuklarıma da aşılamaya çalışıyorum ve sonunda artık tamam oldu bu çocuklar diyebildim. Bulduğum her gazeteyi bir takvim yaprağını dahi okumaya bayılıyorum. Çocuklarımda artık benim aldığım kitapların haricinde kendileri de harçlıklarıyla kitap almaya başladılar. En son kızımın okumasını istediğim bir kitabı ona alıp verdim. Evet biraz acıklı bir kitap. Ama vefanın önemini çokta güzel anlatan bir kitap. Hele ki artık günümüzde vefa kavramı iyice kalmamışken yeni nesillere öğretmek gerekiyor diye düşünüyorum. Bir Şeftali Bin Şeftali… Fakir bir köyde köyün ağasına ait bir bahçe varmış ve bu bahçede iki tane şeftali ağacı ekiliymiş. Biri sürekli meyve verirken diğeri birkaç yıldır meyve vermezmiş. Meyve vermeyen şeftali masalda kendisi neden meyve vermediğini çok güzel anlatır. Bahçıvan ağaya götürmek için diğer ağaçtan bir sürü şeftali toplamış. Bizim ağaç o zamanlar şeftali tabi. Bahçıvan onu sepetin en üstüne koymuş. Bahçıvanın ayağı takılınca şeftali sepetten düşmüş. İki çocuk şeftaliyi bulmuş ve şeftaliyi yemişler. Daha sonra çekirdeğini bol meyve veren şeftali ağacının yanına gömmüşler. Kış geçmiş tohum büyümeye başlamış. Çocuklar yılan öldürüp gübre olsun diye ağacın dibine gömmüşler. Bir gün yine ağaca gübre olsun diye yılan ararlarken yılan çocuklardan birini ısırır ve çocuk ölür. Diğer çocuk üzüntüsünden kasabaya taşınır ve gitmeden ağaçla vedalaşır. O günden sonra şeftali ağacı da bahçıvana meyve vermemek için çiçeklerini döker çünkü ağaç sadece o çocuklar meyve yesin ister. Bir ağacın dilinden vefayı işleyen bu çocuk masalı . Çocuklar için yazılmış gibi gözükse de bizim de çocuk kitaplarından unutulmuş değerlerimizi tekrar hatırlamak için faydalanmamız gerektiğini düşünüyorum.