Anlık yaşıyoruz. Bir dakikamız bir dakika sonramızı tutmuyor. Zaman geliyor yolda sabah yolda görüp selam verdiğimiz insanın akşamına ölüm haberini alıyoruz. O insan yerinde bir gün bizler de olabiliriz. O halde nedir bu dünya telaşımız? Neyin koşturması içindeyiz?

Soruyorum sizlere… Kırdığınız, döktüğünüz onca kalbin üstüne rahat ölebilecek misiniz? Helallik almadan gitmek hoşunuza gidecek mi? Diyorum ya işte yalnızca bir dakika. Belki saniye bile olabilir. Farkına varmak lazım bazı şeylerin. Bu güzel hayatın. Allah’ın yarattığı güzelliklerin. Ve bunu bile bile yaşamak lazım. Kimsenin kimseden üstünlüğü yok ki bu dünyada. Bu yarış içinde oluşumuz neden? Kime neyi göstermeye kanıtlamaya çalışıyoruz?

Bir insanın kalbinin kırılması ne demek bilir misiniz? O insan sanki bir çocuk ve o çocuğun elinden şekeri alınmış gibi en basit örnek. Kalp kırmayın. Yakıp yıkmayın. Herkesin gideceği tek bir yer var bu dünyadan sonra. Tek derdimiz tek amacımız o olmalıyken bizlerin bu halleri neden? Gidin helallik isteyin. Gidin sevdiğinizi söyleyin. Gidin özür dileyin. Özür dilemek de acizlik değildir asla. Bunu böyle düşünmeyin. Gönül almak kavramı vardır. Siz ne olursa olsun o gönlü alan olun. Dediğim gibi yalnızca bir dakikalık ömür…