Bağımsızlığımızı ifade eden bayrağımız… Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunu, şerefini temsil eden bayrağımız. Bir çok kez zorluklar atlatıp savaşlardan yenilgiyle çıktığımız, kırmızı rengini bu savaşlarda toprağa karışan kandan alan, hilal sembolü islamiyeti yıldızın ise Türklüğü temsil ettiği başka hiçbir ülkenin bayrağına benzemeyen… Bunları söylemek bizim bayrağımızın kutsallığını anlatmaya yetmez. Yazar Claude Farrere bile Türklerin Manevi Gücü Kitabında bizler için bayrağımızın ne kadar önemli olduğuna değinmiştir. (Gerçekten de okunmaya değer bir kitap ayrıca yazar bir Fransız ama Türk hayranı) Kitapta iki cümleyle bayrağımızı anlatır ”En mükemmel gemiler yarım ay şeklinde Amiral gemisinin etrafına sıralanmıştı. Evet yarım ay şeklinde ve hilal şekli gerçekten Müslüman gerçekten Türk olan herkesi heyecandan titretmeye yeter!…” Biz bu hilal şeklini Mehter takımımızda görmekteyiz. Bizim bayrağımız binlerce şehidimizi ifade eder bu yüzden de hala şehitlerimizin naaşı üstüne Türk Bayrağı örteriz. Tarihimize baktığımızda o kadar çok şehidimiz var ki bayrağımız ve vatanımız uğruna nice evlatlarımız şehit olmuştur. Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale şehitlerine adlı kasidesinde savaşın boyutunu, şehitlerimizi, vatan-millet aşkımızı ve barağımızın önemini vurgularken, her okunduğunda insanın boğazında bir yumru oluşuyor. Bayrağımıza olan sevgimizi “Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!” dizeleriyle içimize işletiyor. Hangi ülkenin bayrağı için bu kadar kan dökülmüştür? Bayrağımız asla yırtık sökük kirli olamaz. Hiçbir yere örtülemez. Yere atılamaz ve hiçbir şekilde YIRTILAMAZ.