Bu yıl baharı karşılamak için can atıyorduk. Kırlara, bağlara, bahçelere çıkacak, koşacak, eğlenecek sarı çiçeklerden sarı papatyalardan taç örecektik.
Yine yaparız Allah’ın izniyle. Ümitsizliğe, karamsarlığa yer yok. Bu günlere ait yaşadıklarımızı, duygu ve düşüncelerimizi not alalım mesela anı defterlerimiz varsa. Unutmayalım…
Malum,  biz insan nisyan kökünden geliyoruz. Nisyan unutkan demek. Çok çabuk unutuyoruz. Başımızda sarı çiçeklerle donattığımız nice taçlarımız oldu. Bilemedik kıymetini.
Gökyüzünde uçan kuşların cıvıltısını, sokağımızın çekirdek çitlediğimiz kaldırım taşlarını, hadi gel  çay demledim içelim diyen komşumuzun tatlı sesini, bugün size misafirliğe geleceğiz diyen ,dostlarımızı, akrabalarımızı ne kadar çok özledik.
Şimdi baharın en güzel günlerini evlerimizde geçiriyoruz. Haftasonları sokağa çıkma yasağı olacak yine. Bu günlerimiz bize çok sıkıcı gibi gelse de şimdiden hafta sonu evde neler yapabileceğimizi planlayabiliriz. Biliyorum ki beklenen bahara az kaldı. Azıcık, sabredelim ne olur.
Bir tek isteğimiz var o da tüm insanlığın bu salgın hastalıktan bir an önce kurtulması. Dualarımız ve dileklerimiz hep bu yönde. Ülkemizde, yaşadığımız şehirlerde birlik, beraberlik, karşılıklı anlayış ve dayanışma olduğu sürece bu günleri de  hayırlısıyla hep birlikte  atlatırız. Biz güçlü bir ülkeyiz. Biz bize yeteriz….
Baharı bekleyen kumrular gibi…
Selametle.