King Tut’un ünlü maskesindeki turkuaz taşları, o tarihin önemli örneklerinden biridir. Türkler tarafından eski dönemlerde savaş malzemesi olarak kullanılmasından dolayı da ‘Türk Taşı’ diye de bilinmektedir. Turkuaz taşı, Antik Mısır Çağı’ndan beri kullanıla gelen bir takı ve süs eşyasıdır. Özellikle Aztekler döneminden kalan eserlerde izlerine rastlanan bu taş, Antik Yunan döneminde de yaygın olarak tercih edildiği bilinmektedir. Bu sebepledir ki tarihin çok eski dönemlerinden bu yana insanların bildiği bir taştır.
Bu taşın ismini, Fransızca ‘Pierre turkuaz’ ifadesinden aldığı da söylenir. Bunun sebebi ise, Orta Asya’daki madenlerden çıkarılan firuze taşlarının Avrupa’ya Türkiye üzerinden getiriliyor olmasıdır. Kullanılan ticaret yolları ülkemizden geçtiği ve Avrupalı tüccarlar da bu taşı genelde bizim pazarlarımızdan temin ettiği için ona ‘Türk Taşı’ denilmiştir.
Değerli bir taş olan Turkuaz Taşı yeryüzünün yeşil, gökyüzünün de mavi rengini üzerinde barındırır. Bu sebepten dolayı da ‘denge taşı’ olarak da kabul edilmektedir. Fazla sıcağa veya güneş ışığına maruz kalması hâlinde Turkuaz taşı renk değişikliğine uğrayarak yeşilimsi bir renge bürünmektedir. Turkuaz taşı, SiO2 kristalli minerallerin genel ismidir ve fosfat mineralleri grubundandır. Bünyesinde Fosfat, Bakır ve Alüminyum bulunmaktadır. Volkanik kayaçlarda kendi kendine, doğal bir oluşum süreciyle meydana gelir ve genel olarak şekli altıgen biçimindedir. Kuvars kristallerinin katı ve sert bir yapısı mevcuttur. Yerkabuğunun yaklaşık olarak yüzde 10-15’lik bir kısmı Kristal Kuvars mineralinden meydana gelmiştir. Çok güçlü bir şifa kaynağı olarak görülen bu taşın nazardan koruduğu düşünülmektedir. Hatta bazı insanlar uğur ve şans getirdiğine de inanmaktadır.
En yüksek kalitelisinden en düşüğe doğru Ebuishakî, Ezherî, Süleymânî, Zerhum, Hâkî, Keftârî, Sefidî zerdbam çeşitleri bulunan Turkuaz taşı tarih boyu mücevher yapımında vazgeçilmez bir yer almıştır. En kaliteli firuze taşı, içinde damar veya çizgi olmayan gök mavisi renklileridir ancak içerisinde altın renkli birkaç nokta ya da damarlar bulunduran firuzeler de oldukça güzeldirler ve çok fazla tercih edilen çeşittirler. Sertlik derecesi 5-6 arası olduğu için rahatlıkla takı ve mücevher yapımında kullanılabilinmektedir. Aynı zamanda mekânlarda süs eşyası olarak geniş kullanım alanı bulan Turkuaz taşı şans getirmesi amacıyla savaş malzemeleri işlemelerinde ve daha birçok alanda kendine yer bulmuştur.
Barış sembolü olarak da bilinen Turkuaz taşının çıkarıldığı yerler başlıca Amerika, israil, Meksika, Tibet, Şili, Avustralya, İran, Afganistan’dır. Doğal taşların faydaları ile ilgili iddialar tıbbî ve bilimsel temellere dayanmamasına rağmen mitolojik inançlar, efsaneler ve halk arasındaki söylentiler vasıtasıyla faydalı olduğu ifade edilmektedir. Doğal taşların faydalarına ilişkin iddialar; bu taşlarda bulunduğu rivayet edilen titreşimlere, frekanslara ve enerjiye dayanmaktadır. Buna göre %100 kesinlik ifade etmemekle beraber Turkuaz taşının faydalarını şöyle sıralayabiliriz.
Kimileri bu taşın vücudu kuvvetlendirdiğini savunur. Yüzük, bileklik veya kemer tokası olarak kullanılmasının sindirim problemlerine iyi geldiği kabul edilir. Kalp rahatsızlıkları için şifalı olduğuna inanılır. Tansiyonu düzenlediği ileri sürülmüştür. Migren hastaları için faydalı, baş ağrısına birebirdir. Kemikleri güçlendirir, kas ve iskelet sağlığını destekler bu vesile ile kemik erimesi riskini azaltır. Romatizmanın tedavisine destek olur. Ciğerler için de oldukça faydalı olduğundan solunum problemlerinin önüne geçmeye yarar. Kan dolaşımını düzene sokar, öksürüğü hafifletir, bronş ataklarını ve astımı engellediği için insana zindelik verir. Cildi gençleştirdiği de ileri sürülmektedir. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğine inananlar vardır. Katarakt rahatsızlığının tedavisine yardımcı olduğu rivayet edilmektedir. Alerjik birçok hastalığın iyileşme sürecini desteklediği kabul edilmiştir. Nazara karşı etkili olduğu yönünde görüşler ifade edilmiştir. İnsana başarı getirdiğinden söz edilir. Dostluk, sadakat ve iletişim taşı olduğu da rivayet edilmektedir. Akıl ve mantık gücünü artırdığı, elektromanyetik dalgalara karşı da koruma sağladığı ifade edilmektedir. İnsandaki negatif enerjileri dağıtarak, yerine pozitif enerjiler getirir ve böylece kişiyi yapıcı düşünmeye sevk etmektedir. Fiziki ve ruhani dünya arasında bir köprü görevi görerek, spiritüel yetenekleri güçlendirir ve böylelikle çeşitli psikolojik rahatsızlıkları engellemiş olur. Turkuaz ve ametist taşlarını birlikte kullanmak, üçüncü gözü güçlendirmek için birebirdir.
Turkuaz taşı, hayatında huzur, mutluluk ve şans isteyenler için ideal bir taştır. Tarih boyunca turkuaz taşını önemli ölçüde kullananlar arasında Antik Persler yer almaktadır. Hançerlerde ve at dizginlerinde kullanılarak koruma sağladığı düşünülen turkuaz taşı, yine Pers kadınları tarafından boyun çevresindeki mücevherlerinde ve başörtülerinde kullanılmıştır.
YORUMLAR