Son yıllarda ülkemizde özellikle de Ege Bölgesi’nin Afyon ili Dinar ilçesi ile Akdeniz’in Isparta ilinin Keçiborlu bölgelerinde Lavanta ekimi başladı. İlk planda turistik amaçlı ekilen bu bitki son zamanlarda yağının çıkartılması ile elde edilen bazı kozmetik ürünler üretilerek üreticisine kazanç kapısı oldu. Ve her geçen günde ekimi yayılmaya başladı. Çok fazla su istemeyen, özellikli bir toprak aramayan bu bitki görsellik açıdan da güzel bir görüntü ortaya koymasıyla ekimi ile uğraşanların sayısını her geçen gün arttırıyor. Lavanta, ekilmiş topraklarda hoş bir seda bırakan bir ürün.

Lavanta nasıl bir üründür. Nedir onu kısaca bir tanımaya çalışalım.

Lavandula olarak da bilinen lavanta, nanegiller familyasına ait 39 çeşit çiçekli bitkiden biridir. İlk olarak Kanarya Adalarında, Avrupa’da, kuzey ve doğu Afrika’da, Akdeniz’de kuzeybatı Asya’da ve kuzeydoğu Hindistan’da görülmüştür.

Bu cinsin çoğu çeşidi karışık iklimli yerlerde bahçe süsleme amaçlı ya da gıda olarak kullanılmak üzere yetiştirildiği gibi ticari olarak da lavanta yağı satışı yapılmak amacıyla yetiştirilmektedir. En yaygın çeşidi lavanta adıyla bilinen lavandula’dır. Çiçeklerinin rengi lavanta rengi olması hasebiyle ismini bu renkten almıştır. Lavantanın ticari olarak değer kazanması ise lavantanın yağı çıkartılması sonucu elde edilen yağdan farklı ürünler yapılmasıyla başlamıştır. Lavanta anti bakteriyel ve enfeksiyon öldürücü etkisi olan bir bitkidir. Lavanta yağı aynı zamanda parfüm endüstrisinde de çok yaygın kullanılmaktadır.

Lavantanın birçok çeşidi vardır. İngiliz lavantası denen lavandula cinsi etkili bir kokuya sahiptir. Bu nedenle bu cins çoğunlukla merhem, yatıştırıcı krem, parfüm, kozmetik ya da el kremi olarak kullanılmaktadır.

Alman lavantası da denen lavandin cinsi lavanta ise, benzer bir kokuya sahiptir ancak içeriğindeki kafur içeren kokusu sayesinde daha keskin bir kokuya sahiptir. Lavandins lavantaların ticari kullanımı daha yaygındır, bunun nedeni ise çiçeklerinin İngiliz lavantasından daha büyük olması ve hasadının daha kolay yapılmasıdır. Ancak lavandin yağı, İngiliz lavantasından kalite olarak daha düşüktür. Ayrıca kokusu da daha serttir.

Ülkemizde Lavanta, Lavandula x İntermedia Super A türü yağlık lavanta çeşitleri çelikleme yöntemiyle üretilmekte ve köklendirilmektedir. Ayrıca yeni yetiştirilmeye başlanan lavander türü olarak bilinen Lavandula Agustofolia cinsi kaliteli yağlık lavantalar Bulgaristan ve Fransa’dan tedarik edilmektedir. Bu çeşitlerde tohumdan üretim mümkündür. Ama yağ kalitesinde değişme olabileceğinden yine çelikleme yöntemiyle üretim tercih edilmektedir. Fide dikimi, uygun toprak ve iklim koşulları oluştuktan sonra yapılır. Bu fide ekimi bölgelere göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak mart ayının başlarında başlar, mayıs ayı sonuna kadar devam eder. Tüplü fideler ise can suyu verilebilecek durumlarda eylül ayına kadar dikilebilmektedir. Fide dikiminden sonra yaşayabilmesi için mutlaka can suyu verilmelidir.

Lavanta yetiştiriciliğinde 150×50 cm sıra arası ve sıra üzeri mesafeler yetiştiricilik için uygundur.

Dekar başına 1300-1400 fide dikimi yapılmalıdır. İlk senelerde eğer damlama sulama yapılabilirse bitki gelişimi daha iyi olacaktır. Suyu çok seven bir bitki değildir. Fazla sulama çürümeye ve yağ kalitesinde düşüşlere sebep olmaktadır.

Lavanta, toprak yönünden seçici olmayan bir bitkidir. Kireççe zengin, süzek ve pH’sı 5.8-8.3 olan, kuru ve kalkerli topraklarda çok iyi gelişme göstermektedir. Kurağa, sıcağa ve soğuğa oldukça dayanıklıdır. Ancak kışı çok sert geçen bölgelerde bazen soğuktan zarar görebilmektedir. O nedenle kışı sert geçen bölgelerde ekimi ve dikimi çok uygun değildir.

Kısaca tanıtmaya çalıştığımız Lavanta yetiştiriciliği üzerine AfyonDinar ilçesi önemli bir mesafe kat etmiş durumda. Dinar Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği’nin desteklediği lavanta ekimi projesi kapsamında 5 yıldan bu yana köylülere destek verilerek ilçede lavanta ekimi yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. İlçe halkı ekonomik değeri yüksek olan ve esans yağı elde edilen türü ile üretimini her geçen gün arttırmaktadır. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden okul arkadaşımız olan Dinar Kaymakamı Selami Kapankaya geliştirdiği proje ile bölge halkına ciddi bir gelir kapısı sağlamanın yanı sıra başta bölge adına olmak üzere, ülkemiz için gurur verici bir marka meydana getirmek için olağanüstü bir çaba göstermektedir. Kısa sürede yaptığı çalışmalar meyvesini vermeye başlamış. “Dinarelli” markası ile Lavanta yağı kullanılarak, Lavantalı Şampuan, Lavanta Kremi, Lavanta Kolonyası, Lavanta kokulu oda spreyi vb. üreterek hem bölge halkına ekonomik destek sağlarken hem de lavantadan üretilen ürünler ile bir marka oluşturmak suretiyle bir inovasyona kapı aralamış. Bölge de görüştüğümüz birçok kişi bu yönde yapılan çalışmalardan çok memnun. Ayrıca süreç içerisinde seri üretim planlayan kaymakam Selami Kapankaya bölgeye bir istihdam kapısı da açmış. Bölgede kurulacak bir tesis ile ürün çeşitlemesi de yapılarak, lavanta yağından elde edilen ürünler yine Afyon-Antalya, İstanbul-Antalya yolu güzergahında yer alan Dinar ilçesinde otoyol üzerinde kurulacak satış noktaları ile direk üreticiden tüketiciye ulaştırılacak. Son derece önemli böylesi bir yatırıma bölge insanını teşvik eden ilçe kaymakamı Selami Kapankaya’yı yürekten kutluyorum. Ülkeye kazandırdığı “Dinarelli” markası da hayırlı olsun. İnşallah bölge insanına ekonomik katkı sunan ve ufuk kazandıran bu çalışma kendisinden sonra da artarak devam eder. Çoğu zaman bu tarz girişimlerin ömrü az oluyor. Kısa sürede yok olup gidiyor. Ümidimiz sürdürülebilir olması yönünde. Ancak gözlemlediğimiz kadarıyla bölge insanı kendilerine yeni bir gelir kapısı sağlayan, bölgede kurulacak tesis ile istihdama katkı sunması yönüyle lavanta ekimine ve ulusal bir marka olma yolunda olan “Dinarelli” markasına sahip çıkmış görünüyor.

Ülkemiz genelinde bu tarz çalışmaların yaygınlaşmasını, istihdamı geliştiren, ekonomik değer katan hizmetlerin artmasını temenni ediyoruz. Ülke genelinde görev yapan bütün mülki idarenin hepsinden bu tarz çalışmalar bekliyoruz.

Anadolu’nun bağrından nice ulusal ve uluslararası milli markaların çıkmasını canı gönülden arzuluyoruz. Bu vesile ile “Dinarelli” markasının çıkmış olduğu yolda başarılı olmasını, ülkemize ve bölge halkına ciddi katma değer kazandırmasını temenni ediyorum.