Aklımıza ve kalbimize  mukayet olalım.Nasıl olacağız?Bunu biliyoruz;ama bazı şeyler çok da işimize gelmiyor.İşimize geldiği gibi davranmak daha cazip geliyor.Kalbimizi madden olduğu kadar ,manevi anlamda da ihmal ediyoruz.

 Gördüğümüz  her şeyden kendimiz mesul’uz.Gördüklerimiz bizi etkileyebiliyor. Şunu da açıkça ifade etmeliyim ki,bilmem hiç düşündünüz mü?Kalple göz arasında çok yakın bir bağ var.İmam-ı Rabbani(hz)bu konuda şöyle diyor:Kalp göze tabidir.Göz haramlara kapatılmadıkça,kalbi korumak çok zordur.Gördüğün şeylere ulaşamazsın; ama kalbin sürekli onunla meşgul olur.Halbuki gözün onu görmezse bütün bu sıkıntılardan kurtulursun.

Bilimsel anlamda yapılan bir araştırmaya göre ise, insan vücudundaki en güçlü manyetik alanın kalp olduğu söylenmiştir.Beynimizden beş bin kat daha güçlüdür.Kalbimiz bütün bilgileri duygularımız yardımıyla beynimize ve   diğer organlarımıza iletir.Kalbimiz  kan dolaşım merkezi olarak düşünülür.Görevi sadece bu değildir tabii ki.

Eğer kalbimizi temiz tutar,rabbimizin muhabbetine mazhar olursak bizi hiçbir şey yolumuzdan döndüremez.Allah bize kalbimizle yaklaşır.İmanımız ne kadar kuvvetli olursa rabbimize de o kadar yakın oluruz.Sevgi ve muhabbet duyarız.Nasıl  ki bu dünyadakilere kalbimizle sevgi ve muhabbet besliyoruz tıpkı öyle.Allah;kulum beni nasıl zannederse ben öyleyim diyor.Aslında bu konu çok derin bir konu.Yüzeysel anlatılacak bir konu değil.

Bir gün adamın birisi yaptığı kötülüklerin cezasını çekmek için cehenneme götürülüyor.Melekler o adamı tutmuşlar cehenneme doğru sürüklemektedirler.

Adam  bin pişman.Hem gidiyor hem de dönüp arkasına bakıyor.Rabbimiz soruyor meleklerine:Kulum niye ardına dönüp baktı bir öğrenin diyor.Soruyor melekler,niye baktın diye.Adam iki büklüm cevap veriyor.Ne kadar çamura batsam,ne kadar günah işlesem rabbim affedecektir zannındaydım, diyor.

İşte o zaman Allah meleklerine şöyle sesleniyor:Madem  öyle zannetmiş,beni öyle biliyor,bırakın,salıverin gitsin,diyor ve affediyor.

Rahmeti bol olan rabbim affeder.Affına sığınan,pişmanlığını dile getiren herkesi ne yaparsa yapsın affeder.

Doğaya bakıyoruz,doğada varolan herşeyi kendi vücudumuzda da barıdırıyoruz.Yaratılanların özünün çekirdek olduğunu farkediyoruz.Kalp de bizim özümüz,çekirdeğimiz.En çok ihtiyaç duyduğu şey ise iman.İmanın boyasıyla boyanmak.Bunu da biz yapacağız tabii.Nasıl bir renge bürünmek istiyorsak o renge bürüneceğiz.

Allah hepimizin  kalplerine  bakıyor.Kalbimizden geçip aklımıza takılanları,geçenleri biliyor.Saklayabileceğimiz hiçbir şeyimiz yok.Dostlarımızdan,arkadaşları mızdan,ailemizden sakladığımız her şey bir gün  günyüzüne çıkacak.Aşikar…

Şunu hatırlatmakta fayda var.Kalbimize baktığımız gibi,gözümüze de gözümüz gibi bakalım.Çünkü o kalbimizin dış dünyaya açılan kapısı.Oradan sadece ışık girmiyor.İyi ve kötü duygularımız da giriyor.Duygularımız, kalbimizin temizliğine ya da kirliliğine  göre dilimize,hal ve hareketlerimize dökülüveriyor.Ne ilginç değil mi? Gözümüzün ışığı kalbimizin aydınlığıdır.Karşımızdaki insanın kişiliği hakkında bilgi sahibi olmak için bu çok işimize yarıyor.Kalbinizle baş başa kalın…

Gözler kalbin ayinesidir,

Yalan nedir bilmez onlar,

Siyah, mavi,yeşil olsun,

Hiçbir şeyi inkâr etmezler onlar…