Bal, tabiattaki doğal dengeyi korumaya çalışan arılar tarafından üretilen bir üründür. Arıların tabiattaki çiçeklerden ve meyve tomurcuklarından aldıkları nektarları yutarak arıların bal midesi denilen organlarından invertez enzimi sayesinde kimyevi değişime uğratılmasıyla oluşan ve kovandaki petek hücrelerine yerleştirilen çok faydalı besinin adıdır bal. Bal üretildiği ürünlere göre çok çeşitlidir. İnsan sağlığı açısından bütün bal çeşitleri faydalıdır. Bu yazımızda konu edindiğimiz bal çeşidi özellikle bağışıklık sisteminin ve sinir sisteminin güçlenmesinde destek olan siyah bal.
Siyah bal meşe ağaçlarının genç palamutlarında yer alan tüylerinin dibindeki iç salgı bezlerinden salgılanan tatlı sıvının bal arıları tarafından toplanması ile oluşan baldır. Salgının oluşmasının iklimsel şartlarla direkt bağlantısı bulunması dolayısıyla her yıl elde edilen verim değişkenlik gösterebilir. Antimikrobiyal ve antioksidan özelliği çok yüksek olan siyah bal içerdiği enzimler ile metabolizmanın da desteklenmesini sağlar. Hücrelerin yenilenmesine katkı sağlar. Mineraller yönünden son derece zengin içeriğe sahip olan siyah bal, bol miktarda potasyum, fosfor, sodyum, magnezyum ve demir içeriğine sahiptir. Siyah balın rengi koyu sarıdan kahverengiye kadar değişebilir. Kolayca sindirilebilir karbonhidratlar ile özellikle fruktoz bakımından oldukça zengin olan siyah balın bileşimi içinde üç yüzden fazla mineral ve mikro elementler bulunmaktadır.
Cennetten bir parça olan ülkemizde pek çok bal üretim bölgesi bulunmakta ve her arıcı tarafından bu bölgelerde üretilen çeşit çeşit renklerde ballar bulunmaktadır. Siyah bal diye ifade ettiğimiz meşe palamudundan elde edilen bal da genel olarak Kırklareli-Tekirdağ illerinin Karadenize bakan kıyılarında bulunan Yıldız Dağları’nda ve Çanakkale ilimizin Kazdağları eteklerinden elde edilir. Gece ile gündüz arasında ısı farkının yüksek olduğu bazı günlerde meşe palamudu ağacının yaprakları günün bazı saatlerinde bal salgılar. Bunu gören bal arıları adeta çıldırırcasına meşe palamuduna doğru yoğun bir şekilde uçarlar ve bulabildikleri bütün nektarları kovanlarına taşırlar. Bu olay sonucunda elde edilen siyah bal genellikle yaz sonunda, sonbahar aylarında üretilmektedir.
Meşe palamudundan elde edilen siyah bal içinde bol miktarda bulunan antioksidan içeren protokatekuik asit, rosmarinik asit, kaffeik asit ve kumarik asit insan vücuduna sayısız faydalar sağlamaktadır.
Antioksidanlar, hastalığa neden olan serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olan ve böylece oksidatif hücre hasarı riskini azaltan bileşiklerdir. Flavonoidler ve polifenoller, kanser, diyabet ve kardiyovasküler ve beyin hastalıkları gibi çeşitli hastalıkların riskini azaltmak gibi insan sağlığı üzerinde yararlı etkileri olan heterosiklik moleküllerdir.
Kafeik asit normal hücrelerde antioksidan özelliği ve kanser hücrelerinde pro-oksidan özelliği gösterdiği bilinmektedir. Kafeik asit organik bir bileşik ve güçlü bir antioksidandır. Kafeik asitteki antioksidan sayesinde insan sağlığı birçok faydalar elde eder. Özellikle kanseri önlemede, bunun yanı sıra erken yaşlanmayı önlemede inflamasyonu azaltmada, diyabetin önüne geçmede ve Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıkların önlenmesinde katkılar sunar. Kafeik asit, siyah balda doğal olarak bulunur ve beslenmenize ek bir gıda takviyesi vazifesi görür.
Siyah balın içeriğinde bulunan Rosmarinik asit, antioksidan, antienflamatuar ve antimikrobiyal aktivitelere sahiptir. Rosmarinik asidin antioksidan aktivitesi, E vitaminden daha güçlüdür. Rosmarinik asit, serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını önlemeye yardımcı olarak kanser ve ateroskleroz riskini azaltma etkisine sahiptir. Ayrıca Rosmarinik asit, vücuttaki iltihabı, kızarıklık, şişme ve ağrı gibi etkileri azaltma özelliğine sahiptir.
Nitekim Prof. Dr. Abdurrahim Koçyiğit liderliğindeki 9 kişilik ekibin 1,5 yılda tamamladığı araştırmalar sonucunda, siyah balın kanserli hücreleri tedavi etme özelliği olduğunu ortaya koymuştur. Amerika’daki Integrative Cancer Therapies (ICT) adlı tıp dergisinde yayımlanan Koçyiğit’in yazdığı makalede, siyah balın kanseri tedavi etme potansiyeli olduğuna dikkat çekilmiştir.
İçerdiği yüksek fruktoz özelliği ile diyabetli kişiler tarafından da tüketilebilecek olan siyah bal, içerdiği enzimler ile metabolizmayı destekleyerek sindirim sistemimizi dengede tutmayı da sağlar. Özellikle kış aylarında grip gibi salgın hastalıklara karşı vücudun savunma sistemini kuvvetlendirici etkisi vardır. Virüs ve bakteriyel enfeksiyonlara karşı da bağışıklık sistemimizi güçlendirir.
Kısaca ülkemizin en batısında Çanakkale bölgesinde Kazdağları eteğinde tamamen katkısız ve ham haliyle (işlenmemiş), %100 doğal olarak üretilen siyah bal insanlığa şifa sunmaya devam ediyor.
Siyah bal meşe ağaçlarının genç palamutlarında yer alan tüylerinin dibindeki iç salgı bezlerinden salgılanan tatlı sıvının bal arıları tarafından toplanması ile oluşan baldır. Salgının oluşmasının iklimsel şartlarla direkt bağlantısı bulunması dolayısıyla her yıl elde edilen verim değişkenlik gösterebilir. Antimikrobiyal ve antioksidan özelliği çok yüksek olan siyah bal içerdiği enzimler ile metabolizmanın da desteklenmesini sağlar. Hücrelerin yenilenmesine katkı sağlar. Mineraller yönünden son derece zengin içeriğe sahip olan siyah bal, bol miktarda potasyum, fosfor, sodyum, magnezyum ve demir içeriğine sahiptir. Siyah balın rengi koyu sarıdan kahverengiye kadar değişebilir. Kolayca sindirilebilir karbonhidratlar ile özellikle fruktoz bakımından oldukça zengin olan siyah balın bileşimi içinde üç yüzden fazla mineral ve mikro elementler bulunmaktadır.
Cennetten bir parça olan ülkemizde pek çok bal üretim bölgesi bulunmakta ve her arıcı tarafından bu bölgelerde üretilen çeşit çeşit renklerde ballar bulunmaktadır. Siyah bal diye ifade ettiğimiz meşe palamudundan elde edilen bal da genel olarak Kırklareli-Tekirdağ illerinin Karadenize bakan kıyılarında bulunan Yıldız Dağları’nda ve Çanakkale ilimizin Kazdağları eteklerinden elde edilir. Gece ile gündüz arasında ısı farkının yüksek olduğu bazı günlerde meşe palamudu ağacının yaprakları günün bazı saatlerinde bal salgılar. Bunu gören bal arıları adeta çıldırırcasına meşe palamuduna doğru yoğun bir şekilde uçarlar ve bulabildikleri bütün nektarları kovanlarına taşırlar. Bu olay sonucunda elde edilen siyah bal genellikle yaz sonunda, sonbahar aylarında üretilmektedir.
Meşe palamudundan elde edilen siyah bal içinde bol miktarda bulunan antioksidan içeren protokatekuik asit, rosmarinik asit, kaffeik asit ve kumarik asit insan vücuduna sayısız faydalar sağlamaktadır.
Antioksidanlar, hastalığa neden olan serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olan ve böylece oksidatif hücre hasarı riskini azaltan bileşiklerdir. Flavonoidler ve polifenoller, kanser, diyabet ve kardiyovasküler ve beyin hastalıkları gibi çeşitli hastalıkların riskini azaltmak gibi insan sağlığı üzerinde yararlı etkileri olan heterosiklik moleküllerdir.
Kafeik asit normal hücrelerde antioksidan özelliği ve kanser hücrelerinde pro-oksidan özelliği gösterdiği bilinmektedir. Kafeik asit organik bir bileşik ve güçlü bir antioksidandır. Kafeik asitteki antioksidan sayesinde insan sağlığı birçok faydalar elde eder. Özellikle kanseri önlemede, bunun yanı sıra erken yaşlanmayı önlemede inflamasyonu azaltmada, diyabetin önüne geçmede ve Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıkların önlenmesinde katkılar sunar. Kafeik asit, siyah balda doğal olarak bulunur ve beslenmenize ek bir gıda takviyesi vazifesi görür.
Siyah balın içeriğinde bulunan Rosmarinik asit, antioksidan, antienflamatuar ve antimikrobiyal aktivitelere sahiptir. Rosmarinik asidin antioksidan aktivitesi, E vitaminden daha güçlüdür. Rosmarinik asit, serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını önlemeye yardımcı olarak kanser ve ateroskleroz riskini azaltma etkisine sahiptir. Ayrıca Rosmarinik asit, vücuttaki iltihabı, kızarıklık, şişme ve ağrı gibi etkileri azaltma özelliğine sahiptir.
Nitekim Prof. Dr. Abdurrahim Koçyiğit liderliğindeki 9 kişilik ekibin 1,5 yılda tamamladığı araştırmalar sonucunda, siyah balın kanserli hücreleri tedavi etme özelliği olduğunu ortaya koymuştur. Amerika’daki Integrative Cancer Therapies (ICT) adlı tıp dergisinde yayımlanan Koçyiğit’in yazdığı makalede, siyah balın kanseri tedavi etme potansiyeli olduğuna dikkat çekilmiştir.
İçerdiği yüksek fruktoz özelliği ile diyabetli kişiler tarafından da tüketilebilecek olan siyah bal, içerdiği enzimler ile metabolizmayı destekleyerek sindirim sistemimizi dengede tutmayı da sağlar. Özellikle kış aylarında grip gibi salgın hastalıklara karşı vücudun savunma sistemini kuvvetlendirici etkisi vardır. Virüs ve bakteriyel enfeksiyonlara karşı da bağışıklık sistemimizi güçlendirir.
Kısaca ülkemizin en batısında Çanakkale bölgesinde Kazdağları eteğinde tamamen katkısız ve ham haliyle (işlenmemiş), %100 doğal olarak üretilen siyah bal insanlığa şifa sunmaya devam ediyor.
YORUMLAR