İnsan ihtiyaçları sonsuzdur ve bu ihtiyaçların karşılanması için her yerde bir çalışma var. Bu devasa sistem içinde elbette her şey sorunsuz gitmeyecek ve bir takım problemler ortaya çıkacak. Bir de bunların üstüne insan komplex bir varlık ve egosuyla, kıskançlığıyla, açgözlülüğüyle kendi içinde bile bir çok sorun çıkarma potansiyeline sahip. Problemler ise hep farklı şekilde karşımıza çıkıyor. Yoksa şimdiye kadar çoktan her şeyin cevabını biliyor olurduk ve pek bir işimiz kalmazdı.

Bütün bunların yanında insan problemleri çözebilecek zekaya sahiptir. Zeki insan sorunları çözer, akıllı insan sorun olmasını engeller. Bunca problemin üstüne kendimize yeni sorunlar yaratmak bizleri çok yoracağı gibi bazen çok kötü sonuçlara da yol açabilir. Padişahın biri Batıya bir elçi göndermiş. Elçi dönüşte durumu arz ederken ‘Batıdaki düşmanlarımıza gerekli haber ulaştırıldı’ demiş. Padişah ‘bizim Batıda düşmanımız yok ki’ deyince elçi  ‘artık var efendim’ demiş. Örneğin günümüzde de birisiyle gereksiz bir tartışmaya girmek, trafikte kendimizi tehlikeye sokacak hareketlerde bulunmak veya işimizde ihmalkar davranmak bizleri geleceğimizi tehlikeye atacak yepyeni bir sorunla karşı karşıya bırakabilir.

Yaşam enerjimizin tamamını sorunlarla uğraşmaya harcamak bizi yıpratır Serin kanlı ve temkinli olmak hem daha iyi fikir yürütmemizi sağlar hem de ortaya çıkabilecek yeni sorunları engeller. Arabın dört dahisinden biri olarak bilinen Muaviye bin Ebu Süfyan’ın bir sözüyle bitirelim:  Aklı üç kısma ayıracaksın: biri problemleri çözmeye, biri affetmeye, diğeri ise yeni sorunların çıkmasını engellemeye.