Bizler çocuktuk. Kendi kapımızın önünde arkadaşlarımızla oynar şen şakrak bir çocukluk geçirirdik. Birimiz bile susadığında hepimizin susadığını düşünürdük. Annelerimizden istediğimiz bir şişe suyu kaç kişi birden içerdik.
Acıktığımızda annemiz bize salçalı ekmek yapıp verirdi. Anneler sadece kendi çocuğunu düşünmezdi. Sokakta oynayan bütün çocuklara ekmek verirlerdi. Bir topla kaç çocuk birden oynardık. Kıskanmazdık her oyuncağımızı paylaşırdık. Yiyeceğimizi suyumuzu en önemlisi de sevgimizi paylaşırdık biz. Biz korkmazdık. Kimseden çekinmezdik. Eve giriş saatimiz belliydi. Akşam ezanı okunur okunmaz herkes evine koştururdu. Çamurla oynar kirlenirdik. Ama yıkandığımızda geçecek türden kirlenirdik. İstediğimiz kapıyı rahatlıkla çalar arkadaşımızla oynamaya geldiğimizi belirtirdik. İnsanlar mı iyiydi yoksa kötülük nedir o zamanlar bilinmiyor muydu? Şimdi ne değişti. Nasıl bir zamana denk geldik. Nasıl bir zamanda çocuklarımızı büyütür olduk. Korkuyla, endişeyle. Artık çocuklarımız komşularına bile selam vermeye korkar oldu. Bizler büyüdük ve yerimize yeni bir nesil yetiştirmeye çalışıyoruz. Evin içine tutsak ederek. Ellerinde telefonlarla tabletlerle çocuk büyütüyoruz. Sokakta oynamanın ne demek olduğunu bu hissi öğretemeden büyümelerini izliyoruz. Vicdan, merhamet, sevgi ve saygı gibi duygu ifadeleri artık çok gerilerde kaldı. Biz bu duyguları yok ettik. Şimdilerde ise haberleri izledikçe başkaları yerine utanmak kaldı bizlere. Hani bir haber okur ya da bir olay yaşarsınız ya nutkunuz tutulur hah işte son zamanlarda yaşadıklarımız sadece bunlardan ibaret. Çocuklar toplanıp gittiler artık bizlerden. Çocuk yok artık. Dünde kaldılar ve geride gelemiyorlar. Sesleri duyulmuyor maalesef. Dünyanın en güzel sesinden artık yoksun yaşayacak hale geldik. Bitsin artık bu sessizlik.
Acıktığımızda annemiz bize salçalı ekmek yapıp verirdi. Anneler sadece kendi çocuğunu düşünmezdi. Sokakta oynayan bütün çocuklara ekmek verirlerdi. Bir topla kaç çocuk birden oynardık. Kıskanmazdık her oyuncağımızı paylaşırdık. Yiyeceğimizi suyumuzu en önemlisi de sevgimizi paylaşırdık biz. Biz korkmazdık. Kimseden çekinmezdik. Eve giriş saatimiz belliydi. Akşam ezanı okunur okunmaz herkes evine koştururdu. Çamurla oynar kirlenirdik. Ama yıkandığımızda geçecek türden kirlenirdik. İstediğimiz kapıyı rahatlıkla çalar arkadaşımızla oynamaya geldiğimizi belirtirdik. İnsanlar mı iyiydi yoksa kötülük nedir o zamanlar bilinmiyor muydu? Şimdi ne değişti. Nasıl bir zamana denk geldik. Nasıl bir zamanda çocuklarımızı büyütür olduk. Korkuyla, endişeyle. Artık çocuklarımız komşularına bile selam vermeye korkar oldu. Bizler büyüdük ve yerimize yeni bir nesil yetiştirmeye çalışıyoruz. Evin içine tutsak ederek. Ellerinde telefonlarla tabletlerle çocuk büyütüyoruz. Sokakta oynamanın ne demek olduğunu bu hissi öğretemeden büyümelerini izliyoruz. Vicdan, merhamet, sevgi ve saygı gibi duygu ifadeleri artık çok gerilerde kaldı. Biz bu duyguları yok ettik. Şimdilerde ise haberleri izledikçe başkaları yerine utanmak kaldı bizlere. Hani bir haber okur ya da bir olay yaşarsınız ya nutkunuz tutulur hah işte son zamanlarda yaşadıklarımız sadece bunlardan ibaret. Çocuklar toplanıp gittiler artık bizlerden. Çocuk yok artık. Dünde kaldılar ve geride gelemiyorlar. Sesleri duyulmuyor maalesef. Dünyanın en güzel sesinden artık yoksun yaşayacak hale geldik. Bitsin artık bu sessizlik.
YORUMLAR