Çin’de faaliyet gösteren takı tasarım firmasının temsilcileri, geçtiğimiz günlerde Bayburt ilimizi ziyaret ederek bu ilimizde bulunan, doğal kehribar rezervlerinde incelemelerde bulundular. Takı tasarım firması Huoruo Sanayi Grubu yöneticisi Shao Gunag Hui ve beraberindeki heyet, Bayburt merkeze bağlı Aydıncık köyünde 2018 yılında tespit edilen doğal kehribar rezervlerinde incelemelerde bulunmak için şehre geldiler.
Köy sakinlerinin yıllarca çıra zannederek ateş yakmak amacıyla kullandıkları kehribarın rezerv alanının ruhsat sahibi Heytam Haşlak, Çin’den gelen heyet üyelerine buradaki rezerv hakkında bilgiler verdi. Maden sahasında incelemelerde bulunan Çinli yetkililer, Çin’e gönderilmek üzere farklı alanlardan numuneler aldılar. Buradaki rezervi ve ürünleri beğenen Çinli firma yetkileri ile yapılan görüşmeler Bayburt Valisi Cüneyt Epcim’in gayretleriyle de olumlu geçince Çinli firma ile bir ön anlaşmaya varıldığı ifade edildi.
Çinli firmanın yöneticisi Shao Gunag Hui, kehribarın Budizm inanışında önemli ve kutsal bir yeri olduğunu, Budizm’deki kutsal görülen yedi eşyadan en önemlisinin kehribar olduğunu belirtti. Dünyada çıkarılan kehribarın yüzde 75’i Çin’e gönderiliyor ve oradan piyasaya sunulduğunu belirten Çinli yetkililer çoğunlukla takı amacıyla ya da tapınaklarda kullanıldığını belirttikleri kehribarın Bayburt’tan alınan numuneler uygun bulunursa, bu madenin Çin’e ithalatını gerçekleştirmeye başlayacağız diye ifade etti. Ülkemiz ve özellikle de Bayburt ilimiz açısından sevindirici bir gelişme olarak değerlendirebileceğimiz bu kehribar nedir, ne işe yarar, ne gibi kullanım alanları var onu incelemeye çalışalım.
Bilim insanları geçmiş dönemler hakkında araştırmalar yaparken, araştırmalarında daha çok fosillerden yardım almaktadırlar. Fosillerin geçmişi ise, milyonlarca yıl önceye kadar dayanmaktadır. Fosiller, bazen kendini kömür ve petrol gibi madenlerle gösterse de bazı durumlarda daha farklı gösterebilmektedir. Bu duruma en iyi örneklerden bir tanesi de, kehribar taşıdır.
Kehribar, bir taş olarak anılır ve ağaçların korunma mekanizmaları arasında yer alan reçinelerin fosilleşmiş halidir. Kehribar, birkaç ağaç reçinesi (çoğunlukla soyu tükenmiş olan Hymenaea türünden), bitki malzemeleri, uçucu bir yağ ve süksinik asitten oluşan hidrokarbon karışımıdır. Çoğunlukla sarı renkte, yarı yumuşak, yarı sert görünümündedir. Şifalı taş olarak kabul edilen kehribarın bileşiğinde, oksijen, hidrojen, karbon ve de süksinik asit bulunmaktadır. Kehribar yapı itibariyle incelendiğinde, bu taşın aşırı derecede saydam olması dikkat çeken ilk özelliği, sahip olduğu ultra yumuşaklık ve hafiflik ise bir başka özelliklerindendir.
Binlerce yıldır bilinen kehribar taşı, uzun yıllar öncesinde insanlar tarafından sağlık amacıyla kullanıldığı bilinmektedir. Kehribar taşı, etkileri nedeniyle şifalı taş olarak sayılmıştır. İnsan sağlığına olan etkilerinden dolayı şifalı olarak nitelendirilmekte olan kehribar taşının insan vücuduna birçok olumlu yönde etkisi olduğu tespit edilmiştir. Astım ve bronşit gibi solunumla ilgili hastalıkların oluşmaması ve iyileşmesi, kehribar taşının insan sağlığına olan etkileri arasında yer almaktadır. Birçok insan için olumsuz etkiler doğurabilen alerji sorunu, kehribarın iyileştirici gücü sayesinde önlenebilmektedir. Ağrılar içinde, kehribar taşı büyük bir önem taşımakta ve yapılan gözlemler sonucunda özellikle de romatizmal ağrıları olan kişiler için kehribar taşının, tedavide oldukça önemli bir yeri vardır. Bu taşın ağrıları giderme gücünden faydalanmak için, taşı ağrı bulunan yere sürmek yeterlidir. Böylece taşın sürüldüğü bölgedeki ağrıda azalmalar meydana gelir. Kehribar taşının sindirim sistemine de oldukça fazla olumlu katkıları bulunmakta, taşın bağırsakların düzenli ve sağlıklı çalışmasını sağladığı görülmüştür. Yine kehribardan yapılan gerdanlık, guatr hastalığının oluşmasını önlemede ciddi faydalar sağladığı tespit edilmiştir. Kehribar taşından yapılmış olan gerdanlık takısı, troid bezi ve de boğaz enfeksiyonlarının oluşumunu engellemede yardımcı olmaktadır.
Kehribar taşı sağlık alanında kullanıldığı gibi, süs eşyası olarak da kullanılmaktadır. Takı eşyası olarak boyun çevresine takılır. Buradaki amaç ise, taşın verdiği ısıdan yararlanılarak soğuk algınlığını giderilmesidir. Bunun yanı sıra kehribar taşı, tespih yapımında oldukça sık kullanılan bir taştır. Gerçek kehribar taşı, kehribarın kozalaklı ağaçların reçinelerinden meydana gelmesi sebebiyle, yakıldığında etrafa çam kokusu yaymaktadır. Reçine yoğunluğuna bağlı olarak da bu koku değişim göstermektedir. Bu özelliğinden dolayı çok eski yıllarda, kötü kokuları yok etmek için tuvaletlerin yapıldığı alanlar ve benzer alanlarda da aktif olarak yakılarak kullanıldığı bilinmektedir.
Kehribar taşının en önemli faydalarından bir tanesi de vücudu canlandırıcı tutmasıdır. Bu yönüyle negatif enerjiyi alıp, pozitif enerji vererek yorgunluğu alıcı, baş ağrısını giderici, hafızayı güçlendirici bir taş olarak tanınmaktadır. Bazı uzmanlar saçlar ve vücut kılları üzerinde de kehribar taşının canlandırıcı etkisi oluğunu belirtmişlerdir. Daha parlak cilt, daha parlak kıllar (saçlar) için faydası olduğu ifade edilmiştir.
Doğal taş uzmanlarına göre özellikle bir yaralanmadan kaçınmak, kazalardan ve belalardan uzak kalmak, negatif olayların etkisinde kalmamak için bütün insanların kehribar taşını kullanması gerekir. Kehribar taşının yetişkinlerde daha büyük olarak kullanılmasının daha fazla katkı ve fayda sağlayacağı, daha koruyucu etkisi olacağını iddia eden doğal taş uzmanları mevcuttur. Bazı doğal taş uzmanları ise küçük bir kehribar taşının bile yetişkin bir insanı koruyabileceğini ifade etmektedirler yeter ki taş, gerçek kehribar taşı olsun diye bildirmişlerdir.
Doğal olan kehribarın piyasada az bulunması nedeniyle, gerçek kehribarın tespit edilebilmesi için ateşe tutulması gerekir. Ayrıca doğal kehribar da ışık geçirgenliği fazladır. Ülkemizde önemli bir rezerve sahip olunan bu taş işlendiğinde neredeyse altınla eş değerdedir. Ümit ederiz ki, Bayburt’ta Çinli firma yetkilileri ile yapılan görüşmelerin devamı gelir ve bu ürün Çinli firma aracılığıyla ülke ekonomimize kazandırılır. Aslında teknolojik imkanlar olsa da son derece değerli olan bu kehribar taşı ülkemizde işlenip hem ülke ekonomimize hem de insanlığa daha faydalı hale getirilebilse.
Köy sakinlerinin yıllarca çıra zannederek ateş yakmak amacıyla kullandıkları kehribarın rezerv alanının ruhsat sahibi Heytam Haşlak, Çin’den gelen heyet üyelerine buradaki rezerv hakkında bilgiler verdi. Maden sahasında incelemelerde bulunan Çinli yetkililer, Çin’e gönderilmek üzere farklı alanlardan numuneler aldılar. Buradaki rezervi ve ürünleri beğenen Çinli firma yetkileri ile yapılan görüşmeler Bayburt Valisi Cüneyt Epcim’in gayretleriyle de olumlu geçince Çinli firma ile bir ön anlaşmaya varıldığı ifade edildi.
Çinli firmanın yöneticisi Shao Gunag Hui, kehribarın Budizm inanışında önemli ve kutsal bir yeri olduğunu, Budizm’deki kutsal görülen yedi eşyadan en önemlisinin kehribar olduğunu belirtti. Dünyada çıkarılan kehribarın yüzde 75’i Çin’e gönderiliyor ve oradan piyasaya sunulduğunu belirten Çinli yetkililer çoğunlukla takı amacıyla ya da tapınaklarda kullanıldığını belirttikleri kehribarın Bayburt’tan alınan numuneler uygun bulunursa, bu madenin Çin’e ithalatını gerçekleştirmeye başlayacağız diye ifade etti. Ülkemiz ve özellikle de Bayburt ilimiz açısından sevindirici bir gelişme olarak değerlendirebileceğimiz bu kehribar nedir, ne işe yarar, ne gibi kullanım alanları var onu incelemeye çalışalım.
Bilim insanları geçmiş dönemler hakkında araştırmalar yaparken, araştırmalarında daha çok fosillerden yardım almaktadırlar. Fosillerin geçmişi ise, milyonlarca yıl önceye kadar dayanmaktadır. Fosiller, bazen kendini kömür ve petrol gibi madenlerle gösterse de bazı durumlarda daha farklı gösterebilmektedir. Bu duruma en iyi örneklerden bir tanesi de, kehribar taşıdır.
Kehribar, bir taş olarak anılır ve ağaçların korunma mekanizmaları arasında yer alan reçinelerin fosilleşmiş halidir. Kehribar, birkaç ağaç reçinesi (çoğunlukla soyu tükenmiş olan Hymenaea türünden), bitki malzemeleri, uçucu bir yağ ve süksinik asitten oluşan hidrokarbon karışımıdır. Çoğunlukla sarı renkte, yarı yumuşak, yarı sert görünümündedir. Şifalı taş olarak kabul edilen kehribarın bileşiğinde, oksijen, hidrojen, karbon ve de süksinik asit bulunmaktadır. Kehribar yapı itibariyle incelendiğinde, bu taşın aşırı derecede saydam olması dikkat çeken ilk özelliği, sahip olduğu ultra yumuşaklık ve hafiflik ise bir başka özelliklerindendir.
Binlerce yıldır bilinen kehribar taşı, uzun yıllar öncesinde insanlar tarafından sağlık amacıyla kullanıldığı bilinmektedir. Kehribar taşı, etkileri nedeniyle şifalı taş olarak sayılmıştır. İnsan sağlığına olan etkilerinden dolayı şifalı olarak nitelendirilmekte olan kehribar taşının insan vücuduna birçok olumlu yönde etkisi olduğu tespit edilmiştir. Astım ve bronşit gibi solunumla ilgili hastalıkların oluşmaması ve iyileşmesi, kehribar taşının insan sağlığına olan etkileri arasında yer almaktadır. Birçok insan için olumsuz etkiler doğurabilen alerji sorunu, kehribarın iyileştirici gücü sayesinde önlenebilmektedir. Ağrılar içinde, kehribar taşı büyük bir önem taşımakta ve yapılan gözlemler sonucunda özellikle de romatizmal ağrıları olan kişiler için kehribar taşının, tedavide oldukça önemli bir yeri vardır. Bu taşın ağrıları giderme gücünden faydalanmak için, taşı ağrı bulunan yere sürmek yeterlidir. Böylece taşın sürüldüğü bölgedeki ağrıda azalmalar meydana gelir. Kehribar taşının sindirim sistemine de oldukça fazla olumlu katkıları bulunmakta, taşın bağırsakların düzenli ve sağlıklı çalışmasını sağladığı görülmüştür. Yine kehribardan yapılan gerdanlık, guatr hastalığının oluşmasını önlemede ciddi faydalar sağladığı tespit edilmiştir. Kehribar taşından yapılmış olan gerdanlık takısı, troid bezi ve de boğaz enfeksiyonlarının oluşumunu engellemede yardımcı olmaktadır.
Kehribar taşı sağlık alanında kullanıldığı gibi, süs eşyası olarak da kullanılmaktadır. Takı eşyası olarak boyun çevresine takılır. Buradaki amaç ise, taşın verdiği ısıdan yararlanılarak soğuk algınlığını giderilmesidir. Bunun yanı sıra kehribar taşı, tespih yapımında oldukça sık kullanılan bir taştır. Gerçek kehribar taşı, kehribarın kozalaklı ağaçların reçinelerinden meydana gelmesi sebebiyle, yakıldığında etrafa çam kokusu yaymaktadır. Reçine yoğunluğuna bağlı olarak da bu koku değişim göstermektedir. Bu özelliğinden dolayı çok eski yıllarda, kötü kokuları yok etmek için tuvaletlerin yapıldığı alanlar ve benzer alanlarda da aktif olarak yakılarak kullanıldığı bilinmektedir.
Kehribar taşının en önemli faydalarından bir tanesi de vücudu canlandırıcı tutmasıdır. Bu yönüyle negatif enerjiyi alıp, pozitif enerji vererek yorgunluğu alıcı, baş ağrısını giderici, hafızayı güçlendirici bir taş olarak tanınmaktadır. Bazı uzmanlar saçlar ve vücut kılları üzerinde de kehribar taşının canlandırıcı etkisi oluğunu belirtmişlerdir. Daha parlak cilt, daha parlak kıllar (saçlar) için faydası olduğu ifade edilmiştir.
Doğal taş uzmanlarına göre özellikle bir yaralanmadan kaçınmak, kazalardan ve belalardan uzak kalmak, negatif olayların etkisinde kalmamak için bütün insanların kehribar taşını kullanması gerekir. Kehribar taşının yetişkinlerde daha büyük olarak kullanılmasının daha fazla katkı ve fayda sağlayacağı, daha koruyucu etkisi olacağını iddia eden doğal taş uzmanları mevcuttur. Bazı doğal taş uzmanları ise küçük bir kehribar taşının bile yetişkin bir insanı koruyabileceğini ifade etmektedirler yeter ki taş, gerçek kehribar taşı olsun diye bildirmişlerdir.
Doğal olan kehribarın piyasada az bulunması nedeniyle, gerçek kehribarın tespit edilebilmesi için ateşe tutulması gerekir. Ayrıca doğal kehribar da ışık geçirgenliği fazladır. Ülkemizde önemli bir rezerve sahip olunan bu taş işlendiğinde neredeyse altınla eş değerdedir. Ümit ederiz ki, Bayburt’ta Çinli firma yetkilileri ile yapılan görüşmelerin devamı gelir ve bu ürün Çinli firma aracılığıyla ülke ekonomimize kazandırılır. Aslında teknolojik imkanlar olsa da son derece değerli olan bu kehribar taşı ülkemizde işlenip hem ülke ekonomimize hem de insanlığa daha faydalı hale getirilebilse.
YORUMLAR