Kucaklaşmanın ve sarılmanın insanlar üzerindeki etkisi araştırılırken ortaya çıkan ve her yıl Dünya Sarılma Günü olarak kutlanılan gün bugün. Bizim kültürümüzde de uzun süre görmediğimiz birisiyle sarılır kucaklaşırız.
Sevgimizi, özlemimizi daha iyi ifade etmenin yolu olarak görürüz. Bazen üzüntülü anımızda bile sevdiğimizin sarılması bizde farklı duygular uyandırarak sakinleşmemize neden olur. Yani acımızı sevince dönüştürmenin en kolay yollarından birisidir sarılmak. Daha doğduğumuz andan itibaren annelerimiz bizleri sarıp sarmalar. Bu duyguyu büyüdükçe yaşamaya devam etmek isteriz. Çünkü annemizin sarılması kendimizi güvende hissettirir. Karşımızdaki kişiyle sarıldığımızda kendimizi güçlü hissederiz. Bazen kendimizi yorgun bitkin hissederiz o durumda bile sevdiğimiz kişiyle sarıldığımızda ki bu anne olabilir çocuğumuz ya da en yakın arkadaşımız farketmez kendimizi daha enerjik hissederiz. Bazen yanımızda sarılacak kişi olmadığında sevdiğimize sarıldığımızı hayal ederiz bunun sonucunda bile yüzümüzde hafif bir tebessüm oluşur, eksik olan ihtiyacımızı tamamlamış oluruz. Sarılmanın mutluluk hormonu salgılamamızın en büyük etkenlerinden birisi olduğunu biliyoruz. Maalesef ki tüm dünyayı saran virüsten dolayı bir yıldır sarılmayı kucaklaşmayı unuttuk. Bu durum düzelmiş bile olsa artık herkeste bir korku oluştuğu için sarılmak kucaklaşmakta tarihe karışacak gibi duruyor.
Sevgimizi, özlemimizi daha iyi ifade etmenin yolu olarak görürüz. Bazen üzüntülü anımızda bile sevdiğimizin sarılması bizde farklı duygular uyandırarak sakinleşmemize neden olur. Yani acımızı sevince dönüştürmenin en kolay yollarından birisidir sarılmak. Daha doğduğumuz andan itibaren annelerimiz bizleri sarıp sarmalar. Bu duyguyu büyüdükçe yaşamaya devam etmek isteriz. Çünkü annemizin sarılması kendimizi güvende hissettirir. Karşımızdaki kişiyle sarıldığımızda kendimizi güçlü hissederiz. Bazen kendimizi yorgun bitkin hissederiz o durumda bile sevdiğimiz kişiyle sarıldığımızda ki bu anne olabilir çocuğumuz ya da en yakın arkadaşımız farketmez kendimizi daha enerjik hissederiz. Bazen yanımızda sarılacak kişi olmadığında sevdiğimize sarıldığımızı hayal ederiz bunun sonucunda bile yüzümüzde hafif bir tebessüm oluşur, eksik olan ihtiyacımızı tamamlamış oluruz. Sarılmanın mutluluk hormonu salgılamamızın en büyük etkenlerinden birisi olduğunu biliyoruz. Maalesef ki tüm dünyayı saran virüsten dolayı bir yıldır sarılmayı kucaklaşmayı unuttuk. Bu durum düzelmiş bile olsa artık herkeste bir korku oluştuğu için sarılmak kucaklaşmakta tarihe karışacak gibi duruyor.
YORUMLAR