Tam da bu gün Dünya İnsan Hakları Günü. Yani din, dil, ırk, cinsiyet ve günümüzün konusu olan renk ayırımı olmadan herkesin insan haklarına sahip olduğunun amacına ulaşılması için kutlanılan gün.
Her ne kadar farkındalık oluşturmak adına pek çok etkinlik yapılsa da her yıl bugün kutlansa da yine de renk ayırımı yapmaya ırkçılık kavramı denilen basit düşünceyi hayatımıza sokmaya çalışan bir kitle var aramızda. Artık bu kitleye hatta tümör olduğunu düşündüğüm bu ayrımcı kitleye insanlar baş kaldırabiliyor. Eski zamanlarda ki sessiz kalınmıyor. Ülkemizde ve dünyada ırkçılık kavramıyla ilgili hemen hemen her hafta bir olay yaşanıyor. Öyle gizli saklı da değil gözümüze soka soka yaşanıyor bu olaylar. Caddelerde, sokaklarda, okullarda ve iş yerlerini geçtik tüm dünyanın izleyebildiği maçlarda bile olmaya başladı. Yıllar önce temel hak ve hürriyetlerimizin korunması amacıyla tüm ülkeler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni imzaladılar. Bizim ülkemizde 1949’da yılında bu bildirgeye imzasını attı. Bu bildirgedeki haklarımızın en başında yaşama hakkımız geliyor ki maalesef ben bu satırları yazarken bile ülkemizde ve dünyada birçok kişi kasıtlı olarak öldürülüyor. Birçok kişi evsiz kalabiliyor ve yine birçok çocuğun okuma hakkı elinden alınıyor. Dünya üzerinde yine pek çok kızımız daha 18 yaşını doldurmadan çocuk gelin oluyor. Yaşamamız gereken hayat herkese eşit ama gerçekte ne yazık ki böyle değil. Hayat kimseye eşit davranmıyor. Eşit ve adil bir şekilde yaşamak her bireyin hakkı. Unutmayalım ki herkesin birbirinin hakkını savundukça birbirimize daha fazla yaklaşır daha mutlu insanlar oluruz.
Her ne kadar farkındalık oluşturmak adına pek çok etkinlik yapılsa da her yıl bugün kutlansa da yine de renk ayırımı yapmaya ırkçılık kavramı denilen basit düşünceyi hayatımıza sokmaya çalışan bir kitle var aramızda. Artık bu kitleye hatta tümör olduğunu düşündüğüm bu ayrımcı kitleye insanlar baş kaldırabiliyor. Eski zamanlarda ki sessiz kalınmıyor. Ülkemizde ve dünyada ırkçılık kavramıyla ilgili hemen hemen her hafta bir olay yaşanıyor. Öyle gizli saklı da değil gözümüze soka soka yaşanıyor bu olaylar. Caddelerde, sokaklarda, okullarda ve iş yerlerini geçtik tüm dünyanın izleyebildiği maçlarda bile olmaya başladı. Yıllar önce temel hak ve hürriyetlerimizin korunması amacıyla tüm ülkeler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni imzaladılar. Bizim ülkemizde 1949’da yılında bu bildirgeye imzasını attı. Bu bildirgedeki haklarımızın en başında yaşama hakkımız geliyor ki maalesef ben bu satırları yazarken bile ülkemizde ve dünyada birçok kişi kasıtlı olarak öldürülüyor. Birçok kişi evsiz kalabiliyor ve yine birçok çocuğun okuma hakkı elinden alınıyor. Dünya üzerinde yine pek çok kızımız daha 18 yaşını doldurmadan çocuk gelin oluyor. Yaşamamız gereken hayat herkese eşit ama gerçekte ne yazık ki böyle değil. Hayat kimseye eşit davranmıyor. Eşit ve adil bir şekilde yaşamak her bireyin hakkı. Unutmayalım ki herkesin birbirinin hakkını savundukça birbirimize daha fazla yaklaşır daha mutlu insanlar oluruz.
YORUMLAR