Susuz bir dünya düşünebilir misiniz? Susuz bir yaşam? Belki her şekilde içmeye su bulabiliriz. Ama su sadece içmek için bir ihtiyaç değildir. Doğa için, yaşam için en önemli unsurdur belki de… Kuruyan toprakları gördüğünüzde, bir ağacın yeniden çiçeklenmediğini gördüğünüzde sizler de üzülmüyor musunuz? İçiniz burkulmuyor mu?

Suyu bu dünyadan bitiren biz insanlardan başka nedir, kimdir peki? Sürekli boş yere akıttığımız çeşmeler, gerektiğinden fazla kullanımlar… Su temizliktir! Su hayattır! Su gelecektir! Yemeklerin bile susuz yapılamadığı şu dünyada bir gün içinde su içmeden dayanabilir misiniz bir düşünün. Erişkin bir erkeğin vücudunun yüzde altmışı su. Kadınlarda yüzde ellisi. Çocuklarda bu oran yüzde altmış beş yetmiş beş.

İnsanın vücudu bile suyla kaplıyken, dünyadan 4/3’ü suyla çevriliyken, her işimizi hayatımızı suyla yönetiyorsak, susuz bir dünyada neler olabilir düşünebiliyor musunuz? Biz bunun varlığına alışarak yaşadık bunca senelerce. Olmadığında yokluğuna da alışabilecek miyiz?

En başta içecek. Sonra temizlik. Sonra keyfi olarak kullanırız. Evde, denizde, ağzımız kuruduğunda, kulaklarımız düştüğünde her fırsatta su içmek isteriz. Yazın sıcağında serinlemek için denize, havuza gireriz. Suların tamamı bittiğinde bunların hangisini yapabileceğiz? Kim bilir içmeye bile bulamayacağız belki de…

Biraz mantıklı düşünerek hareket edersek eğer, bu susuzluğu erteleme şansımız olur.  En azından bizlerden sonraki nesiller de suyun ne demek olduğunu bilir. O muslukları boşa akıtmayalım…