Şimdi ki çocuklara bakıyorum da hep bir mutsuzluk var üzerlerinde. Suratları gülüyor ama bir şekilde buruklar. Bir de kendi çocukluğumu düşünüyorum ve de arkadaşlarımı. Biz hep gülerdik eğlenirdik. İlginç olanı kavga etmezdik. Bir sakızla bir dilim salçalı ekmekle mutlu olurduk bizler. Hala çocukluğumu düşündüğümde kendi kendime gülerim çok güzel anılarım var benim ve benim yaşıtlarımın. Mutlu olmayı mı öğretmişlerdi bize o zamanın ebeveynleri mi daha bilinçliydi? Şimdi teknoloji bu kadar çok gelişmesine rağmen her bilgi elimizin altında, bunları mı değerlendirmeyi bilmiyoruz acaba? Belki de o zaman ki anne babalar çok mutlu olduğu için biz çocuklar çok mutluyduk. Şimdi hayat şartları geçmişe göre biraz daha farklı. Zaman hızlı ilerliyor ve ilerledikçe de hayat şartlarına yetişilemiyor. Kendi çevremde ki arkadaşlarımın çocuklarında hatta yeğenlerimin bile elinde telefonlar tabletler var. Çocuk telefondan oyun oynarken işten gelen anne kendisinin biraz olsun dinlenmesini sağlayabilmek için bu yola başvurduğunu söylediğini duyuyorum. İnanamıyorum. Diyeceksiniz senin çocukların oynamıyor mu? Bizim evde şartlar biraz daha farklı. Çocuklarım üstüne düşen görevleri yapınca ödevlerini bitirmek, kitap okumak gibi o zaman sadece yarım saat oynayabiliyorlar. Bazen de farklı bir teklifle geliyorum karşılarına. Zeka oyunlarından birini seçin ya da resim yapalım ya da farklı bir oyun oynayalım bu onlara telefonla oyun oynamaktan daha cazip geliyor. Sosyal medyadan çocuklarımı ne kadar uzak tutabilirsem bunu kar sayıyorum.  Ve onlarla geçirdiğim her saniyenin çok değerli olduğunu her gün kendime bir kez daha hatırlatıyorum.