“Özür dilerim, bilmeden oldu.” Ne kadar da çok duyar olduk bu cümleyi. Herkes hatalı, herkes bir şeyler yapıyor ama o yaptıkları şeyler her zaman nedense bilmeden oluyor! Birincide tamam bilmeden olmuş olabilir. Ama bir hata defalarca tekrarlanırsa bilmeden olmuş olmasının imkanı var mıdır?

Bazen affederek hata ettiğimizi düşünüyorum. Çünkü insanlara ne kadar çok şans verirsek o kadar çok canımız yanıyor. Her defasında üzülen taraf affeden taraf oluyor. Taviz vermemeyi mi denesek bir de? Bilmeden oldu dediklerinde bir dahakine bilerek yapacaksın desek ne olur? Hem hatasının farkına varır, hem de bizler ikinciye zarar görmekten kurtulmuş oluruz.

Affetmek büyüklüktür derler. Evet büyüklüktür. Bu affediş bizim canımızı yakıyorsa bırakın da küçülelim biraz olsun. Büyüklük bu defa bizde kalmasın. Kalmasın ki herkes durması gerektiği yeri bilsin. Düşünün siz bir insanın iyi kötü her anında yanında dururken, sizin kötü gününüzde koşup gelmeyen insan, aksine oralı bile olmayan insanla ne işiniz olur bu hayatta. Hatta bu o kişinin açısından çıkar ilişkisi değil de nedir?

Araya giren yanlışlar, hatalar, yanlış zamanlar her zaman affedilir. Peki ya araya giren insanlar affedilir mi? İki kişinin arasına giren insandan bahsetmiyorum. İnsanın kendi hayatına engel olan insanlar affedilir mi? Hani şu hep önümüze taş koyanlar var ya işte onlar! Olayı bu şekilde düşününce biraz orada durmak gerek. Bir de kötü insanlar var. İşte onlar kimseyi düşünmeden, etmeden zarar veren insanlar. Bir de kendimizi sorgulayalım nasıl bir insanız diye! İnsanlar birbirini bir gün affeder de peki ALLAH AFFEDER Mİ?