İçerisindeki besin değerinin faydalarının sayılamayacak kadar çok olan ayva, (Cydonia oblonga), gülgiller (Rosaceae) familyasından 4-5 m boylanan, yapraklarını döken, yapraklarının altı tüylü kırmızı kahverengi gövdeli, sarı renkte, mayhoş, dokusu sertçe ve ufak çekirdekli bir meyvedir.
Kafkasya ve Kuzey İran’da yayılış gösteren, ülkemizde meyvesi için yetiştirilen bir meyve olan ayva Anadolu’dan Yunanistan ve İtalya’ya geçtiği bilinmektedir. Ancak Milattan önce 650 yıllarında Yunanistan’da yetiştirildiği ve oradan diğer Avrupa ülkelerine yayıldığı tarihi araştırmalarda yer almaktadır. Ayva bugün Avustralya hariç bütün dünya ülkelerinde yetiştirilmektedir. M.S. 4. veya 5. yüzyılda derlenen Roma yemek tarifleri kitabında da adına rastlanılmıştır. Sağlık açısından faydalarını saymakla bitiremediğimiz ayva için, Shakespeare “mide yorganı” ifadesini kullanmıştır.
Son derece kıymetli olan bu meyvenin üretiminde ülkemiz dünyada birinci sıradadır. Türkiye’yi, ikinci sırada Çin, üçüncü sırada İran ve dördüncü sırada Fas takip etmektedir. Ayvanın mevsimi sonbaharda başlayıp kışa kadar devam etmektedir. Hepimizin severek tükettiği ayvanın faydalarını okuduğunuzda daha fazla tüketmek için farklı alanlarda da tüketimini önceleyeceksiniz. Lezzetiyle dillere destan ayvanın ülkemizde en yaygın 3 çeşidi yetiştirilmektedir. Eşme Ayva, Ekmek Ayvası ve Limon Ayvası. Ülkemizde yılda yaklaşık olarak 150,000 ton civarında ayva yetiştirilmekte ve bunun da en az %10’nu ihraç edilmektedir.
Çoğu meyvede olduğu gibi A, B, C, E, B1 ve B2 vitaminleri ile bol lif, potasyum, bakır, selenyum, çinko, fosfor, kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller açısından oldukça zengin olan ayva sindirim sitemi açısından da son derece faydalı bir meyvedir. Genel olarak tüketildiğinde insana sağladığı faydaları şöylece sıralayabiliriz.
Anti-inflamatuar özelliği vardır. Bağışıklığı güçlendiren C vitamini açısından çok zengin olan ayvayı tükettiğimizde, günlük almamız gereken (RDA) C vitamini miktarının yaklaşık % 25’ini almış oluruz. Patojen, virüs ve bakteriler için savunma oluşturan beyaz kan hücrelerinin artışını sağlar. Böylelikle ayva inflamatuvar, alerjik durumların tedavisine yardımcı olur. Ayva meyvesinin tohum özü, atopik dermatit ve sistit tedavisinde kullanılabilir. Alerjik bireyler, yiyeceklerin hazırlanmasında ayva kullanımıyla daha az alerjik etki sağlayabilir. Doymuş yağ, sodyum ve kolesterol içermeyen, lif oranı yüksek bir meyve olan ayva, çok düşük kaloriye sahip olduğundan, vücudun besini parçalama ve sindirim sürecinde daha fazla efor sarf edeceği ve daha sindirim sırasındayken enerji yakacağından dolayı zayıflamaya yardımcı olur. Ayvada bulunan fenolik içerik sayesinde gastrointestinal sistemi yani mide-bağırsak sindirim sistemini rahatlattığı ve ağrıyı dindirdiği için, mide ülseri tedavisinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Özellikle ayvanın taze olarak sıkılıp suyunun içilmesi de mide ülserine sahip bireyler için faydalıdır. Ayvada bulunan kateşin ile epikateşin ve lif bağırsak hastalıklarının tedavisine de katkı sağlar. Potasyum açısından zengin bir meyve olan ayva günlük düzenli olarak 1 adet tüketildiğinde kalbi sağlıklı kılar, kandaki LDL’yi yani kötü kolesterolü azaltır bu şekilde tansiyonun ve kolesterolün düşmesine yardımcı olur.
Demir, bakır ve çinko bu üç mineral, çeşitli eser elementlerle birlikte, kırmızı kan hücrelerinin üretimi için gereklidir. Kırmızı kan hücresi üretimi yüksek olduğunda, vücudun etrafındaki dolaşım artar, bu da oksijenin vücuda taşınması anlamına gelmektedir. Bu da saç kökünün sağlığını arttıran ve büyümeyi tetikleyen deriye ve kafa derisine artan kan akışına neden olur. Ayva da bolca bulunan bu üç mineral sayesinde tüketildiğinde saç köklerinin canlanmasına katkı sağlar. Ayva, içeriğindeki antioksidanlar sayesinde zarar görmüş hücreleri onarır. Bu şekilde stresin azalmasına katkı verir. Özellikle Çin’de ayvanın tohumları kaynatılarak jöle haline getirilir. Mukoza iltihaplanması (bağırsak ve mide yüzeyini saran mukus), göz problemi ve karaciğer problemi olanlar için tedavi de bu jöle kullanılır. Düzenli olarak ayva tüketimi, karaciğer ve göz hastalıklarını engellemek ve tedavi etmeye yönelik fayda sağlar. Ayvanın tohumlarının boğaz ağrısı ve ses kısıklığı tedavisinde etkili olduğu söylenir. Ayva tohumu yağının terlemeyi engellediği, kalbi, karaciğeri ve mideyi güçlendirdiği bilinmektedir. Ayvanın taze sıkılmış suyu kalp rahatsızlıkları, solunum rahatsızlıkları, anemi ve astım tedavisinde yardımcı olur. Ayvanın kendisi kadar tohumlar da cilt sağlığı için önemli bir yere sahiptir. Egzama, yanık ve cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılabilmektedir. Ayvadan elde edilen şurup kanama ve ağrıları azaltma yönünde fayda sağlamaktadır.
Ayvayı direk meyve olarak tüketebildiğimiz gibi, reçelini ve kompostosunu da tüketerek bu faydalara erişebiliriz. Özellikle bağışıklık sistemimizi güçlendirecek ve mide rahatsızlıklarımıza, ülser gastrit gibi problemlerimize ciddi yönde tedavi edici katkı sunacak olan bir tüketim yöntemi var ki bunu İbrahim Saraçoğlu hocamız da sık sık dile getirmektedir. Ayvayı kuru kuru yemek yerine bala batırırsanız baştan aşağı güç kazanmış olacaksınız. Tek yapmanız gereken dilimlediğiniz ayvaları bala batırıp tüketmek. Bu şekildeki tüketim ile tadına hayran kalacaksınız hem de sağladığınıza ciddi katkı sağlamış olacaksınız. Ayvanın faydalarını saymakla bitiremeyiz. Kısaca biz ayvaya eczane meyve dersek az bile söylemiş oluruz.
Ayva yaprakları boya ve kozmetik sanayiinde, tıpta da ilaç yapımında kullanılmaktadır. Meyvesi reçel, jel, marmelat, tatlı, komposto ve meyve suyu olarak değerlendirilmektedir. Aynı zamanda ayva, jöle yapımı içinde oldukça fazla kullanılmaktadır. Sizlerde ayvadan evlerinizde tabii jöle yapabilirsiniz. Ayva yapraklarını da tıpkı siyah çayı demlediğimiz yöntemle çay yapıp ayva yaprağı çayı da içebilirsiniz.
Ortaçağ’da bir zenginlik göstergesi olarak kral ve aristokrat masalarını süsleyen ve lüx yemeklerde konuklara ikram edilen ayva, Mitolojide “aşk, evlilik ve doğurganlık meyvesi” olarak bilinmektedir.
Yazımızı Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in ayva için söylediği birkaç Hadis-i Şerif’i ile noktalayalım:
“Ayva yiyiniz. O kalbi aydınlatır. Göğüs darlığın önler ve göğsün sıkıntısını giderir. Doğacak çocuğu güzelleştirir.”
“Sizden biriniz kalbi üzerinde bir ağırlık hissettiği zaman ayva yesin!”
Kafkasya ve Kuzey İran’da yayılış gösteren, ülkemizde meyvesi için yetiştirilen bir meyve olan ayva Anadolu’dan Yunanistan ve İtalya’ya geçtiği bilinmektedir. Ancak Milattan önce 650 yıllarında Yunanistan’da yetiştirildiği ve oradan diğer Avrupa ülkelerine yayıldığı tarihi araştırmalarda yer almaktadır. Ayva bugün Avustralya hariç bütün dünya ülkelerinde yetiştirilmektedir. M.S. 4. veya 5. yüzyılda derlenen Roma yemek tarifleri kitabında da adına rastlanılmıştır. Sağlık açısından faydalarını saymakla bitiremediğimiz ayva için, Shakespeare “mide yorganı” ifadesini kullanmıştır.
Son derece kıymetli olan bu meyvenin üretiminde ülkemiz dünyada birinci sıradadır. Türkiye’yi, ikinci sırada Çin, üçüncü sırada İran ve dördüncü sırada Fas takip etmektedir. Ayvanın mevsimi sonbaharda başlayıp kışa kadar devam etmektedir. Hepimizin severek tükettiği ayvanın faydalarını okuduğunuzda daha fazla tüketmek için farklı alanlarda da tüketimini önceleyeceksiniz. Lezzetiyle dillere destan ayvanın ülkemizde en yaygın 3 çeşidi yetiştirilmektedir. Eşme Ayva, Ekmek Ayvası ve Limon Ayvası. Ülkemizde yılda yaklaşık olarak 150,000 ton civarında ayva yetiştirilmekte ve bunun da en az %10’nu ihraç edilmektedir.
Çoğu meyvede olduğu gibi A, B, C, E, B1 ve B2 vitaminleri ile bol lif, potasyum, bakır, selenyum, çinko, fosfor, kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller açısından oldukça zengin olan ayva sindirim sitemi açısından da son derece faydalı bir meyvedir. Genel olarak tüketildiğinde insana sağladığı faydaları şöylece sıralayabiliriz.
Anti-inflamatuar özelliği vardır. Bağışıklığı güçlendiren C vitamini açısından çok zengin olan ayvayı tükettiğimizde, günlük almamız gereken (RDA) C vitamini miktarının yaklaşık % 25’ini almış oluruz. Patojen, virüs ve bakteriler için savunma oluşturan beyaz kan hücrelerinin artışını sağlar. Böylelikle ayva inflamatuvar, alerjik durumların tedavisine yardımcı olur. Ayva meyvesinin tohum özü, atopik dermatit ve sistit tedavisinde kullanılabilir. Alerjik bireyler, yiyeceklerin hazırlanmasında ayva kullanımıyla daha az alerjik etki sağlayabilir. Doymuş yağ, sodyum ve kolesterol içermeyen, lif oranı yüksek bir meyve olan ayva, çok düşük kaloriye sahip olduğundan, vücudun besini parçalama ve sindirim sürecinde daha fazla efor sarf edeceği ve daha sindirim sırasındayken enerji yakacağından dolayı zayıflamaya yardımcı olur. Ayvada bulunan fenolik içerik sayesinde gastrointestinal sistemi yani mide-bağırsak sindirim sistemini rahatlattığı ve ağrıyı dindirdiği için, mide ülseri tedavisinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Özellikle ayvanın taze olarak sıkılıp suyunun içilmesi de mide ülserine sahip bireyler için faydalıdır. Ayvada bulunan kateşin ile epikateşin ve lif bağırsak hastalıklarının tedavisine de katkı sağlar. Potasyum açısından zengin bir meyve olan ayva günlük düzenli olarak 1 adet tüketildiğinde kalbi sağlıklı kılar, kandaki LDL’yi yani kötü kolesterolü azaltır bu şekilde tansiyonun ve kolesterolün düşmesine yardımcı olur.
Demir, bakır ve çinko bu üç mineral, çeşitli eser elementlerle birlikte, kırmızı kan hücrelerinin üretimi için gereklidir. Kırmızı kan hücresi üretimi yüksek olduğunda, vücudun etrafındaki dolaşım artar, bu da oksijenin vücuda taşınması anlamına gelmektedir. Bu da saç kökünün sağlığını arttıran ve büyümeyi tetikleyen deriye ve kafa derisine artan kan akışına neden olur. Ayva da bolca bulunan bu üç mineral sayesinde tüketildiğinde saç köklerinin canlanmasına katkı sağlar. Ayva, içeriğindeki antioksidanlar sayesinde zarar görmüş hücreleri onarır. Bu şekilde stresin azalmasına katkı verir. Özellikle Çin’de ayvanın tohumları kaynatılarak jöle haline getirilir. Mukoza iltihaplanması (bağırsak ve mide yüzeyini saran mukus), göz problemi ve karaciğer problemi olanlar için tedavi de bu jöle kullanılır. Düzenli olarak ayva tüketimi, karaciğer ve göz hastalıklarını engellemek ve tedavi etmeye yönelik fayda sağlar. Ayvanın tohumlarının boğaz ağrısı ve ses kısıklığı tedavisinde etkili olduğu söylenir. Ayva tohumu yağının terlemeyi engellediği, kalbi, karaciğeri ve mideyi güçlendirdiği bilinmektedir. Ayvanın taze sıkılmış suyu kalp rahatsızlıkları, solunum rahatsızlıkları, anemi ve astım tedavisinde yardımcı olur. Ayvanın kendisi kadar tohumlar da cilt sağlığı için önemli bir yere sahiptir. Egzama, yanık ve cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılabilmektedir. Ayvadan elde edilen şurup kanama ve ağrıları azaltma yönünde fayda sağlamaktadır.
Ayvayı direk meyve olarak tüketebildiğimiz gibi, reçelini ve kompostosunu da tüketerek bu faydalara erişebiliriz. Özellikle bağışıklık sistemimizi güçlendirecek ve mide rahatsızlıklarımıza, ülser gastrit gibi problemlerimize ciddi yönde tedavi edici katkı sunacak olan bir tüketim yöntemi var ki bunu İbrahim Saraçoğlu hocamız da sık sık dile getirmektedir. Ayvayı kuru kuru yemek yerine bala batırırsanız baştan aşağı güç kazanmış olacaksınız. Tek yapmanız gereken dilimlediğiniz ayvaları bala batırıp tüketmek. Bu şekildeki tüketim ile tadına hayran kalacaksınız hem de sağladığınıza ciddi katkı sağlamış olacaksınız. Ayvanın faydalarını saymakla bitiremeyiz. Kısaca biz ayvaya eczane meyve dersek az bile söylemiş oluruz.
Ayva yaprakları boya ve kozmetik sanayiinde, tıpta da ilaç yapımında kullanılmaktadır. Meyvesi reçel, jel, marmelat, tatlı, komposto ve meyve suyu olarak değerlendirilmektedir. Aynı zamanda ayva, jöle yapımı içinde oldukça fazla kullanılmaktadır. Sizlerde ayvadan evlerinizde tabii jöle yapabilirsiniz. Ayva yapraklarını da tıpkı siyah çayı demlediğimiz yöntemle çay yapıp ayva yaprağı çayı da içebilirsiniz.
Ortaçağ’da bir zenginlik göstergesi olarak kral ve aristokrat masalarını süsleyen ve lüx yemeklerde konuklara ikram edilen ayva, Mitolojide “aşk, evlilik ve doğurganlık meyvesi” olarak bilinmektedir.
Yazımızı Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in ayva için söylediği birkaç Hadis-i Şerif’i ile noktalayalım:
“Ayva yiyiniz. O kalbi aydınlatır. Göğüs darlığın önler ve göğsün sıkıntısını giderir. Doğacak çocuğu güzelleştirir.”
“Sizden biriniz kalbi üzerinde bir ağırlık hissettiği zaman ayva yesin!”
YORUMLAR