Ülkemizi batıdan doğuya, kuzeyden güneye gezip dolaştıkça nice güzelliklerin olduğuna şahit oluyorum. Çoğu zamanda bu güzellikleri gerek yazılarımda, gerek sosyal medya hesaplarımda gerekse de dostlarımız ile yaptığımız sohbet ortamlarında paylaşıyorum.
Bu yazımızda da sizlere ülkemizin en batısında güzel bir mekandan ve bu mekanda yetiştirilen güzel bir üründen bahsedeceğim. Bahse konu bölgemiz Marmara Bölgesi’nin Çanakkale ili.
Çanakkale ilimizin Kaz Dağları eteklerinde kurulmuş, geniş bir ovaya sahip tertemiz havası ve suları olan bu ovasında, çeşit çeşit meyvelerin yetiştiğine şahit olduğumuz güzide, şirin bir ilçe Bayramiç’i tanıtmaya ve anlatmaya gayret edeceğim. Bayramiç’in güzelliği kadar önemli bir özelliği daha var, o da istiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy burada doğmuştur. Doğduğu ev bugün müze olarak kullanılmaktadır. Bayramiç’e yolu düşenler bugün müze olarak değerlendirilen Mehmet Akif Ersoy’a ait bu evi mutlaka ziyaret etmeleri gerekir. Burada Akif’e ait eşyalar ve onun hatıralarına yer verilmiş. Akif’i yakından tanımak için iyi bir fırsat. Aslında Bayramiç sadece Akif’ten ibaret değil, burası adeta cennetten bir parça, doğa harikası güzelliklere sahip bir yer.
Bu güzellikler arasında adı Bayramiç Beyazı olarak bilinen, angelina eriği büyüklüğünde Bayramiç beyaz nektarisi bölgeye has bir ürün. Bayramiç’te yetiştirildiğine şahit olduğumuz beyaz nektari tarlaların büyük çoğunluğunda ekili olduğunu gördüm. Aslında nektari ülkemizin birçok noktasında yetiştirilmektedir. Ancak çoğunlukla bildiğimiz ve gördüğümüz bu nektari kırmızı renktedir. Ancak Bayramiç’e özgü olan bu nektari ise beyaz renkte. Bölgeye baktığımızda beyaz nektari Çan ve Biga civarında da yetiştirilmekte, ancak ürün Bayramiç ile ün salmış ve daha çok Bayramiç beyazı olarak bilinmektedir. Böylesi ürünleri tanımak, korumak ve tanınması içinde gayret göstermek gerekir. Bayramiç kaymakamı Manisalı hemşerimiz Sercan Gökdemir başta olmak üzere bölgedeki üretici çiftçiler bu manada ciddi çalışmalar yapmaktadırlar. Bayramiç’e yaptığımız ikinci gezide hasadına denk geldiğimiz Bayramiç Beyaz Nektari’sinin tadına bakmak nasip oldu. Gerçekten anlatıldığı kadar tadı, kokusu ve nefaseti varmış. Bölgede bu ürünün yetiştirilmesinde çok sorun yok. Tarlaların büyük çoğunluğu bu ürünle dolu. Kaz Dağları’nın endemik bitki yapısına uygun farklı bir meyve olan bu beyaz nektarinin tanıtılması ve özellikle yurtdışına ihracatı ile alakalı gerek Bayramiç ilçesindeki yöneticiler, gerekse de Çanakkale valiliği konuya el atmalıdır. Belki de bu yönde bazı çalışmalar yapılmaktadır. Âcizane kanaatime ve gözlemlerime göre tanıtım ve ihracat çalışmalarının yetersiz olduğu düşüncesindeyim.
Bir de yeri gelmişken çiftçilerimiz açısından önemli bir sorun olan zirai ilaçlamaya da değinmek istiyorum. Böylesi özel bir ürünün yetiştirilmesinde organik tarım teknikleri kullanılsa daha yerinde olur. Zirai tarım ilaçları maalesef hem ürünlere hem de çevreye ve toprağa ciddi zararlar vermektedir. Uzun dönemde toprağın yapısı değişmektedir. Bölge halkı Kaz Dağları’na yakışacak tarzda üretim gerçekleştirirse daha sağlıklı ve verimli olur kanaatindeyim. Bunun için özellikle bölge çiftçilerinin bilinçlendirilmesi gerekir. Tarımda çığır açan kaolin kili kullanılarak organik meyve yetiştiriciliğine doğru adımlar atılabilir.
Bir gün yolunuzu mutlaka Kaz Dağları’na, Bayramiç’e düşürün. Tadı ve nefaseti ile damaklarda hoş bir lezzet bırakan Bayramiç Beyaz Nektari’sinden mutlaka alınız. Özellikle temmuz ayı içerisinde hasadı yapılan bu ürünün tadına yerinde bakmanız isabetli olur. Bu vesile ile de güler yüzlü Bayramiç halkı ile de tanışma fırsatı elde etmiş olursunuz.
Aynı zamanda dünyada oksijenin bolluğu açısından ikinci noktası olan ve ülkemizin ise birincisi gelen lokasyonu Kaz Dağları’nı da tanıma ve gezme fırsatı elde etmiş olursunuz.
Bu yazımızda da sizlere ülkemizin en batısında güzel bir mekandan ve bu mekanda yetiştirilen güzel bir üründen bahsedeceğim. Bahse konu bölgemiz Marmara Bölgesi’nin Çanakkale ili.
Çanakkale ilimizin Kaz Dağları eteklerinde kurulmuş, geniş bir ovaya sahip tertemiz havası ve suları olan bu ovasında, çeşit çeşit meyvelerin yetiştiğine şahit olduğumuz güzide, şirin bir ilçe Bayramiç’i tanıtmaya ve anlatmaya gayret edeceğim. Bayramiç’in güzelliği kadar önemli bir özelliği daha var, o da istiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy burada doğmuştur. Doğduğu ev bugün müze olarak kullanılmaktadır. Bayramiç’e yolu düşenler bugün müze olarak değerlendirilen Mehmet Akif Ersoy’a ait bu evi mutlaka ziyaret etmeleri gerekir. Burada Akif’e ait eşyalar ve onun hatıralarına yer verilmiş. Akif’i yakından tanımak için iyi bir fırsat. Aslında Bayramiç sadece Akif’ten ibaret değil, burası adeta cennetten bir parça, doğa harikası güzelliklere sahip bir yer.
Bu güzellikler arasında adı Bayramiç Beyazı olarak bilinen, angelina eriği büyüklüğünde Bayramiç beyaz nektarisi bölgeye has bir ürün. Bayramiç’te yetiştirildiğine şahit olduğumuz beyaz nektari tarlaların büyük çoğunluğunda ekili olduğunu gördüm. Aslında nektari ülkemizin birçok noktasında yetiştirilmektedir. Ancak çoğunlukla bildiğimiz ve gördüğümüz bu nektari kırmızı renktedir. Ancak Bayramiç’e özgü olan bu nektari ise beyaz renkte. Bölgeye baktığımızda beyaz nektari Çan ve Biga civarında da yetiştirilmekte, ancak ürün Bayramiç ile ün salmış ve daha çok Bayramiç beyazı olarak bilinmektedir. Böylesi ürünleri tanımak, korumak ve tanınması içinde gayret göstermek gerekir. Bayramiç kaymakamı Manisalı hemşerimiz Sercan Gökdemir başta olmak üzere bölgedeki üretici çiftçiler bu manada ciddi çalışmalar yapmaktadırlar. Bayramiç’e yaptığımız ikinci gezide hasadına denk geldiğimiz Bayramiç Beyaz Nektari’sinin tadına bakmak nasip oldu. Gerçekten anlatıldığı kadar tadı, kokusu ve nefaseti varmış. Bölgede bu ürünün yetiştirilmesinde çok sorun yok. Tarlaların büyük çoğunluğu bu ürünle dolu. Kaz Dağları’nın endemik bitki yapısına uygun farklı bir meyve olan bu beyaz nektarinin tanıtılması ve özellikle yurtdışına ihracatı ile alakalı gerek Bayramiç ilçesindeki yöneticiler, gerekse de Çanakkale valiliği konuya el atmalıdır. Belki de bu yönde bazı çalışmalar yapılmaktadır. Âcizane kanaatime ve gözlemlerime göre tanıtım ve ihracat çalışmalarının yetersiz olduğu düşüncesindeyim.
Bir de yeri gelmişken çiftçilerimiz açısından önemli bir sorun olan zirai ilaçlamaya da değinmek istiyorum. Böylesi özel bir ürünün yetiştirilmesinde organik tarım teknikleri kullanılsa daha yerinde olur. Zirai tarım ilaçları maalesef hem ürünlere hem de çevreye ve toprağa ciddi zararlar vermektedir. Uzun dönemde toprağın yapısı değişmektedir. Bölge halkı Kaz Dağları’na yakışacak tarzda üretim gerçekleştirirse daha sağlıklı ve verimli olur kanaatindeyim. Bunun için özellikle bölge çiftçilerinin bilinçlendirilmesi gerekir. Tarımda çığır açan kaolin kili kullanılarak organik meyve yetiştiriciliğine doğru adımlar atılabilir.
Bir gün yolunuzu mutlaka Kaz Dağları’na, Bayramiç’e düşürün. Tadı ve nefaseti ile damaklarda hoş bir lezzet bırakan Bayramiç Beyaz Nektari’sinden mutlaka alınız. Özellikle temmuz ayı içerisinde hasadı yapılan bu ürünün tadına yerinde bakmanız isabetli olur. Bu vesile ile de güler yüzlü Bayramiç halkı ile de tanışma fırsatı elde etmiş olursunuz.
Aynı zamanda dünyada oksijenin bolluğu açısından ikinci noktası olan ve ülkemizin ise birincisi gelen lokasyonu Kaz Dağları’nı da tanıma ve gezme fırsatı elde etmiş olursunuz.
YORUMLAR