Plak çalar olarak da bilinen pikap, yüz yıldan uzun zaman önce icat edilmesine rağmen son yıllarda yeniden popüler hale geldi.
Pikap, plak üzerine girintiler ve çıkıntılar olarak kaydedilmiş fiziksel ses verisini iğnesi sayesinde okuyarak müziğe dönüştüren analog bir müzik çalma ve kaydetme aracıdır. Pikap üzerine plak yerleştirilir, dahili motor tablayı döndürür, üzerine iğne yerleştirilir ve plak üzerine kaydedilmiş olan müzik çalmaya başlar. Pikap ile benzer bir yöntem kullanılarak ses kaydı yapmak da mümkündür.
Pikap değil ama onun atası olan fonatograf ilk kez 1857 yılında Edouard-Leon Scott de Martinville tarafından Fransa’da icat edildi. Fonatograf tam olarak ses kaydı yapmıyor, havadaki gürültüyü kağıda yazıyordu. Ancak kaydettiği sesi tekrar çalamadığı için yalnızca bilimsel çalışmalar sırasında laboratuvar ortamında kullanıldı.
Bugün bile kullanmakta olduğumuz sayısız cihazın mucidi olan Graham Bell pikap konusuna da el atıyor ve 1877 yılında fonograf isimli bir cihaz icat ediyor. Bu cihaz fonatografa benziyor ancak ondan farklı olarak kaydettiği ses için bir çıkış üretebiliyor yani kaydettiği sesi çalabiliyordu.
Thomas Edison’un fonografı sesi karton bir ruloya sarılmış olan folyoya iğne aracılığıyla yazıyordu. Kaydetme işlemi rulonun elle çevrilmesi ile yapılıyordu ve daha sonra yine elle döndürülerek kaydedilen ses çalınabiliyordu. Ancak pek de kullanışlı bir cihaz olmadığı için Edison bu icadı üzerinde pek durmadı. Bilirsiniz kendisi satamadığı hiçbir icat üzerinde çalışmaz. Telefonu icat eden kişi olarak tanıdığımız Alexander Graham Bell, Thomas Edison’un fonografını geliştirdi. Erimiş metal, su ve balmumu gibi pek çok farklı malzeme deneyerek son olarak balmumunda karar kıldı ve ses kaydı yapılan folyoda balmumu kullandı.
O dönem Volta Associates ile birlikte çalışan Graham Bell’in bu küçük dokunuşu sayesinde kaydedilen sesin kalitesi arttı, çok daha uzun süre kayıt yapma imkanı ortaya çıktı, kayıt birden çok kez oynatılabilir hale geldi ve ses kayıt işlemi çok daha güvenilir oldu. Güzel bir hamle gibi görünse bile yine de bildiğimiz pikap tam olarak ortaya çıkmamıştı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan bir Alman olan Emile Berliner, Edison ve Bell tarafından geliştirilen tüm bu cihazlar üzerinde yaptığı çalışmalar sonucu pikabın bir önceki hali olan gramafonu icat etti. Emile Berliner’in gramafonu ile birlikte ses kayıt ve ses çalma sistemleri yeni bir döneme girdi.
Emile Berliner sesi rulo üzerine değil, 20 – 30 cm boyutlarında disklerin üzerine kaydetti. Elektrokaplama adı verilen bir teknik ile ses dalgalarını dışa doğru kaydetti. Bu teknik sayesinde disk üzerine yapılan kayıtlar çoğaltılabiliyordu. Böylece gramafon ticari bir ürün haline gelerek insanların evlerine kadar girebildi.
Bu noktada bir parantez açıp Eldridge R. Johnson ismini anmadan olmaz. Johnson, Berliner tarafından geliştirilen kayıt disklerinin çok daha kaliteli bir sese sahip olması için önemli çalışmalar yapmıştır. Ses kaydı sırasında oluşan cızırtıları neredeyse tamamen ortadan kaldırmıştır. Kurmuş olduğu Victor Talking Machine Company isimli şirket bugün hala plak üretimi yapmaktadır.
Pikap, plak üzerine girintiler ve çıkıntılar olarak kaydedilmiş fiziksel ses verisini iğnesi sayesinde okuyarak müziğe dönüştüren analog bir müzik çalma ve kaydetme aracıdır. Pikap üzerine plak yerleştirilir, dahili motor tablayı döndürür, üzerine iğne yerleştirilir ve plak üzerine kaydedilmiş olan müzik çalmaya başlar. Pikap ile benzer bir yöntem kullanılarak ses kaydı yapmak da mümkündür.
Pikap değil ama onun atası olan fonatograf ilk kez 1857 yılında Edouard-Leon Scott de Martinville tarafından Fransa’da icat edildi. Fonatograf tam olarak ses kaydı yapmıyor, havadaki gürültüyü kağıda yazıyordu. Ancak kaydettiği sesi tekrar çalamadığı için yalnızca bilimsel çalışmalar sırasında laboratuvar ortamında kullanıldı.
Bugün bile kullanmakta olduğumuz sayısız cihazın mucidi olan Graham Bell pikap konusuna da el atıyor ve 1877 yılında fonograf isimli bir cihaz icat ediyor. Bu cihaz fonatografa benziyor ancak ondan farklı olarak kaydettiği ses için bir çıkış üretebiliyor yani kaydettiği sesi çalabiliyordu.
Thomas Edison’un fonografı sesi karton bir ruloya sarılmış olan folyoya iğne aracılığıyla yazıyordu. Kaydetme işlemi rulonun elle çevrilmesi ile yapılıyordu ve daha sonra yine elle döndürülerek kaydedilen ses çalınabiliyordu. Ancak pek de kullanışlı bir cihaz olmadığı için Edison bu icadı üzerinde pek durmadı. Bilirsiniz kendisi satamadığı hiçbir icat üzerinde çalışmaz. Telefonu icat eden kişi olarak tanıdığımız Alexander Graham Bell, Thomas Edison’un fonografını geliştirdi. Erimiş metal, su ve balmumu gibi pek çok farklı malzeme deneyerek son olarak balmumunda karar kıldı ve ses kaydı yapılan folyoda balmumu kullandı.
O dönem Volta Associates ile birlikte çalışan Graham Bell’in bu küçük dokunuşu sayesinde kaydedilen sesin kalitesi arttı, çok daha uzun süre kayıt yapma imkanı ortaya çıktı, kayıt birden çok kez oynatılabilir hale geldi ve ses kayıt işlemi çok daha güvenilir oldu. Güzel bir hamle gibi görünse bile yine de bildiğimiz pikap tam olarak ortaya çıkmamıştı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan bir Alman olan Emile Berliner, Edison ve Bell tarafından geliştirilen tüm bu cihazlar üzerinde yaptığı çalışmalar sonucu pikabın bir önceki hali olan gramafonu icat etti. Emile Berliner’in gramafonu ile birlikte ses kayıt ve ses çalma sistemleri yeni bir döneme girdi.
Emile Berliner sesi rulo üzerine değil, 20 – 30 cm boyutlarında disklerin üzerine kaydetti. Elektrokaplama adı verilen bir teknik ile ses dalgalarını dışa doğru kaydetti. Bu teknik sayesinde disk üzerine yapılan kayıtlar çoğaltılabiliyordu. Böylece gramafon ticari bir ürün haline gelerek insanların evlerine kadar girebildi.
Bu noktada bir parantez açıp Eldridge R. Johnson ismini anmadan olmaz. Johnson, Berliner tarafından geliştirilen kayıt disklerinin çok daha kaliteli bir sese sahip olması için önemli çalışmalar yapmıştır. Ses kaydı sırasında oluşan cızırtıları neredeyse tamamen ortadan kaldırmıştır. Kurmuş olduğu Victor Talking Machine Company isimli şirket bugün hala plak üretimi yapmaktadır.
YORUMLAR