TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçları açıklandı.Yayınlanan rapor, Türkiye’deki gelir eşitsizliğinin seviyesini gözler önüne seriyor.

TÜİK’in açıkladığı verilere göre en yüksek gelir grubuna sahip olan yüzde 20’lik kesim, Türkiye’deki toplam gelirin yüzde 46,7’sine sahip durumda. Gelir düzeyi en düşük olan vatandaşların pastadan alabildikleri pay ise yalnızca yüzde 6,1 olarak kayıtlara geçmiş durumda. Oranlar, 2020 yılında ise sırasıyla yüzde 47,6 ve yüzde 5,9 olarak açıklanmıştı. TÜİK, bu rakamlara göre Türkiye’deki gelir eşitsizliğini anlatan “gini” katsayısının 0,401 olduğunu belirtiyor. Bu katsayının sıfıra yaklaşması gelir adaletsizliğinin düştüğünü, 1’e yaklaşması ise gelir adaletsizliğinin arttığını gözler önüne seriyor. Gini katsayısı, 2020 yılında 0,410 olarak tahmin edilmişti.

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’deki bir hanenin harcayabildiği yıllık para, 2021’de 76 bin 733 TL olarak kayıtlara geçti. Bu tutar, bir önceki yıldan yüzde 10,6 daha yüksek oldu. Ancak 2021 yılındaki enflasyon rakamlarının yüzde 10,6’dan yüksek olması, birim olarak gelirler artmış olmasına rağmen alım gücünün düştüğünü gösteriyor.

Vatandaşın toplam gelirini nasıl sağladığını da inceleyen TÜİK, tüm gelirin yüzde 47,1‘lik bölümünün maaş ve ücretlerden sağlandığını ortaya çıkardı. Gelirin yüzde 23,9‘luk kısmını ise sosyal transferler, yani emekli aylıkları ile dul ve yetim aylıkları gibi kalemler karşıladı. Sosyal transferleri takip eden gelir kalemi ise yüzde 17,5’lik oranla müteşebbisler oldu.

Yapılan araştırmaya göre geçtiğimiz yıl işverenin cebine ortalama 136 bin 280 TL girerken maaşlı çalışanlar bu paranın yaklaşık üçte birini kazanabildi. 2021 yılında maaşlı çalışanların cebine giren para 46 bin 846 TL olarak kayıtlara geçti. Yevmiye usulü çalışan vatandaşlarsa 18 bin 6 TL kazanabildiler. Bu rakamlar bir önceki yıl ile kıyaslandığında, gelirini en çok artıran grubun yüzde 14’lük artışla kendi hesabına çalışanlar olduğu açığa çıkmış durumda.

Kısaca batmışız…

Çıkaranımız yok…