Saniye’den başla yıllara….
“Inga” dan unutkanlığa…
Yaş dediğin zaman çabuk çabuk geçiyor…
Tabi insan hiç yerinde durmuyor…
Değişiyorda değişiyor…
Yaşlanınca vücut deforme oluyor yavaş yavaş… Malum…
Herşey kırışıyor da büyüme hormonu yıllar önce bitmemiş gibi kulaklar büyüyor ya….
Hep merak etmiştim.
Tesadüf dün bir haberde denk geldi.
Kulakların ve burnun sürekli büyüyen organlar olduğu için bu durumun ortaya çıktığı sanılsa da aslında nedeni daha farklıymış.
İşte o haberde geçen asıl sorunun cevabı…
“Büyümek” yerine “hacim olarak genişlemek” daha doğru bir ifade olacaktır. Vücudumuzda üç çeşit kıkırdak bulunur: saydam, elastik ve fibrokartilaj. Kulaklarımızda ve burnumuzda bulunan kıkırdak türü elastiktir, kolajen ve elastin adlı dokulardan oluşur.
Yerçekimi burada belirleyici faktördür. Yıllar geçtikçe parçalanan dokular yerçekimine direnemeyerek sarkar ve eski hallerine göre daha büyük görünmeye başlarlar. Uzayan bu organların bir bebeğin büyümesi gibi büyüdükleri sanılır, oysa durum yerçekiminin neden olduğu sarkmadan ibarettir. Bu da kulaklarımızın yılda ortalama 0.51 mm büyümesine neden olur.
Yanaklarımız, dudaklarımız yıllar içinde hacim kaybettikleri için kulaklar ve burun bunun da etkisiyle daha büyük görünür. Ayrıca yaşlandıkça kas kaybı, kemik erimesi, boy kısalması gibi çeşitli faktörlerin de bu durumun üzerinde etkisi vardır.
Ne kadar garip değilmi.
Yaşnınca aslında duymayan o kulaklar hem deforme olduğundan duymuyor, hemde aslında vücudun ihtiyacı olan duymama çözümü kendiliğinden değişiyor…
Velhasıl canım Allah özenmişte yaratmış insan oğlunu…
Bir tek saç telinin bile işlevi var hayat boyu…
Kendinizi sevin…
Sağlıcakla…
Tabi insan hiç yerinde durmuyor…
Değişiyorda değişiyor…
Yaşlanınca vücut deforme oluyor yavaş yavaş… Malum…
Herşey kırışıyor da büyüme hormonu yıllar önce bitmemiş gibi kulaklar büyüyor ya….
Hep merak etmiştim.
Tesadüf dün bir haberde denk geldi.
Kulakların ve burnun sürekli büyüyen organlar olduğu için bu durumun ortaya çıktığı sanılsa da aslında nedeni daha farklıymış.
İşte o haberde geçen asıl sorunun cevabı…
“Büyümek” yerine “hacim olarak genişlemek” daha doğru bir ifade olacaktır. Vücudumuzda üç çeşit kıkırdak bulunur: saydam, elastik ve fibrokartilaj. Kulaklarımızda ve burnumuzda bulunan kıkırdak türü elastiktir, kolajen ve elastin adlı dokulardan oluşur.
Yerçekimi burada belirleyici faktördür. Yıllar geçtikçe parçalanan dokular yerçekimine direnemeyerek sarkar ve eski hallerine göre daha büyük görünmeye başlarlar. Uzayan bu organların bir bebeğin büyümesi gibi büyüdükleri sanılır, oysa durum yerçekiminin neden olduğu sarkmadan ibarettir. Bu da kulaklarımızın yılda ortalama 0.51 mm büyümesine neden olur.
Yanaklarımız, dudaklarımız yıllar içinde hacim kaybettikleri için kulaklar ve burun bunun da etkisiyle daha büyük görünür. Ayrıca yaşlandıkça kas kaybı, kemik erimesi, boy kısalması gibi çeşitli faktörlerin de bu durumun üzerinde etkisi vardır.
Ne kadar garip değilmi.
Yaşnınca aslında duymayan o kulaklar hem deforme olduğundan duymuyor, hemde aslında vücudun ihtiyacı olan duymama çözümü kendiliğinden değişiyor…
Velhasıl canım Allah özenmişte yaratmış insan oğlunu…
Bir tek saç telinin bile işlevi var hayat boyu…
Kendinizi sevin…
Sağlıcakla…
YORUMLAR