Şimdiki çocuklar bir harika derdik bir zamanlar elbette yine harika çocuklarımız var ama bir şeyler eksik.
Bizim yetiştirmemizle mi yoksa yaşadığımız zamanla mı alakalı bilemiyorum. Bu dönemdeki çocukların anne ve babaları ortalama olarak en güzel çocukluk dönemini yaşayan ebeveynlerdi. Bizler de bu kuşak çocuklarıyız. Ama bizim çocukluğumuz çok güzeldi her şey bir başkaydı. En önemlisi bizim dönemimizde internet ve sosyal erişim araçları yoktu. Kız çocuklarının bebekleri ve çamurdan pastaları vardı. Erkek çocuklarının topları vardı. Bunlar olmasa bile sokakta oyun oynamanın ne olduğunu bizler iyi biliyorduk. Akşam ezanı okunduğunda evde ailemizin beklediğini bilirdik. Hep birlikte oyunlar oynardık acıkınca bir evin kapısını çalıp salçalı ekmeğimizi isterdik kimse de vermem demezdi. Birbirimizin sularından içerdik ve hasta olmazdık. Eğlenmeyi gülmeyi mutlu olmayı bilirdik. Pazar kahvaltılarımızın tadı bir başkaydı. Tek kanallı televizyondan Pazar sabahı oynayan dizileri seyrederdik. Okuldan gelince mutlaka televizyonda seyredecek bir iki çizgi film bulurduk. Pazar günleri banyo günümüzdü. Banyodan pespembe yanaklarla çıkar sobanın yanına otururduk. Sobanın üstünde mandalina kabukları yapar kestaneler pişirirdik. Kendimiz yapacak çok fazla aktivite bulurduk. Demem o ki, eski çocukluklardan geriye pek bir şey kalmadı. Çocuklarımız ağladığında susturmak için ellerini teknolojik aletleri vermek yerine, biraz onlarla ilgilenelim. En azından eskiyi unutmamak adına onlara kendi çocukluklarımızı yaşatmaya çalışalım. Eskiden yaşadığımız huzuru da çocuklarımıza yaşatmaya çalışalım. Çünkü onlar bizim en kıymetli değerlerimiz…
Bizim yetiştirmemizle mi yoksa yaşadığımız zamanla mı alakalı bilemiyorum. Bu dönemdeki çocukların anne ve babaları ortalama olarak en güzel çocukluk dönemini yaşayan ebeveynlerdi. Bizler de bu kuşak çocuklarıyız. Ama bizim çocukluğumuz çok güzeldi her şey bir başkaydı. En önemlisi bizim dönemimizde internet ve sosyal erişim araçları yoktu. Kız çocuklarının bebekleri ve çamurdan pastaları vardı. Erkek çocuklarının topları vardı. Bunlar olmasa bile sokakta oyun oynamanın ne olduğunu bizler iyi biliyorduk. Akşam ezanı okunduğunda evde ailemizin beklediğini bilirdik. Hep birlikte oyunlar oynardık acıkınca bir evin kapısını çalıp salçalı ekmeğimizi isterdik kimse de vermem demezdi. Birbirimizin sularından içerdik ve hasta olmazdık. Eğlenmeyi gülmeyi mutlu olmayı bilirdik. Pazar kahvaltılarımızın tadı bir başkaydı. Tek kanallı televizyondan Pazar sabahı oynayan dizileri seyrederdik. Okuldan gelince mutlaka televizyonda seyredecek bir iki çizgi film bulurduk. Pazar günleri banyo günümüzdü. Banyodan pespembe yanaklarla çıkar sobanın yanına otururduk. Sobanın üstünde mandalina kabukları yapar kestaneler pişirirdik. Kendimiz yapacak çok fazla aktivite bulurduk. Demem o ki, eski çocukluklardan geriye pek bir şey kalmadı. Çocuklarımız ağladığında susturmak için ellerini teknolojik aletleri vermek yerine, biraz onlarla ilgilenelim. En azından eskiyi unutmamak adına onlara kendi çocukluklarımızı yaşatmaya çalışalım. Eskiden yaşadığımız huzuru da çocuklarımıza yaşatmaya çalışalım. Çünkü onlar bizim en kıymetli değerlerimiz…
YORUMLAR