Naim Süleymanoğlu; 1967 Bulgaristan Mestanlı doğumlu, Türk asıllı halter sporcusu. Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu. Bazısı bir daha kıralamayacak 47 dünya rekorunun sahibi. 1980’li yılların sonu, 90’ların başında, tüm ülkenin ve en çok da Balkan Türklerinin milli gururu… Uzun bir süre gözlerden uzaklaşan milli sporcunun erken sonlanan 50 yıllık ömrünün son dönemlerinde ciddi bir çöküş yaşaması.. ‘Cep Herkülü’ Naim Süleymanoğlu’nun biyografik hikayesi, 2017’deki vefatından çok önce, kendisi henüz hayattayken ele alınması gereken bir değerdi; bu biyografik film yine, adı yüksek bütçeli biyografik prodüksiyonlarla anılan, Mustafa Uslu’ya kısmet oldu.

Filmin senaryosu, Naim Süleymanoğlu’nun kardeşi Muharrem Süleymanoğlu’nun anılarını yazdığı, ‘Kardeşim Cep Herkülü’ kitabından senarist Barış Pirhasan tarafından kaleme alınmış ve 1977 Bulgaristan günlerinden 1988 Seul Olimpiyatları’na kadar geçen 11 yıllık dönem baz alınmış. Hali hazırda çok güçlü bir karakter ve hayat hikayesi ihtiva ettiğinden, senaryo ve yönetmenliğin yanı sıra filmi ana taşıyıcı kolonu, doğal olarak, başrol oyunculuğu. İlk filmi Daha ile kariyerinin başında ödüllere koşan Hayat Van Eck, ikinci kez üstlendiği başrolde, en az canlandırdığı kişilik kadar ağır bir yükün altına giriyor. Baştan belirtelim, bu film için daha iyi bir kast seçimi olamazdı. Süleymanoğlu’nun hem çocukluk dönemini canlandıran Batuhan Davutoğlu ve ilk gençlik yıllarını oynayan Deniz Ali Cankorur hem de genç, hırslı Bulgar sporcu olarak izlemeye başladığımız Hayat Van Eck muhteşem bir kasta imza atıyor. Her biri ayrı ayrı tek bir Naim’e dönüşüyor, birbirlerini tamamlıyorlar. Film ilk yarısının ortasından itibarense Hayat Van Eck tüm hikayeyi sırtlayan oyuncu olarak perdede üstün bir performans sergiliyor.