CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Dursunbey’de ormanı yok edecek madene “ÇED gerekli değildir” kararı veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na tepki gösterdi. “Yatırımlara karşı değiliz. Sürdürülebilir olmayan politikalarla çevreye ve insan sağlığına zarar veren politikalara karşıyız. Burada yine ağaçlar kesilecek. Tonlarca patlayıcı kullanılacak. Emet çayı proje sahasının içinden geçiyor. Bölgeye hayat veren su kirlenecek” dedi.
CHP Enerji ve Altyapıdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG)’in 24 Ağustos’tan eylül sonuna kadar bir dizi maden ihalesi gerçekleştirdiğini, 68 ilde 766 maden sahasında ihalelerin yüzde 95’inin ‘altın ve gümüş arama’ faaliyetiyle ilgili olduğunu hatırlattı. “Kötüye giden ekonomiyi düzeltmek için AK parti hükümeti adeta hazine avcılığına soyundu” diyen Ahmet Akın, şunları söyledi:
“Ekonomiyi çökerten iktidarın altın ve gümüş bulma hırsı ülkeyi topyekün bir şekilde harabeye çevirecek. Bu kadar fazla sahada maden arama ruhsatının verilmesi doğal dengede onarılması imkansız yaralar açacak. Kazdağları gibi bir felaket hafızalarımızdayken yeni felaketlere kapı aralayacak politikalardan vazgeçilmelidir. Biz madenciliğe, madencilik yatırımlarına karşı değiliz. Çevreyi, insan sağlığını gözetmeden adeta doğayı katledercesine, canlıları yok edercesine gösterilen faaliyetlere, sürdürülebilir olmayan madencilik anlayışına karşıyız. Dursunbey Delice Mahallesi’nde altın-gümüş madeni için “çevresel etki raporu gerekli değildir” diyerek izin vermek çevreye ve insan sağlığını tehdit eden bir unsur yoktur demektir. Oysa bu tehdit vardır. Bu tehdidi yok sayamazsınız. Bir kere, projenin bulunduğu alanda Delice Mahallesi ve beraberinde Adaören, Bayıryüzügüney, Büyük Akçaalan ve Düğüncüler mahalleleri bulunuyor. Proje alanı, devlet ormanı sınırlarında kalmaktadır. Bölge orman vejetasyonunda özellikle kızılçam ormanları vardır. Yine meşe ve ardıç gibi bodur bitkilerin oluşturduğu bitki örtüsü zarar görebilecektir. Burada ağaçlar kesilecek. 10 yıllık üretim periyodu boyunca toplamda yaklaşık 38 bin 272 ton bitkisel toprak sıyrılıp başka bir alanda depolanacak. Proje alanı ve etki alanında 27 familyaya ait 56 tür tespit edilmiş, bu türler projeden olumsuz etkilenecek. Proje alanın içinden Emet Çayı’nın geçtiği alanlar var. Çayın kirlenmemesi, yani bu alana hayat veren suyun kirlenmemesi de mümkün görünmüyor. Bölgede yine tarım arazileri de mevcut. Proje alanının yüzde 40’a varan tarım arazilerini kapsadığı proje tanıtım dosyasında da belirtilmiş.”
CHP Enerji ve Altyapıdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG)’in 24 Ağustos’tan eylül sonuna kadar bir dizi maden ihalesi gerçekleştirdiğini, 68 ilde 766 maden sahasında ihalelerin yüzde 95’inin ‘altın ve gümüş arama’ faaliyetiyle ilgili olduğunu hatırlattı. “Kötüye giden ekonomiyi düzeltmek için AK parti hükümeti adeta hazine avcılığına soyundu” diyen Ahmet Akın, şunları söyledi:
“Ekonomiyi çökerten iktidarın altın ve gümüş bulma hırsı ülkeyi topyekün bir şekilde harabeye çevirecek. Bu kadar fazla sahada maden arama ruhsatının verilmesi doğal dengede onarılması imkansız yaralar açacak. Kazdağları gibi bir felaket hafızalarımızdayken yeni felaketlere kapı aralayacak politikalardan vazgeçilmelidir. Biz madenciliğe, madencilik yatırımlarına karşı değiliz. Çevreyi, insan sağlığını gözetmeden adeta doğayı katledercesine, canlıları yok edercesine gösterilen faaliyetlere, sürdürülebilir olmayan madencilik anlayışına karşıyız. Dursunbey Delice Mahallesi’nde altın-gümüş madeni için “çevresel etki raporu gerekli değildir” diyerek izin vermek çevreye ve insan sağlığını tehdit eden bir unsur yoktur demektir. Oysa bu tehdit vardır. Bu tehdidi yok sayamazsınız. Bir kere, projenin bulunduğu alanda Delice Mahallesi ve beraberinde Adaören, Bayıryüzügüney, Büyük Akçaalan ve Düğüncüler mahalleleri bulunuyor. Proje alanı, devlet ormanı sınırlarında kalmaktadır. Bölge orman vejetasyonunda özellikle kızılçam ormanları vardır. Yine meşe ve ardıç gibi bodur bitkilerin oluşturduğu bitki örtüsü zarar görebilecektir. Burada ağaçlar kesilecek. 10 yıllık üretim periyodu boyunca toplamda yaklaşık 38 bin 272 ton bitkisel toprak sıyrılıp başka bir alanda depolanacak. Proje alanı ve etki alanında 27 familyaya ait 56 tür tespit edilmiş, bu türler projeden olumsuz etkilenecek. Proje alanın içinden Emet Çayı’nın geçtiği alanlar var. Çayın kirlenmemesi, yani bu alana hayat veren suyun kirlenmemesi de mümkün görünmüyor. Bölgede yine tarım arazileri de mevcut. Proje alanının yüzde 40’a varan tarım arazilerini kapsadığı proje tanıtım dosyasında da belirtilmiş.”