Hekimler, 14 Mart Tıp Bayramını iş bırakarak kutladı. Güne Atatürk Şehir Hastanesi’nde basın açıklaması yaparak başlayan Balıkesir Tabip Odası daha sonra Atatürk Anıtı’na Tıp Bayramı nedeniyle çelenk koydu. Hekimler ve sağlık çalışanları öğleden sonra da İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptıkları basın açıklamasıyla günü bitirdi.

Balıkesir Tabip Odası yönetimi her üç etkinlikte yaptığı basın açıklamasında Tıp Bayramı’nın önemine değinerek, sağlık çalışanları olarak taleplerini yineledi. Hekimler açıklamalarında ayrıca 14-15-15 ve 17 Mart tarihinde iş bırakacaklarını da duyurdu. Tabip Odası yönetimi 14 Mart Tıp Bayramı kutlamaları kapsamında 19 Mart’ta da Savaştepe’deki Tıbbiyeli Hikmet Anıtı’nda bir tören gerçekleştireceklerini ifade etti.

“HEKİMLİK HER GEÇEN GÜN DEĞERSİZLEŞTİRİLİYOR”

Sabah Atatürk Şehir Hastanesi, Atatürk Anıtı ve İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapılan açıklamada 14 Mart’ın 103’ncü yıldönümünde taleplerini sıraladı. Yapılan açıklamada şunlara yer verildi;

“Tıbbın kurucuları İstanköylü Hipokrat ve Bergamalı Galenos’un yaşadığı, hekimlik andının yazıldığı, Çanakkale Conkbayırı’nda vatanları için gözünü kırpmadan yaşamlarını feda ederek o yıl mezun veremeyen tıbbiyelilere, Dr. Hikmet ve arkadaşlarının emperyalistlere karşı verdiği onurlu savaşıma ve 14 Mart’ı Tıp Bayramı olarak kutlamamıza neden olmasına, Dr. Refik Saydam, Dr. Hulusi Behçet, Dr. Mazhar Osman, Dr. Tevfik Sağlam, Dr. Nusret Fişek, Dr. Türkan Saylan, Dr. Aziz Sancar ve nice Cumhuriyet aydını değerlerine, en zor koşullarda fedakârca görev yapan hekimlik uygulamalarına tanıklık yapan bu coğrafyada ne yazık ki mesleğimiz her geçen biraz daha değersizleştirmeye çalışılmaktadır.

“14 MART KUTLAMA DEĞİL ONURLU DİRENİŞ”

14 Mart 1827 II. Mahmut döneminde, ülkemizde modern tıp eğitiminin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. 3 Şubat 1919’da, İstanbul’da, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, İngiliz birlikleri tarafından işgal edilmişti. Amaç bu binayı karargâh olarak kullanmaktı. İşgalcilere karşı ayaklanmak ve okulu kurtarmak için çareler arayan tıp öğrencileri; okulun kuruluş yıldönümü olan 14 Mart’ın 92.yılını topluca kutlamaya karar verdiler. Öte yandan da İngiliz işgalini protesto ettiler. Tıbbiye üçüncü sınıf öğrencisi olan Hikmet Bey önderliğinde büyük bir gösteri yaparak okulun iki kulesi arasına büyük bir Türk Bayrağı astılar. İşgal kuvvetleri bu duruma müdahale ettilerse de durduramadılar. Olayın yıldönümü olan 14 Mart, tıp öğrencilerinin emperyalist güçlerin karşısına resmen çıkışının yıldönümüdür. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra 14 Mart tarihi her yıl Tıp Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. 14 Mart Tıp Bayramı sadece bir bayram kutlama değil, onurlu bir direnişin ve Kuva-i Milliye’nin başlangıç hikâyesi, mücadele günüdür.

Balıkesir Tabip Odası olarak Tıbbiyeli Hikmet ile ilgili gerekli girişimlerde bulunarak; 5 yıl önce Tıbbiyeli Hikmet’in anıtını doğum yeri olan Savaştepe’ye yaptırıp, 4 yıl önce de anıtın bulunduğu parka Tıbbiyeli Hikmet adının verilmesinin gurur ve onurunu yaşamaktayız.

“SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI BİR AN ÖNCE ÇIKARILMALI”

14 Mart’ın 103. Yıldönümünde 10 acil talebimiz; Sağlıkta Şiddet Yasasının TTB’nin TBMM’ye önerdiği şekilde yasalaşmalıdır. Şiddete neden olanlar tutuklu yargılanmalı, hükmün açıklanması geri bırakılmamalı, cezalar artırılmalı, katalog suçlar arasında sayılmalıdır. Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş+sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katı olmalı; sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalı. Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri “prim ödeme tavanı” üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalı. Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli; tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı’nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmeli.  OSGB’lerde çalışan işyeri hekimlerinin ücretleri TTB’nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmeli.

“EMEKLİ HEKİM MAAŞLARI ARTIRILMALI”

Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15.000 TL, uzman hekimler için asgari 18.000 TL’ye çıkarılmalı. Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, intörn hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalı.  Covid-19 “illiyet bağı” aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7.200 olmalı. Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalı. Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.

“EMEĞİMİZİN KARŞILIĞI ÜCRET İSTİYORUZ”

Artık sağlık otoritesinden hekimlere mektup yazma, vaat, günü kurtarma ve oyalama değil, icraat bekliyoruz. Mesleğimize ve etik değerlerimize hürmetkâr olmalarını istiyoruz, yapılan uygulamalarla daha fazla aşağılanmak istemiyoruz. 19 yıldır sürdürülen Sağlıkta Dönüşüm Programı ve onun ana unsurları arasında yer alan performansa dayalı ödeme sistemiyle, sağlık hizmeti sunumunda niteliğin değil niceliğin öne çıktığı; hekimlerin hastalara fizik muayene yapılmasına dahi izin vermeyen sürelerin ayrıldığı, randevuların kısa sürelerle verildiği, çalışma sürelerinin uzadığı, nitelikli sağlık hizmeti sunabilmenin koşullarının yok edildiği bir sağlık ortamı yaratıldı. Nitelikli bir sağlık hizmeti üretmenin en temel bileşenlerinden biri çalışma koşullarıdır. Artık hastanelerde hekimlerin biraya gelmelerini sağlayan doktor odalarının kalmadığı, ”müşteri memnuniyetinin” ön planda olduğu sistemdeyiz. İnsanca çalışma koşulları ve emeğimizin karşılığı olan ücret, birbirinden ayrı düşünülemez.

“ÜÇ GÜN İŞ BIRAKIYORUZ”

Büyük önder Atatürk’ün kendisini emanet ettiği, yaşamını insanlığın hizmetine adayacağını meslek andına taşıyan Türk Hekimleri olarak; yaşadıkları sorunlar nedeni ile yurtdışına ve özel sektöre giden hekimlere “doktor efendi dönemi biti” “gidiyorlarsa gitsinler” diyenlere söylenecek tek sözümüz var; bu topraklarda binlerce yıldır hekimlik yapan bizler “halkın sağlığı için buradaydık, buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz”. Ve taleplerimiz karşılanmadığı sürece önlüğümüzün beyazına özlük haklarımıza, halkın sağlığına sahip çıkmak ve mesleki onurumuzu korumak için 1 Ekim’den beri 5,5 aydır sürdürdüğümüz, 15 Aralık ve 7-8 Şubat’ta iş bıraktığımız eylemlerimize devam edeceğiz. Bu amaçla da yasal ve Anayasal hakkımızı kullanarak 14-15-16 Mart’ta G(ö)REV’deyiz, İş bırakıyoruz.”