Balıkesir Tabip Odası Başkanlığı, Covid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybeden 110 sağlık emekçisi adına basın toplantısı düzenleyip Covid-19’un sağlık çalışanları için acilen meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti.

Balıkesir Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan, Covid-19’un sağlık çalışanları için acilen meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Covid 19 hastalığı nedeniyle hayatını kaybeden Aydın Tabip Odası Başkanı Esat Ülkü’nün anılmasıyla başlayan basın açıklamasına CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Ahmet Akın, CHP İl Başkanı Sayın Serkan Sarı, CHP Milletvekili Op. Dr. Fikret Şahin ve CHP Milletvekili Ensar Aytekin ile Mimarlar Odası Başkanı Betül Dikici ve Makine Mühendisleri Odası Temsilcisi Ömür Boyuer ve diğer Demokratik Kitle Örgütleri destek verdi.

COVİD-19, SAĞLIK ÇALIŞANLARI İÇİN ACİLEN,

MESLEK HASTALIĞI KABUL EDİLMELİDİR!

Covid-19 salgınının başlangıcından beri, 50’si hekim olmak üzere 110 sağlık emekçisini kaybettiklerini ifade eden Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan, “Son bir haftada kaybettiğimiz meslektaşlarımızın sayısı 7. Bir haftada 7 hekim… Son olarak 2 gün önce çok değerli bir hekimimizi, Aydın Tabip Odası Başkanı Sevgili Op. Dr. Esat Ülkü gibi yeri kolay kolay doldurulamayacak çok kıymetli bir değerimizi daha kaybettik. Acımız sonsuzdur.

Başladığı ilk günden itibaren Covid-19 salgınının ilk karşılayıcıları doğaldır ki tüm dünyada olduğu gibi sağlık çalışanlarıdır. Bu nedenledir ki birçok ülkede sağlık çalışanlarının toplumun diğer kesimlerine göre 4-5 kat daha fazla Covid-19 ile hastalandığı, hatta ülkemizde olduğu gibi bazı ülkelerde de 10 kattan fazla hastalanma riski taşıdıkları saptanmıştır. Bunun için “Covid-19, sağlık çalışanları için milenyumun ilk meslek hastalığıdır” tanımlamaları yapılmıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve birçok Uluslararası örgüt, COVID-19 hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilmesi yönünde açıklama yapmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da henüz salgınının başlangıcında bu yönde değerlendirmeler yapılmış; sağlık çalışanlarının korunmasına yönelik önlemlerin alınması için ülkelere uyarılarda bulunulmuştur. İtalya, Almanya, Belçika, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Güney Afrika ve Malezya dâhil 130’a yakın ülke tarafından Covid-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul edilmiştir” dedi.

“COVİD-19 ATEŞİ BİZİ YAKMASI HALİNDE

BUNUN BELGELENMESİNİ İSTİYORUZ”

Dünyada birçok ülkenin Covid-19’u meslek hastalığı olarak kabul etmesine rağmen Türkiye’de edilmediğini kaydeden Uçan, “ Dünyadaki birçok ülke Covid-19’u meslek hastalığı olarak kabul ederken maalesef ülkemizde halen resmi olarak Covid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmemiştir. Oysa Dünya Sağlık Örgütü’nün belirttiği üzere; sağlık hizmeti nedeniyle COVİD-19 enfeksiyonu geçiren bir sağlık çalışanının zararının tazmini, rehabilitasyonu ve tedavisinin sağlanması sağlık çalışanının haklarındandır. 6331 sayılı Kanunda da tanımlandığı üzere sağlık çalışanlarının Covid-19 hastalığı “mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalıktır”. Yasalarımızda meslek hastalıklarının bildirim ve kaydının birincil yükümlülüğü Sağlık Bakanlığı’ndadır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından kayıtlarında olan Covid-19 hastası sağlık çalışanlarının sayıları günbegün açıklanmalı ve bunlar otomatikman meslek hastalığı statüsüne alınmalıdır. Bu kayıt ve bildirimin doğrudan SGK için bir “illiyet bağı” delili oluşturduğu konusunda mevzuatımızda gerekli değişiklikler ivedilikle yapılmalıdır. Böylece Covid-19 pandemisi ile mücadele sırasında vefat eden veya hastalanarak mağduriyet yaşayan sağlık çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmesi ve zararlarının tazmin edilmesinin önü açılmalıdır.  Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı tarafından açıklanan verilere göre Covid-19 hastası sağlık çalışanı sayısı 40 bini geçmiştir. Bu sayının sadece semptom gösteren sağlıkçıların sayısı mı, yoksa semptom göstersin veya göstermesin PCR ve BT ile tanı konan tüm sağlıkçıların sayısı mı olduğunu ne yazık ki bilmiyoruz; ancak bildiğimiz bir şey var: hala enfekte oluyor, hastalanıyor, malul kalıyor ve ölüyoruz. Bizler özlük hakkımızın gereği olarak “karşılaştığımız Covid-19 ateşinin bizi yakması halinde bunun belgelenmesini” istiyoruz.

Covid-19 pandemisi bizi çalışamayacak derecede yaktığında, bizlerde hasar bıraktığında, sağlığımızın olmazsa olmaz sosyal belirleyicisi olan “yaşamımızı idame ettirme sosyal güvencesi” istiyoruz… Covid-19 pandemisi bizi öldürdüğünde, yaşamımıza mal olduğunda geride bıraktıklarımızın meslektaşlarımızın, sosyal sürdürülebilirliklerinin devam edebilmesini istiyoruz, dünyanın her tarafında verilen bu özlük hakkının ülkemizde de yasalaşmasının güvencesini istiyoruz” dedi.