26 yıldır Üroloji alanında çalışan ve şu an Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı’nda görev yapan Prof. Dr. Emre Tüzel, Balıkesirlilere özel hizmet vermek için Savaştepe Caddesi üzerinde muayenehane açtı. Prostat, kısırlık tedavilerinin yanı sıra erkeklerin en büyük problemi olan cinsel işlev bozukluklarını tedavi eden Tüzel, yerinde ve zamanında tedavilerle bu bozuklukların önüne geçilebileceğini belirtti.

26 YILDIR ÜROLOJİ ALANINDA ÇALIŞIYOR

Sizi tanımak isteriz, bize kendinizi tanıtır mısınız?

26 yıldır üroloji alanında çalışmaktayım.1969’da Soma’da doğdum. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden 1994 yılında mezun oldum. 1994 yılında Sivas’ta pratisyen hekim olarak görev yaptım. 1994–1999 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak çalıştım ve 1999 yılında Üroloji Uzmanı oldum. 2001 yılına kadar DEÜTF, Üroloji Anabilim Dalı’nda Uzman Doktor ve Öğretim Görevlisi olarak görev yaptım. 2001’de John’s Hopkins Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalında, Dr. Patrick Walsh’un yanında prostat kanseri ve radikal prostatektomi konularıyla ilgili olarak Gözlemci Uzman Doktor olarak çalıştım. 2001–2004 yılları arasında Özel Ege Sağlık Hastanesi’nde (İzmir), 2004-2005 yılları arasında ise Friedrich-Alexander Üniversitesi (Erlangen-Almanya) Üroloji Anabilim Dalında misafir uzman doktor olarak görev yaptım. Eylül 2005 tarihinde Yardımcı Doçent ünvanını alarak Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’nda göreve başladım. Aralık 2007 tarihinde Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı’nda yapılan sınavla Tıpta Üroloji alanında Doçentlik unvanı aldım. Ağustos 2010 – Eylül 2017 tarihleri arasında Başkent Üniversitesi Zübeyde Hanım Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde görev yaptım. 2020 yılında 3 ay süreyle Uludağ Üniversitesi Üroloji bölümünde laparoskopik üroloji fellowu olarak bulundum. Halen Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı’nda görev yapmaktayım.

HANGİ ŞİKAYETİ OLANLAR ÜROLOĞA GİDEBİLİR

Üroloji uzmanına hangi şikayetler olduğunda başvurulmalıdır?

Çoğunlukla, yan ağrısı, göbek altında ve kasıklara vuran ağrı, karında kitle bulgusu, idrar yaparken yanma ve acı hissi, eşlik eden ateş, idrarda kan görülmesi, bulanık ve kötü kokulu idrar yapma, sık idrara gitme, gece sık idrara kalkma, taş düşürme, idrar kaçırma, ani sıkışma, zor idrar yapma, hiç idrar yapamama ve tıkanma, kilo kaybı, eşlik eden iştahsızlık, önemli ürolojik yakınmalardır. Kadın ve erkeklerde olan idrar kaçırma. Ayrıca erkeklerde sertleşme sorunu, penis eğriliği, boşalma bozuklukları (erken boşalma), göbek altı genital bölgede, testislerde, peniste ağrı, kısırlık, genital bölgede siğil, ciltte kızarıklık, su kesecikleri şeklinde şişlikler, idrar yolunda iltihabi akıntı, kaşıntı veya ağrı, testiste şişlik, kızarıklık, cinsel sorunlar eklenebilir. Bunların olması bir üroloji uzmanına gitmeyi gerektirecek bulgulardır.

ERKEKLERİN KORKULU RÜYASI

Prostat, erkeklerin korkulu rüyası olmaktadır. Prostatın hastalıkları nelerdir?

Prostat erkeklerde idrar torbasının altında yer alan ve yardımcı üreme organı olarak görev yapan bir salgı bezidir. Asıl görevi spermin taşınması için gerekli sıvının üretimidir. Prostatın içinden idrar yolu geçer. Yaşla beraber prostat boyutlarında büyüme meydana gelir ve içinden geçen idrar yolunu sıkıştırarak idrar akışını zorlaştırabilir, hatta tamamen durdurabilir. Bu nedenle prostat hastalıklarının belirtilerinden birisi idrar yapmakta güçlüktür.

Prostat Hastalıkları prostat enfeksiyonları (prostatit), benign prostat hiperplazisi (BPH –prostatın iyi huylu büyümesi) ve prostat kanseridir.

Prostatitlerin sebebi çoğunlukla bakterilerdir; fakat bakteriyel kökenli olmayan prostatit de görülür. Akut, kronik ve kronik pelvik ağrı sendromu alt tipleri vardır.

İyi huylu prostat büyümesi her erkekte yaşlanmayla beraber hormonların etkisiyle prostat bezinde meydana gelen iyi huylu bir büyümedir. Bu büyüme 50’li yaşlarda erkeklerin %50’sinde görülürken, 90’lı yaşlarda her erkekte beklenen bir sonuçtur. Fakat her prostat büyümesi idrar şikayetlerine neden olmamaktadır. İyi huylu prostat büyümesi olan hastalarda gece idrara kalkma, idrar akımının zayıflaması, kesik kesik işeme, idrar yapmak için ıkınma, idrara başlamada zorlanma, idrarda çatallanma, idrarda kanama, idrar yaptıktan sonra mesanede idrar kalması hissi, idrar kaçırma (tuvalete yetişememe veya sürekli damlama) ve hiç idrar yapamama görülebilen şikayetlerdir. İyi huylu prostat büyümesi, prostatit ve prostat kanseri aynı hastada birlikte olabilir.

Prostat kanserinde bugün için kabul edilen en önemli risk faktörü yaşlanmadır. Prostat kanseri erkeklerde en sık saptanan kanserdir. Prostat kanseri genellikle çok yavaş büyür, çok sinsice seyreder ve birçok hastada hiç bir belirti vermeyebilir. Bu nedenle 45 yaşından itibaren erkeklerin yılda bir defa düzenli kontrolden geçmeleri çok önemlidir. Bazı hastalarda da BPH’sı olan hastalarda görülen şikayetlere benzer olarak sık, güç ve ağrılı idrar yapma, idrarın damla damla yapılması, idrarda kanama ya da iltihap olması yanı sıra, menide kan ve ağrı gibi belirtiler, ereksiyonda zayıflama görülebilir. İlerlemiş hastalığı olanlarda kemik ağrıları, bacaklarda şişme, kilo kaybı görülebilir.

Prostat kanseri özellikle kemiklere ve lenf bezelerine yayılabilir (metastaz). Bu aşamada tedavi yaklaşımı hastalığı baskı altında tutma şeklindedir. Prostat kanseri prostata sınırlı iken erken tanı konulursa yapılacak tedavi ile kesin tedavi elde edilebilir. Bu nedenle prostat kanserinin tam olarak tedavisi hastalığın erken dönemde yakalanması ve uygun biçimde tedavi edilmesi ile mümkündür.

CİNSEL İŞLEV BOZUKLARI

TIBBİ SORUNLARDIR

Erkeklerde cinsel işlev bozuklukları nelerdir? Tedavi yöntemleri nelerdir?

Bazı erkek hastaların yaptıkları en büyük hata, bir üroloji uzmanına gitmek yerine mahrem duygusuyla, reklamlarda, sosyal medyada gördükleri ürünleri kullanmaları, yanlış yönlendirilmeleri nedeniyle ucuz ve kalitesiz, usulüne uygun yapılmayan uygulamaları kendi üzerlerinde uygulatmalarıdır. Önemle altını çizmek isterim ki cinsel fonksiyon bozuklukları olan sertleşme sorunu, erken boşalma, boşalma sorunları, cinsel istek bozuklukları tıbbi sorunlardır. Bu nedenle mutlaka bu konuda tecrübeli uzman bir üroloji doktoru muayenesi ve onayı ile tedavi almaları hem kendi hem de aile yaşamları için en doğrusu olacaktır.

“ERKEN BOŞALMA TEDAVİSİNE HER ZAMAN

DAVRANIŞSAL TEDAVİ EKLENMELİDİR”

En sık görülen cinsel fonksiyon sorunu erken boşalmadır. Erken boşalma yaşam kalitesini ve çiftlerin psikolojisini bozan bir durumdur. Vajinal girişi takiben boşalmaya kadar geçen sürenin 1 dakikadan az olması erken boşalmadır. Tedavide her zaman davranışsal tedavi eklenilmelidir. Ek olarak ilaç tedavileri (selektif serotonin reuptake inhibitörleri, lokal anestezikler) kullanılabilir. Paroksetin ve tek başına erken boşalma tedavisi için geliştirilmiş olan dapoksetin en etkili ilaçlardır. Erken boşalmaya sertleşme sorunu da eşlik ediyorsa, öncelikli problemin hangisi olduğu belirlenmeli ve tedavi ona göre şekillendirilmelidir. Davranışsal tedavide, kişinin kendisine güvenini kazanması, performans kaygısını ve stresini azaltması ve kendisini kontrol etmeyi öğrenmesi amaçlanır.

“SERTLEŞME BOZUKLUKLARIN NEDENİ

PSİKOJENİK VEYA ORGANİKTİR”

Sertleşme sorunu (Erektil Disfonksiyon) çiftlerin ilişkilerini ve erkeğin hayat kalitesini bozan önemli bir sorundur. Nedeni psikojenik, organik veya her ikisi birden olabilmektedir. Organik nedenli sertleşme bozuklukları nörojenik, endokrinolojik, vaskülojenik ve ilaç veya maddelere (sigara, tütün, uyuşturucu maddeler) bağlı nedenlerle gelişebilir. Kalp damar hastalıkları bazen tek bulgu olarak sertleşme bozukluğu ile karşımıza çıkabilir. Bu nedenle kişinin egzersiz kapasitesi ve kalp damar sorunları açısından genel durumu dikkatle incelenmelidir. Hipertansiyonu olan ve bazı hipertansiyon ilacı kullanan kişilerde sertleşme sorunu daha sık (%15-46) görülmektedir. Diyabet mellitus (şeker hastalığı) çağımızın en önemli sağlık problemidir. Diyabet hem erkeklerde hem kadınlarda seksüel sorunlara neden olmaktadır. Erkeklerde diyabet sıklıkla erektil disfonksiyon, libido düşüklüğü (cinsel istek azlığı) ve ejakülasyon (boşalma) bozukluklarına neden olmaktadır.

SERTLEŞME SORUNUN TEDAVİLERİ NELER?

Birinci basamak tedavide 5- fosfodiesteraz inhibitörleri (sildenafil, tadalafil, vardanafil, udenafil) ereksiyon sağlamak için kullanılır. Birinci basamak tedaviden fayda görmeyenler ikinci basamak tedavide penis içine papaverin ve prostaglandin enjeksiyonları, vakum cihazı ve prostaglandin içeren intraüretral ilaç uygulamaları kullanılır. Fosfodiesteraz inhibitörleri, kavernozal düz kas dokusunda gevşeme yaparak etkinlik gösterirler. Fakat yan etkileri de sıkça görülür. Eğer bir hastada iskemik kalp hastalığı varsa, nitrat kullanıyorsa, hipotansiyonu varsa, anatomik deformitesi varsa, peniste eğrilik ve peyroni hastalığı varsa, priapizme yatkınlık oluşturan orak hücresi anemisi, multiple myelom ve lösemisi varsa bu ilaçları kullanmamalıdır. Hastaların %30’u bu tedavilerden fayda görmemektedir, fayda görenlerin bir kısmı da sürekli ilaç kullanmayı doğal bulmadıkları için bırakmaktadır. İkinci basamak tedavisi ise sıklıkla kullanım zorluğu veya başarısızlık nedeniyle bırakılmakta, hastalar ya ümitsizliğe kapılmakta ya da sonunda penis protezi takılması önerilmektedir.

ŞOK TEDAVİSİ, PENİS PROTEZİ, PRP TEDAVİSİ

İkinci basamak tedavisinden fayda görmeyen hastalar için önemli 3 yeni tedavi yöntemi vardır. Bu tedaviler penis protezi takılmasından korunmak için penis dokusunu korumaya, canlandırmaya yönelik alternatif tıp tedavileridir.

Şok dalga tedavisi (ESWT): Şok dalga tedavisi penis dokusunda oluşturduğu mikro travmalar sonucunda anjiyogenez mekanizmasını aktive ederek, yeni damar gelişimini arttırarak etki gösterir. Ülkemizde yakın geçmişte uygulamaya konulan LiSWT (lineer şok dalga tedavisi-RENOVA) etkili bir yöntemdir. Daha önceki versiyonu olan ESW’ye göre 4 kat daha etkili, daha az seans ve kısa sürede uygulama yapılabilmektedir.

“PRP TEDAVİSİYLE PENİS DOKUSU

DOĞAL YOLLARLA ONARILIYOR”

PRP tedavisi (P-shot): “platelet rich plasma (PRP)” yani “trombositten zengin plazma” uygulaması, estetik uygulamalarda, saç ekiminde, ortopedi ve kalp damar hastalıklarında sıklıkla kullanılmaktadır. PRP tedavisi ürolojik hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır. En yaygın kullanıldığı alan da sertleşme sorunu tedavisidir. PRP’nin etkinliği doğal olarak kanımızda bulunan trombositlerde gizlidir. Hastadan alınan kan örneği özel bir işlemden geçirilerek trombositten zengin bir solüsyon elde edilmektedir. Trombositler, normalde, vücudumuzda bir doku hasarı, yaralanma olduğunda hemen orada toplanarak, içlerindeki büyüme faktörlerini, enzimleri, kök hücreleri aktive edici maddeleri ortama salarak doku iyileşmesini sağlarlar. PRP tedavisi ile hasarlı dokuya çok yüksek dozda bu büyüme faktörlerini ve enzimleri vererek daha hızlı ve doğal bir iyileşme, tazelenme, onarılma oluşmasını sağlamaktayız. Sertleşme sorunun tedavisinde penise PRP tedavisi ile penis dokusu, düz kası, damarları ve sinirlerinde oluşmuş hasar, patolojik durum doğal yollarla onarılmaktadır.

SERTLEŞME VE EREKSİYON

İÇİN PROTEZLER

Penil Protezler: Standart ve alternatif tedavi yöntemlerine yeterli yanıt vermeyen durumlarda kalıcı tedavi yöntemi penise protez konulmasıdır. Penisin sertleşen dokusu olan korpus kavernozumların içeriği boşaltılarak oluşan boşluğa protez yerleştirilir. Kabaca 2 çeşit protez vardır: 1) Penisi sürekli ereksiyon halinde tutan, fakat bükülebilir olan protezler. 2) Penisin istenildiği zaman ereksiyon haline gelmesini sağlayan şişirilebilir “fizyolojik” protezler. Fizyolojik protezler ileri teknolojiye sahip komplike, normal fizyolojiyi taklit eden, doğal görünümlü, soruna kalıcı çözüm getiren protezlerdir.