Efsanevi yönetmen Martin Scorsese bir suç destanı olan İrlandalı’yı (The Irishman) piyasaya öyle bir sürdü ki sosyal medya, televizyon, kitap ve dergi nereye bakarsak bir Al Pacino veya Robert De niro görmeme imkanınız yok.

Birkaç yıl öncesine kadar film için nihayetinde gerçek adımlar attıldı, ancak o zaman bile bu işi ortaya çıkarmak kolay bir süreç değildi. Paramount, artan üretim bütçesi konusundaki endişelerden ötürü İrlandalı’yı geri çekme fikri bile büyük tepkiye neden olmuştu. Neyse ki Netflix maddi konuları aşmasına yardımcı oldu. ‘İrlandalı’ tüm klişelere ateş eden yetenekli bir oyuncu kadrosu ve Scorsese’den seçkin bir diğer sinema başarısı olarak gördüm. Babalar lakabını sonuna kadar hak eden iki üstadın geniş oyuncu kadrosuyla beraber beyazperde de döktürdüğü bir film olmuş. Ayrıca Scorsese’nin filmin tam kadraj ile harcadığı 106 gün ünlü yönetmenin süre bakımından en üst seviyelere çıktığı film olarak da tarihe geçti. Scorsese’in en iyi yönetmenlerinden biri olarak bu işin yanında Taxi Driver ve Raging Bull’u yaptığı zamanki eserleri konusunda hala tutkulu ve hevesli olduğunu görmek daha bir çok eser için beni şimdiden heyeanlandırdı.